Senaryosunu, Lois Duncan'ın aynı isimli romanından (1973) uyarlayarak Kevin Williamson'ın yazdığı ve yönetmen koltuğunda da Jim Gillespie'nin oturduğu “I know What You Did Last Summer”; 1980'li yılların kanlı "slasherlarını" anımsatan ve elindeki balık kancasıyla terör estiren katilin kimliğinin gizliliğinin son anına kadar korunduğu, bir korku gerilim olarak geliyor karşımıza...
Gelin isterseniz; 17 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilerek, brüt 125.3 milyon dolarlık bir hasılat rakamına da ulaşılmış olan tartışmasız "kült" kategorisindeki bu sıra dışı filme biraz daha yakından bakalım...
***
Tavır ve davranışlarından sevgilisince terk edildiğini tahmin ettiğimiz, "aşağıya atlayarak intihar etmek" ile "içine büründüğü efkardan bir yolla kurtulmaya çabalamak" ikilemine takılıp kalmış olan hüzünlü bir delikanlı, tehlikeli bir biçimde oturduğu sahildeki kayalıkların tepesinde birasını yudumlarken; New York'ta aktris olma hayalleri kuran (efsanevi "Buffy the Vampire Slayer" 1997 - 2003 TV dizisinin Buffy'sini de canlandıran Sarah Michelle Gellar'ın oynadığı) Helen Shivers, 4 Temmuz Festivali'ndeki yerel Güzel Yarışmasının kraliçe adayları arasında yer almaktadır...
Elbette kraliçeliği kazanacağına kesin gözüyle bakılan Helen'i yalnız bırakmayan arkadaşları Julie James (Jennifer Love Hewitt), Barry Cox (Ryan Phillippe) ve Ray Bronson'da (Freddie Prinze Jr.) kendisini, salonun balkonundan izlemektedirler...
***
Yarışma sonrasında Helen, ablası Elsa'ya (Bridgette Wilson-Samprase) eve geç geleceğini söylerken; Julie'de, kendisine çıkma teklifinde bulunan Max Neurick'e (Johnny Galecki) "hayır" demekte ve bu duruma sinirlenen sevgilisi Barry'de Max'e ziyadesiyle sert davranmaktadır...
Hatta öyle ki, eğer aralarına giren Ray kendilerini ayırmasa; Barry neredeyse Max'i pataklayacak kadar kızgındır kendisine...
***
Derken...
Havanın iyice kararmış olduğu bir saatte bizim liseden yeni mezun olmuş dört kafadar, otomobillerine atladıkları gibi soluğu sahilde alırlar...
Ve...
Yaktıkları kamp ateşinin etrafında, duydukları bir korku hikayesinin detaylarını tartışırlar...
Bu arada, Barry alkolü biraz fazla kaçırdığı için dönüş yolunda; Barry'e ait olan gıcır gıcır aracın direksiyonuna Ray geçse de, hiç bir şey değişmez ve yolda yürüyen birine çarpıverirler...
Zira aracın açılır tavan camındaki taşkınlıklarını sürdüren Barry, Ray'in dikkatinin dağılmasına neden olmuştur...
Önce çarptıklarının, köpek veya geyik tarzı bir hayvan olabileceğini düşünseler de; suratı tanınmayacak derecede dağılmış ve sonradan adının David Egan (Jonathan Quint) olduğunu öğrenecekleri bir adamın kıpırdamadan yerde yatmakta olduğunu görmekte de, çok gecikmezler...
***
Bu durum üzerine...
Kızlar ve özellikle de Julie, polise gitmek konusunda oldukça ısrarcı davransa da; başta otomobilin sahibi de olan zil zurna sarhoş vaziyetteki Barry ile sakin olmaya çalışalım diyen Ray itiraz ederler...
Çünkü Barry'e göre polis; her ne kadar aracı kendi kullanmıyor olsa da, bu iddiaya inanmayacak ve alkollü araç kullanırken adam öldürmekten hapsi boylayacaktır...
Oldu da tersine, yani aslında olayın gerçeğine ikna ettiler polisi; bu kez de, ne parası ne de ailesi olmayan Ray'in hayatı kararacaktır...
Hala polise gitmekte direnen Julie'nin gözünü de Barry, kazandığı üniversite bursunu alamamakla korkutur...
***
Şaşkın vaziyetteki gençlerin arasındaki konuşmalar, bu genel çerçevede devam ederken...
