Hep merak edeceksiniz... Olaylar çözülmeye başlayacak.. Mavi anahtar, mavi kutu merakınız dinecek; hayır şimdi daha çok merak edeceksiniz. *Hadi yapmayın o kadar da kötü anlatmadım.Yönetmenden daha insaflıyım. *TARZI İTİBARIYLA BAŞARILI BULUYORUM.
GERCEKLERI GORMENIN ARTIK VAKTI GELDI BENCE.KAYIP OTOBANLA HAYATININ EN IYI FILMINE IMZA ATAN FILM MUZIKLERI KURGUSU SENARYOSUYLA MUKEMMELI YAKALAYAN DAHADA ONEMLISI HOLLYWOOD DA TANINAN AMA ASLA TOP CLASS OLMAYAN AKTOR VE AKTRISLERLE INANILMAZ GUZELLIKTE ISLER YAPAN LYNCH BU FILMIYLE DUSUSE GECIYOR.BENIM ICIN TAM ANLAMIYLA BIR HAYAL KIRIKLIGI OLAN BU FILM HOLLYWOOD SEKTORUNU ELESTIRECEGIM DIYE BU DUZENDEKI YALANLARI ANLATACAGIM DIYE BASTAN SONA KAOTIK KARANLIK VE COGU ZAMAN KURGU BOSLUKLARI VE ANLAMSIZLIKLARIDA ICINDE BULUNDURAN VE SON YARIM SAATI GECMEK BILMEYEN BIR ISKENCEYE DONUSUYOR.FILMI BEGENEN KISILERDE ISE SADECE BIR PUZZLE TAMAMLAMA ZEVKI GAYRETINDE OLAN FILM DIGER LYNCH FILMLERINE GORE HIC TAT VERMIYOR.DAHA ONCEKI FILMLERINDE TURLU ZEKA OYUNLARINA IMZA ATAN LYNCH BU FILDE ISE SADECE YAPTIGI FILMI 15-20 PARCAYA BOLUP HARMANLAMAKTAN WE SEYIRCININ IZLERKEN KAFASINI KARISTIRMAKTAN OTEYE GIDEMIYOR.BU FILMINDEN SONRA KENDINDEN BEKLENEN TARZDA IDDIALI BIR FILMDE GORUNMEYEN LYNCH UMARIM ICINDE BULUNDUGU BU VERIMSIZ DONEMI CABUK ATLATIR VE ARTIK KENDINE YAKISAN EN AZINDAN MULHOLLAND CIKMAZI GIBI SEYIRCIYI SIKMAYAN FILMLERE IMZA ATAR...
Öncelikle belirteyim ben bu filmi sevenlerdenim. Bu film her zaman ortalıkta dolaşan filmlerden o kadar farklı ki, belki de bu yüzden bir çok kişi için bir can simidi görevi üstlendi. Bu filmi izledikten sonra "tamam, işte budur" diyebildim, tabi film bittikten sonraki dumur evrem geçtikten sonra. O evre içinde beynim durmuş gibiydi.
Oyunculuklara ise hiç kimsenin birşey diyeceğini sanmıyorum. İlk başlarda ne kadar sinir bozucu bir oyun sergilediğini düşündüğümüz N. Watts filmin ikinci yarısındaki oyunuyla sinir nasıl bozulurmuş bize gösteriyor. Naomi'nin en iyi performansıydı diyebilirim. O kıskanç bakışlar, bunalımdayken tavırları.... o havayı yaşmamız için her şey sağlanmış.
Ben de Tarantino'yu çok ama çok severim. Ama bu iki yönetmeni karşılaştırmak ne kadar doğru olabilir allah aşkına. Tarantino'daki diyalogları da başka bir filmde bulamazsınız. Pulp Fiction zaten bu yüzden birçok kişinin favorisi. Ama çok farklı kulvardalar diye düşünüyorum.
Hmm.. Film hakkında bir iki şey daha: Diane'ın Camilla'yı öldürtmesinin üç nedeni var: 1. Kendisinin oynamak istediği bir role onun seçilmiş olması. 2. Kendisiyle bir ilişki yaşarken onu terketmesi. 3. Yönetmen Adam'ı kendisinin de sevmesi.
