Julie Taymor, arşivimizin en baş köşesinde yer alan sayılı birkaç yönetmenden biridir…
Onun, gözümüzden bile sakınıp her gün nemli bezlerle tozunu alıp pamuklar içinde sakladığımız “Titus” (1999), “Across the Universe” (2007) ve “The Tempest” (2010) gibi filmleri bizim açımızdan paha biçilmezdirler…
Ama o “Frida” yok mu?
İşte onun yeri bambaşkadır bizim için…
Önce hangisinden başlasak bilemiyoruz?
Frida Kahlo’nun kendisinden mi, kocası olan müthiş sanatçı Diego Rivera’dan mı yoksa Sovyet devriminin önemli liderlerinden Leon Trotsky’den mi?
Üçü de; yaşamlarının bir dönemi, bir diğerinin yaşamıyla Meksika’nın ücra bir köşesinde kesişen efsane isimler…
İşte Julie Taymor’un yaptığı iş de, bu üçlünün yaşamlarının kesişen bu bölümünün hikâyesinin anlatıldığı Hayden Herrera’nın "Frida: A Biography of Frida Kahlo" (1983) isimli çalışmasını Clancy Sigal’ın senaryosuyla sinemaya aktarmak olmuş…
Yaklaşık 12 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilen ve 2 Academy, 1 Golden Globes ve 1 BAFTA ödülü de kazanan bu film; yaklaşık olarak brüt 57 milyon dolarlıkta bir gişe hasılatı da yapmış…
***
Aslında, Frida için lafı daha fazla uzatmaya gerek yok…
Sonuç olarak bu film:
Bir yanda Salma Hayek, Alfred Molina, Antonio Banderas, Edward Norton ve Geoffrey Rush gibi birbirinden kaliteli isimlerden oluşan harika bir oyuncu kadrosu; diğer yanda ise, böylesine müthiş bir dönem filminin kurgusu için gerekli olan dekor ve müzikler ile başta Frida’nın makyaj ve kostümleri olmak üzere aranan her şeye sahip olan son derece sıra dışı bir biyografik drama…
Sadece şu ana kadar saydıklarımız bile, mutlaka her sinefilin arşivinde de bulunması gereken bu harika filmin izlenmesi için yeterli nedenlerden biridir diye düşünüyoruz…
İzleyecek herkese keyifli seyirler,
Son bir not: Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinal hali, 3 Haziran 2018 tarihinde bir başka mecrada yayınlanmıştır...
ressam frida kahlo nun gerçek yaşam hikayesi… tempo bazen düşüyor ama hiç sıkmıyor.. Sürükleyici denebilir.. Kadro harika.. Bir biyoğrafi ancak bu kadar başarılı beyaz perdeye aktarılır
İzledikçe saygınızın artacağı, çarpıcı diyalogları ve imkansızlıkları aşmanın vereceği motivasyon ile sıkılmadan izleyebileceğiniz bir film. Sevmek ne güzel bir duygudur; direnmenin, dayanmanın ve bağlılığın ilacı. İçinizden sevginiz, hayat enerjiniz hiç solmasın. İyi seyirler
Frida'nın hayatını biyografik yerine duygusal/kişisel olarak işlemiş. Tarihlerle değil yaşam tarzıyla. Beklentilerin biyografik taraflı ise kesinlikle hayal kırıklığına uğrarsınız. O durumda bir verilebilir ama; +bulunduğu psikolojik bunalım +aile ilişkilerinin, sanat aşkıyla gelen kişiliğine oldukça ters düşmesi +yaşadığı yerlerin atmosferi (Meksika'nın renkli çiçekli kuru kafaları, Paris'teki insan şehir bunalımı ve insanlarının yaşam tarzıyla gelen eksantrik (egzantrik değil) ortamlar) amacına uygun bir şekilde aktarılmış. Ben puanım beklentilerimin kurbanı oldu. Saydığım şeyler için izleyin, diğer türlü içerdiği cinsellik sizi önemli derecede rahatsız edebilir.
İzlediğim en iyi filmlerden biri. Sanatsal bir yapıt, hemde biyografi, çok sıkıcıdır önyargısıyla izlemeye başlamama rağmen daha 10. dk da filmin içinde buldum kendimi bir biyografi bence daha iyi çekilemez.
öncelikle 7/10Agir isleyen bir film. Siyasa olaylar, gereksiz dialoglar bazen sikabiliyor insani. Genel olarak idare eder bir film. Resimler ve müzikler harikulade gerçekten. Evli çift imrenilecek cinsten. Özellikle evlilik konusmasini yapan dinsiz kadinin sözleri aklima kazindi...
İşte insanın döne bir şeyler yazacağı..defalarca izlenince farklı duygulara kapılıp gideceği müziklerin görselliğin tavan yaptığı bir film ..düşünmek keyf almak hayatın farklı yaşantılarına uzanmak istiyorsanız mutlaka izleyin derim SÜPerrrrr
İyi bir film ama öyle bir başyapıtda değildi yani.Salma hayek başta olmak üzere diğer oyuncularda çok başarılıydılar bazı yerlerde sıksada genelinde sürükleyiciydi.İzlemek isteyenlere öneririm.8/10
Tüm oyunculuklar süper. sanatçıların hayatı bu kadar uçuk oluyor işte ve film de bunu güzel anlatmış, yalnız yavaş yavaş ilerleyen film sonlarına doğru birden hızlanıyor ve insanlar yaşlanıyor. Bu kısım biraz daha yavaş ilerleyebilirdi. Bir fikrim de şu ki bence bir sanatçının iç dünyası daha iyi anlatılabilirdi. Film daha çok iki sanatçının arasındaki tuhaf aşk ilişkisi üzerinden yürütülmüş. Yani senaryoyu çok iyi bulmadım. Kitabını okumadım. Kitabı da böylemidir kitaba sadık kaldıkları için mi böyle yaptılar onu bilemiyorum. Ama izlenmesi gereken bir film diye düşünüyorum. Notum 7,5.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.