Kamyonetiyle Max'in, kendilerine doğru yaklaşmakta olduğunu görerek; aldıkları ani bir kararla Ray ile Barry, kucakladıkları gibi cansız adamı, yol kenarındaki bariyerlerin ardına gizlerler...
Yanlarına geldiğinde de Max'a Julie, çok içmiş olan Barry'nin yeni otomobilinin içine değil de dışarıya kusması için durduklarını söylese de; yan dikiz aynasından Max, Barry'nin aracının kaza geçirmiş olduğunu çoktan fark etmiştir bile...
***
Max uzaklaşır uzaklaşmaz...
Otomobilin bagajına yükledikleri adamı, denize atmak amacıyla iskeleye indiklerinde; birden canlanan ağır yaralı haldeki zavallı adam, son bir hamleyle Helen'in kafasındaki kraliçelik tacını kaparak denize düşmesin mi...
Neyse ki...
Biraz zorlansa da, atik davranarak denize atlayan Barry; kendileri kadar canlı olan adamın elindeki tacı alarak Helen'e geri verecektir...
Ardından da...
Zorbalığı iyice su üstüne çıkmış olan Barry'nin baskılarına boyun eğmek suretiyle aralarında anlaşan çocuklar; bu konu hakkında, bir daha konuşmama ve bu sırrı mezara kadar gizleme kararını alarak ayrılırlar...
***
- Bir Yıl Sonra -
Üniversite öğrencisi Julie, yaz tatili için evine döner...
Döndüğünde kendisini, içinde "Geçen yaz ne yaptığını biliyorum!" yazılı bir not bulunan; annesi Bayan James'in vereceği, üzerinde posta pulu ve postane damgası mevcut olmayan bir mektup zarfı beklemektedir...
Bu not Julie'yi hem şaşırtmış hem de fazlasıyla tedirgin etmiştir...
***
Geceyi zor tamamlayan Julie; ertesi sabah vakit kaybetmeden, New York'ta olduğunu zannettiği Helen'in telefon numarasını istemek üzere Julie'nin ablası Elsa'nın mağazasına gider...
Ama işte tesadüf bu ya...
Helen'de oradadır ve Julie hiç tereddüt etmeden, cebinden çıkarttığı tehditkar bir ifade tonuna haiz olan söz konusu notu ona doğru uzatır...
Sonrasında da birlikte Barry'i evinde ziyaret ederler...
Evet...
Ölüme terk ettikleri David Egan'ın, karides ağına takılarak üç hafta sonra denizden çıkartılan cesedinin üzerindeki incelemeler neticesinde; polis olayı, kazara boğulma olarak tanımlamıştı...
En azından haber, gazetelerde bu şekilde yer almıştı...
***
Bu notu yazma olasılığı en yüksek isim olarak Barry'nin aklına; önce festivalde tartıştıkları o meşum gece de kendilerine yolda rastlayan Max gelir ve yanına giderek çalışmakta olduğu balıkhanede onu, fena biçimde korkutur...
Böylelikle bir daha kimseye bu tarzda bir not göndermeye cesaret edemeyecektir Max...
Aynı gün...
Yine balıkçılıkla uğraşan Ray'de, Julie aracılığıyla nottan ve Barry'nin Max'e uyguladığı şiddetten haberdar edilir...
***
Barry'e göre konu artık kapanmış gibi görünse de...
Julie'ye tehdit notunu gönderen balıkçı kılığındaki (Muse Watson), bir seri katile dönüşerek; dört arkadaşın hayatlarını resmen kabusa çevirecek olan kimliği meçhul görgü tanığının ilk kurbanı da Max olur...
Kısacası konu kapanmamış, aksine daha da çetrefilli bir hal almıştır...
Dakika 38...
Vizyona girdiği yıl sinema salonunda izlediğimiz filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; finalinde, devam filmi olan "I Still Know What You Did Last Summer"ın (1998) gelmekte olduğunun mesajının da verilmesinin yanı sıra heyecan dozunun da eksilmeden devam edeceği, 63 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
Takılmayın düşük puanlar vererek, gerek müzikleri ve gerekse de görsel efekt kullanımındaki abartıya kaçmayan itinasıyla göz dolduran filme ilişkin olumsuz sözcükler karalayanların eleştirilerine...
Keyifli seyirler,