Bana göre Diane yönetmen Adam'ı, Camilla'yı sevdiği gibi seviyordu. İstediği rol ile beraber Camilla ve Adam'ı aynı anda kaybedince Camilla'yı öldürtmeye karar verdi. Ama yaptığı işten pişman oldu çünkü bu şekilde sevdiği Camilla'nın ölümünden kendisi sorumlu oluyordu. Yani sevdiği birini kaybetmekten dolayı üzüntülüydü. Ayrıca dedektiflerin kendisini şüpheli bulmaları da işi daha da kötüleştirdi. Çünkü Camilla'nın ölümünden sonra hiçbir sorun çıkmasaydı rolü kapabilir ve belki de Adam'a sahip olabilirdi. Rüyasında Camilla Rhodes'un resmi verilirken orada başka bir kişinin resmi duruyor. Bu resimde gördüğü kişi Diane'ın katıldığı yemekte Camilla'nın yanına yaklaşıp onu dudağından öpen kişi. Diane rüyasında rolü onun almış olduğunu görüyor. Yani rolden vazgeçiyor. Rüyada yönetmen ile bakışıyorlar aynen ilk bakışta aşk gibi. Burada seçmelere katılmıyor. Ve Rita'ya (Camilla) sözü olduğunu hatırlayarak oradan gidiyor. Bu şekilde hem Adam'dan hem de rolden vazgeçmiş oluyor. Onun tek istediği Camilla'nın kendisini terk etmememesi. Ama tabi hiçbirşey rüyasında gördüğü gibi olmuyor. Uyandığında mavi anahtarı görüyor (katil mavi anahtarı gördüğü zaman işin bitmiş olduğunu anlamasını söylemişti) ve dedektiflerin kendisini aradığını duyuyor. Böylece gerçeklerle yüzleşiyor. Ama buna daha fazla dayanamayıp intihar ediyor.
SHANALACAK Allah aşkına doğru söyle filmi kaç kere izledin, not tuttun mu, biri sana tiyo verdimi ve dahimisin nesin kardeşim iki kere izledim hiç bir şey anlamadım. şimdi bunun üstüne film bence çok iyiydi çünkü anlamama rağmen beni resmen koltuğa çiviledi iki izleyişimdede belkide Lynch bunu başarmak istemiştir. çünkü bir düşünün hiç anlamadığınız bir filmi pür dikkat izleyebilirmisiniz bence hayır çok farklı bir kurgusu var filmin yani kendini size bağlıyor. ve kopamıyorsunuz filmin havasına bir kapıldığınız zaman her şey bitiyor. ve sahne geçişleri de müthiş bence yani kısacası konu dışında her şey çok iyi acaba bir daha mı izlesem diğer taraftan da ben aptalmıyım diye düşünmeye başladım .... deli olacam yaa
arkadaşlar abartmıyorum müthiş ötesi bir film.izlemeden ölmeyin herşey çok karışık aşağıdaki arkadaşın dediği gibi bende o opera sahnesini hayatım boyunca unutamam hem gerilim hem hüzün aynı anda yaşanıyor o sahnede.memento nun bi nevi hatun versiyonu kesinlikle ama kesinlikle izmediyseniz çok şey kaçırdınız..
Bu filmi en iyi ben anladım diyen kişi bile yanılmıştır bence. İzleyin... sıkılma sorununuzu göz ardı ederek ve beklentisiz izleyin derim. Tabiki de Naomi Watts için... iyi ya da kötü ,sıkıcı diyen tüm izleyiciler haklıdır zaten...
Filmin senaryosunda boşluklar mı var, yarım mı kalmış, zekice mi kurgulanmış, izleyiciyle dalga mı geçiyor bilmem ama film bittiğinde oylece kalıveriyorsunuz. Film çıkmaza bağlanyor sanki. Oyuncular müthiş! Büyük bir cesaretle farklı bir şey denenmiş. Bergman'ın Persona filminden ilham almış olabileceği kanısındayım.
