ya bu film bi harikaaa. başka ne denirki bu film için. müthiş müthiş..... edward ı alıp içinize sokasınız geliyor. johnny deppin muhteşem oyunculuğu..bilmiyorum bu filmi nasıl anlatayım..
Muhteşem birfilm. Benzeri bulunmayan bu filmde insanın sevgiye, aşka inciltmekten kanaymaktan zarar vermekten dolayı dokunamayışımızı anlatır gibi deldi. Alttan anlatılan üsten gösterilen şeyler o kadar güzelki. Tavsiyem herkesin bu filmi kaçırmaması.
TİM BURTON; Benim için yeri çok farklı olan bir yönetmen. Johhny Depp'de aynı şekilde.Bunun sebebi işte bu filmdir.Kaç kere izlediğimi saymadım ama, ilk izleyişim aklımdan hiç çıkmamıştı. Edward için çok üzülmüştüm. Depresyona girip elimi kazağımın içine sokup, makas tutup dolaşıyordum,onu daha iyi anlamak için. Nasıl bir psikolojiye girmişsem artık. Sonrasında zaten bu iki isimden yaptıkları filmlerden hiç vazgeçemedim.Belki bu filmi yeni izleseydim bu durum böyle olmayacaktı...(Edward Scissorhands) Masumluk tur. O sıkıcı klasik monoton hayat içindeki farklılıktır ,tabi yapılan her güzel şeyi bazı insanlar beğenmedi ondan hoşlanmadılar ama o her şeyin tekdüze tüm evlerin aynı tip olan yerde kendini sevdirmeyi başardı.Bunun için çaba sarf etmemesine rağmen o hep kendi oldu. O masum bakışları su yatağını patlatması,yemek yemesi hiç çıkmaz aklımdan. Makas eller dendiği zaman hem bir gülümseme aynı anda bir hüzün kaplar içinizi.....
Film uzun zamandır izlemeyi düşündüğüm fakat bir türlü fırsat bulup izleyemediğim bir filmdi.Bugün filmi izlediğimde cidden güzel bir konuya değinilmiş.İnsanların farklılıklara bakış açısı ve mahalle baskısı konusunda gayet doğru tesbitleri olan bir film.Şahsen benim izlenilmeye değer bulduğum ve kesinlikle başkalarına da önereceğim bir film
Burton, Batman gibi gişe rekortmeni bir filmin arkasında kısıtlı imkanlarla çektiği ve tamamen kendine has bir anlamda kendini anlattığı en kişisel çalışması denilebilir. Özellikle Burton'ın has fanatiklerince de çılgıncasına bir fanatizmle sahipleniyor olması da onun bir kült film olmaya en aday film olduğu gerçeğini bize gösteriyor. Burton'ın en kişisel ve özel çalışmasını bazılarının Edward'ın saçlarının Burton'ınkilere her ne kadar benzediği söylense de Burton'ın çocukluğunda fazlaca sessiz kabul edilen ve arkadaş çevresinden her zaman dışında tutulmuş bir karakter yapısının bunda daha fazla etkili olduğunu gösteriyor. Film tabi ki otobiyografik bir çalışma değil ama 80'li yılların bir tür otobiyografisini bir anlamda canlandırmıyor da değil. Özellikle 80'lere damgasını vurmuş gençlik filmlerinde karşılaştığımız farklı olmak ve uyumsuz olmak bir tür karakter yaratımının vazgeçilmez parçası olmuşken Burton bunu kendine has esprili bir dille o dönem için şaşırtıcı bir açılımla zihinlerde yer ediniyor. Örneğin, 21 Jump Street gibi bir televizyon dizisiyle ünlenen Johnny Depp'in karakterin dışında çok farklı bir rolü Edward'ı canlandırması ya da Anthony Michael'in filmografisine baktığımızda asi, farklı olmaya çalışan bir karakter yüklenmesinden çıkıp o zamanın seyircilerine düzenin adamına soyunuşu bir tür devrimdi bir anlamda. Özgün temellere oturttururken banliyö yaşamının tek düzeliği farklılığın bir tür duvarlarla örüldüğü yalnızlığın temellendirilişindeki bir metafor izleyiciye her daim dinlendiriliyor. Peg'in Edward'a yanlışlıkla yüzünü kanattığı yerlere bir tür kapatmak için makyaj yapması ama hiçbir zaman bu yaraları bir tür kapatamaması da filmin temel düşüncesi olan toplumdaki farklı olmanın, kabul edilememenin bir tür maskelendirilmesine karşı bir çıkışın tasavvuru noktasında önemli bir detay olarak görülebilir.
Çocukken izlesem beğenirdim belki ama, basit müzikleri klasik çekimleri fantastik başlangıçtan sonraki düz konusu ile zaman kaybetmeye değmeyecek bir film.Empire dergisinin ilk 100üne girdi diye izledim sırf ve burdaki övgülerdende yola çıkarak ama diyebilirimki kendi sinema tarihimin en büyük 2.fiyaskosuydu!
filmi yıllaaaar önce izlemiştim, ki o zaman ne sinemadan ne yönetmenden anlayabilecek kadar küçüktüm.filmin adınıda oyuncularınıda tanımıyordum,buna rağmen öyle etkilenmişim ki 2. kez izlemediğim halde hala filmin duygusunu çok iyi hatırlıyorum.işte bu yüzden tim burtonu ve johnny depp i çok seviyorum.
Özellikle bir kaç sahnesinde beni ağlatmasıyla, müzikleriyle, Edward’ın bir melek-çocuk karışımı saflığıyla,bizi saniyelerle yüzeyselden derin bir duygusallığa salıncak gibi sallamasıyla ve daha anlatılmaz pek çok duyguyla bayıldığım film.Keşke Edward burda olsa ve de o şaşkın suratına bir öpücük kondurabilsem.
johnny deppi ilk tanıdığım ve oyunculuğuna da kendisine de aşık olduğum ilk film.ayrılmaz kankası tim burtonla çok güzel iş çıkarmışlar.mükemmel bir film.
Kurumuş gözlerime bir damla gözyaşı düşüren yegane film bu filmi izleyince insan zekasının ve hayalgücünün ne denli sınırsız olduğunu anlıyor insan film o kadar ütopik bi şekilde ilerliyorki insan filmi izledikten sonra bir arkadaşına filmle ilgili nasıl yorum yapacağını şaşırıyor klişeleşmiş titanikvari duygusallık yaratmaya çalışan yönetmenlerin tim burton dan öğrenecek çok şeyi var
Film bence zamanına göre en başarılılarından biri.Ayrıca hala kendini izletebiliyor.Başralı yönetmen Tim Burton'un mükemmel eşsiz masalsı filmine tanıklık ediyoruz.Filme baktığımızda o zaman ki mucit çizgisinin ne kadar farklı olduğunu görebiliyoruz ama onun dışında değişen pek bir şey yok.Bana göre film yer yer komedi yer yer dram ve aşk içermesiyle ayrıca fantastik bir temele oturtulmasıyla şu an ki film dünyasının şekillendirmiş.Ailecek izlenebilecek dadundan yenmez bir filmspoiler: .Ayrıca o zaman da avonculuk olması beni benden aldı :D İnsani değerleri çok güzel göz önüne sermiş ve izledikten sonra bıraktığı tarifsiz duygu paha biçilemez.Hemen izlenmeli hep izlenmeli :)
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.