X-Men filmlerini seviyorum. Hepsinde doğal olarak ilginç kahramanlar, buna bağlı olarak güzel "dövüş"ler ve düşünecek pek çok şey de var. Garip isimli, taytlı adamların olduğu popüler bir Amerikan filminden daha ne bekleyebiliriz? Tabi bu filmleri tek başıma oturup izlemem yanımda bana "hangi güce sahip olmak istersin?", "sence kim haklı?" "Wolverine şunu dövse yener mi?", "Senin görüntün de mutasyona uğrasa saklamak, değiştirmek ister miydin, yoksa Mystique ya da Beast gibi gezebilir miydin?" vb. sorular soran eşimin olması gerekiyor. Kardeşime bir X-Men filmi açıp filmin onu nasıl sardığını izlemek de çok eğlenceli oluyor. Yani X-Men filmlerini eş-dostla izlemeyi tercih ederim. "Dövüş"ler genel olarak tüm filmlerde güzel ama uzun zaman sonra X-Men'in ilk filmini izleyince Wolverine'in hareketleri biraz hantal ve fazla koreografik geldi. Eşimin bana verdiği bilgilere göre, örneğin bu filmdeki Nightcrawler gibi ya da First Class'taki Azazel gibi şeytan figürünü çağrıştıran karakterleri mutlaka koyu Katolik gösteriyorlarmış ki Amerikan halkı seriye karşı isyanlara gelmesin. Bir de X-men çizgi romanları ilk kez Türkçeye çevrildiğinde Icemen'i, Buz satıcısı diye çevirmek gafletinde bulunmuşlar. Ben tüm seride en çok Mystique karakterine bayılıyorum. Bence hem iyi dövüşüyor hem de zeki uçak falan kullanıyor, şifreleri çözüyor vs. ve sosyal bir güce sahip, kimseyi kırmadan da işini halledebiliyor. Şenlikli bir tip. En saçma bulduğum güç de vücudunun bir yerinden ışınlar çıkaranlar mesela bu filmde Cyclops ya da First Class'taki Havoc gibi. fazla düz bir güç. X-men filmlerinde insan ister istemez bireysellik, özgürlük üzerine düşündürüyor. En çok bu bakımdan sevdim. Bizim güncel popüler filmlerimizle kıyaslamak istiyorum: Bizde genellikle herkesin uyumlu olduğu, iyi ve kötü arasında kesin ayrımların yapıldığı filmler vardır. Ya komedi filmidir ve herkes mutludur, kısa bir süreliğine kötü bir şeyler olur sonra o kötü güç yenilir ve hayat devam eder. Ya da avantür filmidir iyi ve kötünün safları bellidir ve üzerinde düşünmeye gerek olmaz. İyiler kötüleri döver ve böylece yeniden uyum sağlanır. Eski komedi filmlerimizi tenzih etmek istiyorum. Mesela bir Gülen Gözler ya da bir Sultan gibi filmlerdeki kötülerin toplumsal koşullardan dolayı, ekonomik olarak gelişme hırsından dolayı kötü oldukları hissettirilir. Ama günümüzdeki mesela Eyvah Eyvah gibi sade suya tirit komedileri söylüyorum. Böyle bir duyarlılık, düşünce yok ve gerek de görmüyorlar. X-men'de ise (ekonomik koşulların sorun olmadığı bir dünyada) iki ayrı grup var; insanlar ve mutantlar. Birbirlerinden korkuyorlar. Bu korku yüzünden de birbirlerinin özgür olmasını istemiyorlar. Magneto'nun ekibinde gibi hem insanlardan üstün hissetme söz konusu hem de geçmiş zamanların öcünü alma isteği var. X-Men filmleri içinde en hareketlisi ve merak uyandırıcı olanı 2. film ancak, özgürlüğü daha çok sorun eden ve pek çok boyutta ele alan film Son Direniş. Bu arada süper kahraman filmlerinin olmazsa olmazı kamusal alanların "dövüş"sırasında heba edilmesi bu filmlerde de fazlasıyla var. Gerek insancıl Xavier'ın adamları olsun, gerek Nietzsche'ci Magneto'nun ekibi olsun sıradan halkın kullandığı yerleri kendi amaçları doğrultusunda yıkıcı biçimde kullanıyorlar. Filmlerin sonunda ise onca kargaşadan, dövüşten sonra uyum ancak karşılıklı olarak özgürlüklere ve haklara saygı da gerçekleştiğinde kuruluyor. Bir tarafın diğer tarafa boyun eğmesi söz konusu değil. Amerika gelir dağılımı eşitsizliğinin en yüksek olduğu ülkelerden (Türkiye ile birlikte); Amerikan rüyası bu bakımdan gerçekleşmedi ama "biz halkız!" diyebilen ve her tür baskıya karşın bağımsızlığını ilan eden ilk ülke olması sebebiyle, nostaljik bir unsur olarak da olsa bireyselliğini koruyarak özgür nasıl olunur, farklı düşünen ve birbirinden korkan toplumsal gruplar hangi koşullar altında kaynaşır gibi soruların halen güncel olarak tartışıldığını görüyoruz. Bizdeki popüler filmlerde ise karşılıklı anlama çabasından çok karalama, şiddet ve baskı yoluyla kendi tarafına geçirme ya da her şeyin güllük gülistanlık olduğu (!) kasabalara kaçma hikaye diye sunuluyor.