David Lynch sinemasını izlemeden önce az çok hepimiz tanırız. ? Sıra dışılığın? sınırlarını zorlayan bir yönetmen. Filme başlamadan önce de buna hazır olmanız gerekir. Önce izleyecekleriniz tek düze bir karışıklığa neden olmadan ilerlerken ortaya bir kutunun çıkmasıyla aslında her şeyin rüya olduğunu ve devamın da izleyeceklerinizin rüyadaki insanlarla gerçekteki insanların karakter değiştirmesinin başkarakterimizin nasıl etkilediğini görüyoruz. Bu kısımda yine bir karışıklığa yol açmadan ilerlemiyor yönetmen. Hayal, rüya ve gerçek arasında yol alarak bazı ipuçlarına değinse de siz zaman dilimini anlamaya çalışırken bunların farkına varamıyorsunuz. Parçalar tamamıyla yerine oturuyor rüyadan kesitlerle şimdiki zamanda faktörünü karıştırmanız olası ancak az bir dikkatle filmi çözmeniz, anlamanız bittikten sonra ?bu muydu şimdi? Veya ?müthişti? demenize zemin hazırlıyor. David Lynch'ın filmlerindeki amacı genel olarak izleyiciyi film bittikten sonra başka bir rüyaya sürükleyerek film üzerinde yoğunlaşmasını, anlamaya çalışmasını sağlamak. Bunu bu ve birkaç filmini izleyerek anlayabilirsiniz. Bu filminde de yönetmen bunu fazlasıyla başarıyor. Final sahnesine geliyor ve film bitince bir süre olduğunuz yere çakılı kalıyorsunuz sadece düşünüyorsunuz ve bir şeyleri anladığınız farkına varabiliyor ve bir başyapıt izlediğinizi biliyorsunuz..Bu durumda kesinlikle izleyiciye göre değişebilir'Kurgu ve senaryo müthiş denilecek kadar başarılı.Biraz daha anlaşılır şekilde bağlanabilir miydi demek istiyorsunuz zaten az çok anlamışsanız ve yönetmenin tarzı hakkında bilginiz varsa buna hiç ve hiç gerek kalmıyor.Durgun işlemesi bu filmde olumsuzluk yerine her şeyi daha iyi anlamanız konusunda bir olanak sağlıyor.Ayrıca bu durgunluk sonrası nasıl bir sahneyle karşılaşacağınızı tahmin edemiyor sürekli bir merak içinde bulunuyorsunuz.Bu da heyecanı üst seviyede tutmakla birlikte filmin havasına uygun bir şekilde gerilim yaşatıyor.Oyunculuklar..Kesinlikle mükemmeldi, çok fazla başarılı ve gerçekçiydi..Naomi Watts ?ın performansı ayakta alkışlanabilir derecede göze çarpıyor.Genel olarak film başyapıt sözünü hak ediyor.Heyecan gerilim, karışıklık, beyin yorgunluğuyla 4/4? lük diyorum..Göze çarpan birkaç mantık hatası var ama bunları umursamıyorsunuz zaten J İzlenmeli..10/8.6
Bu filme daha önce saçma bir yorum yapmıştım bunun nedeni filmi tam olarak anlamadan eski hafıza kırıntılarıma göre değerlendirmemdi.Filmi anlayarak bir kez daha izledim ve bu Lynch denen hasta-dahi adama tekrar ve gerçekten hayran oldum.böyle bir filmi asla kimse yapamazdı ondan başka... Film; Naomi Watts sayesinde inanılmaz bir kaliteyi tutturmuştur ki ilk bir buçuk saatlik kısmın Diane Selwyn'in rüyası olduğunu fark etmek yine onun oyunculuk gücü sayesinde ortaya çıkıyor.Çoğumuz böyle rüyalar görmüştür (elbette sağlıklı biri için bu kadar kompleksini değil) yani yakından tanıdığımız birine rüyada başka bir isimle ve kimlikle hitap ederiz, ama yine aynı rüyada bi başkası aynı kişidir.Tıpkı böyle bir rüyayı en ağır psikolojik sıkıntı ve derinlikte sabah kadar karmaşık biçimde gören Diane, rüyasında aşığı ve aynı zamanda en çok kıskandığı kişi olan Camilla ile yeniden birleşir.Ama Camilla'yı Betty'nin rüyasında öldürmeye çalışan katillleri (gerçekte limuzin şoförleri değil) aslında Betty adındaki kızı gördüğü kafede kendisi tutmuştur... Aslında Diane'nin rüyası tümüyle Yaşadıklarına dair çağrışımlardan oluşmaktadır.Tüm bu sorunlarını ve sonunda eşcisnel sevgilisini öldürtmek için kiralık katil tutmasının esas tetikleyicisi ise mulholland dr.'da bir akşam gittikleri adam kesherın yemeğidir ve yine rüyasına çağrışım yapan birçok kişiyi de gerçekte burada görmüştür.O yemekte Diane belkide hayatında olmadığı kadar ezik ve değersiz hissetmiştir kendini.Zaten ondan sonra gider Winkies de o katille buluşur, parayı verir , Betty adlı garson kızı orda görür v.s. Daha çok şeyde yazabilrim aslında ama genel olarak bu kadrı kafi diyorum.Bu film üzerine konuşmaya ve yorum yapmaya değen orjinal bir filmdir,her ne kadar eşcinselliğin kullanılmasını tasvip etmesemde bu noktada Diane'nin içine düştüğü hezeyanı ve bu yüzden ağır bir depresyonun içinde bulunmasını da bu ahlak dışı ilişkinin körüklemiş olduğunu görmekteyiz. Yorumum hakkında firi olanlar;eksik yada yanlış bulanlar veya olumlu bulup fikir danışmak isteyenler pekala mesaj atabili bana. Emin olun filmin puanının düşük olması sadece filmi anlamayıp kötü puan verenler yüzünden zira bu film 10/10
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.