Julie Taymor, Frida'nın öyküsünü etkileyici bir dille anlatmaya çalışsa da film sonlarına doğru bir parça sarkmaya, etkileyiciliğini yitirmeye başlıyor. Buna rağmen oyuncularının performanslarıyla, kostüm çalışması ve sanat yönetimiyle öne çıkan bir yapım... (6/10)
frida'yı izlemeden önce frida kahlo'nun yaşamına ilişkin böyle bir film yapılacağını okuduğumda heyecanlanmıştım, daha önceden biyografisini okuduğum bu sanatçının hayatını filme çekmek ve onu izlemek bana keyif vermişti.ancak hollywood yapımı çoğu filmde olduğu gibi, kimi klişeleşmiş unsurların da bu filmde de olacağı kaygısını da taşıdım, ve bu beklentim karşılıksız çıkmadı, tam bir hollywood yapımı frida ile karşıkarşıya kaldık, bilinen klasik senaryo örüntüsü, biraz acı sosa batırılmış, karakterlerin kışkırtıcı özelliklerinden işe yarayanlar öne çıkartılmış, cinsellik ögesi gibi....biraz da renklerin geçişi kullanılmış, ancak firidanın politik kişiliği bile onun dişilik özellikleri kullanılarak yaratılmış, bir hollywood yapımı filmde olması gereken herşey vardı, belki de ernest hewingway'in yaptığı gibi yapmak gerekiyor, kendisinin yazdığı romanların filme çekilmiş hallerini izlemediğini, yazdıklarının kötü bir filme aktarımı olduğunu savunagelmiş, belki de bizim de frida hakkında bildiklerimiz okuduklarımızla kalsa iyiydi, frida'yı genç kuşakların bu filmle bilmelerini istemezdim. bu filmi beğenlere de sormak lazım, biraz renk geçişi, biraz kışkırtıcı özellikler, biraz kamera hareketi bir filmi iyi bir film yapmaya yeterli mi? hele ki biyaografi gibi işlemesi zor olan konuyu senarlaştırmak, filme dökmek konusunda, bir filme iyi demek için iki kere dişinmek gerekiy, bunu bir de hollywood yaptıysa üç kere düşünmek gerekiyor.
İŞTE FRİDA KAHLONUN İLGİNÇ HAYAT HİKAYESİFrıda Kahlo6 Temmuz 1907 de meksikada dogdu.6 yasında cocuk felci hastalıgına yakalandı.Hastalıgı atlattı ama sağ bacağı sonsuza kadar sol bacagından daha ince olarak kaldı.Fridanın asıl hayatını değiştiren olay 18 yaşındayken 17 Eylül 1925de oldu.İlk sevgilisi Alejandro ile bir otobüse bindi.Otobüste yandan yaklaşan tramvayda yavaş gidiyordu.Ama ikiside duramadı.Tramvay otobüse tam ortasından carptı ve yavaş yavaş sürüklemeye başladı.Otobüs birdenbire parcalar halinde havaya uçtu ve yolcular camdan fırladı.Frida otobüsün sahanlığından kalan parçanın üzerinde yatıyordu.Çıplaktı,pırıltılı kostümü yüzünden üzeri yıldızla ve kanla kaplıydı.Bir ray parcası vücüduna saplanmıştı.sonuçunda ise kırık bir omurga,kalca kemiğinde üç,sağ ayakta onbir kırık,sol kalcadan giren ve karından cıkan bir demir cubugun actığı derin yara...Fridanın yaşaması mucizeviydi.Aylarca yataktan kalkamadı.Vücudu çelik korselere hapsedildi.Tüm ailesi ona destek oldu.Oyalansın diye yatagının tavanına bir ayna koydular.Artık ona bakıyordu.Yatağının yanında babasının ona verdiği boya tüpleri vardı.Böylece frida,kendi yüzüne bakarak desenler yaparak,bozarakdeneyerek ressam oldu.Frida sadce iyileşmekle kalmadı,yatagından da kalkabildi.Sakatlığını gizleyen elbiseleri,pantolanlarıyla hayatı sonuna kadar yaşamak istiyordu.Meksikanın sanat camiasına girdi ve ünlü duvar ressamı Diego Rivera’yla tanıştı.21 Agustos 1929 da evlendiler.Cektiği bütün fiziki acılara,hiçbir zaman cocuk doguramamasına ragmen, frida hayat dolu bir kadındı.İlginc bir ciftlerdi.Birbirlerini sürekli aldatır hemde cok severlerdi.1939 da boşanıp 1940 da tekrar evlendi.fridaya bütün erkeler hayrandı ama o fridayı süreklşi aldatıyordu,hatta bu kadınlar arasında fridadan 11 ay küçük kardeşi cristina da vardı.Sonunda fridada kendi hayatını yaşamaya başladı bir cok erkege asık oldu ama hiçbirini diego rivea kadar sevmedi.Sevgilileri arasında en ünlü olanı Lev Troçki idi.Frida ölümüne yakın meksikada tek kişisel sergisini actı.Sağlığı o kadar kötüydü ki doktorlar ona açılışa katılmamasını tembihledi.Ancak söz dinlemeyen frida kahlo hastane yatağında sergiye katıldı.Yatak galerini ortasına yerleştirildi.Frida yattığı yerden insanlarla şakalaşarak sarkı söyleyerek herkesi etrafına topladı.Bu onun son parlayışıydı.Aynı yıl sağ bacagı dizinden kesildi.13 temmuz 1954 de öldü.İntihar söylentisi etrafa yayıldı.Günlüğünde yazdıgı son cümle şöyleydi:'cıkış yolunun güzel olacagını ve asla geri dönmeyeceğimi umarım.'Şu anda sinemalarda 'Frida' filmi, sanat tarihçisi Hayden Herrera’nın biyografisi temel alınarak yapıldı.Frida Kahlo tablolarının en büyük kolleksiyoncularından MADONNA, fridayı canlandırmak istiyordu.Bir başka istekli de Jennifer Lopez idi.Sonunda rolü meksikalı yıldız SALMA HAYEK kaptı.
harika olcak Film. Filmi sevenler Resmi sitesini ziyaret etsin Cok manyak yapmışlar siteyi ayrıca frida'nın resimlerinide koymuşlar bi bakın gözünüz gönlünüz acılsın renkler cıvıl cıvıl adres şu http://www.miramax.com/frida/
Anthony Hopkins’i sinemayı bırakma noktasına gelene dek kök söktürdüğü Titus adlı filmini buralarda izleme fırsatı bulamadığımız Julie Taymor tiyatro kökenli bir yönetmen. Bu da onun ikinci filmi. Eleştiriler değişken. Benim izlediğim birkaç sahne doğrusu pek başarılı değildi. Ancak özellikle Kahlo’nun yaratı süreçlerine dair sürreel sahnelerin oldukça başarılı olduğu söyleniyor (Bu sahnelerde Quay kardeşlerin imzası var). Doğrusu çok büyük umutlarım yok ama dikkate değer bir film. Salma Hayek’e Oscar adaylığı getirmesi de olası. Alfred Molina’nın Oscar şansı azalıyor gözükse de bu film onun yıllardır hak ettiği takdiri görmesini sağladı en azından.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.