Senaryosu, serinin yaratıcısı da olan Derek Kolstad ile birlikte Shay Hatten, Chris Collins ve Marc Abrams tarafından yazılan “John Wick: Chapter 3 – Parabellum”, yönetmen koltuğunda, ilk iki filmdeki gibi Chad Stahelski’nin oturduğu bir drama…
17 Mayıs 2019 tarihinde Amerika’da vizyona giren filmin, 7.4 /10 (267.017 oy) ve 4.3/5 (38.758 oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 7.5/10 (344 yorum) ve 73/100 (50 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları, iyi bir seyirlik olduğunu söylüyor gibi…
Ama biz yine de mevzuya “John Wick: Chapter 2” (2017) nin tam da kaldığı yerden devam eden bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye ardından da puanlamaya çalışacağız…
Ancak bu kez, gerçek ismi Jardani Jovonovich olan Belarus doğumlu John Wick’i (nam – ı diğer “Baba Yaga” veya “Bogeyman”) harekete geçirerek 131 dakikalık adrenalini yüksek bir koşturmaca içine sokan şey bu kez ne çalınan arabası ne öldürülen köpeği ne de yakılan evi…
Bizzat kendi kellesi için konulan 14 milyon dolarlık bir ödül…
Bunun içinde, 75 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilen ve 326.7 milyon dolar gibi fazlasıyla tatmin edici bir hasılat rakamına ulaşılmış olan filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz…
Bu bağlamda da işe; karşımızdakinin, serinin ilk iki filminde olduğu gibi “neo – noir” ın bütün karakteristik özelliklerinin, “üst seviye aksiyon” ile harmanlanarak sunulduğu bir film olduğunu söyleyerek başlayabiliriz…
Zira öncelikle “neo – noir” adına:
• Kadın (Asia Kate Dillon’ın canlandırdığı "The Adjudicator / Yargıç"), karanlık, suç ve yozlaşmanın her türlüsü ile cinsellik, kin, nefret, şüphe, ihanet ve Amerikan “noir” ının kült filmlerinden “Casablanca” (1942) ya saygı duruşu olarak Kazablanka’da tüttürülen puro – sigara, sokaklardaki rengârenk neon ışıkları ve bardaktan boşalırcasına yağan yağmur, bu filmde de eksik değil…
“Üst seviye aksiyon” tanımı için de:
• Provalarında, Halle Berry’nin üç kaburga kemiğini kırdığı dövüş sahnelerinin pek çoğunda eski bir dublör olan yönetmen Chad Stahelski’in (yine dublör olarak) sahne aldığını söylememizin yeterli olacağını düşünüyoruz…
Oldu olacak filme adını veren şu “Parabellum” a da bir açıklık getirelim:
• Ki o da Latince bir askeri deyim olan “Si vis pacem, para bellum” dan türemekte olup, “Barış istiyorsan, savaşa hazırlan” anlamına gelmektedir…
Elbette, çoğu sahnesi daha sonra Method Studios, Image Engine ve Soho VFX firmalarının teknisyenlerinin marifetli elleriyle biçimlendirilen filmin görsel efektlerinin de hakkını yememek lazım…
Özellikle de Keanu Reeves’in finaldeki düşme sahnesinde sergiledikleri olağanüstü becerileri nedeniyle…
O yüzden de bu sahnenin “ham” halini görmemiş olanlara, ne yapıp edip onu bulun ve sinemanın (daha doğru bir deyimle “hayal satma işinin”) günümüzde ne hale geldiğini anlayabilmek adına bir an önce izleyin diyoruz…
Üç filmlik (toplam 584,2 milyon dolar) hasılat başarısının sonucunda serinin, “John Wick: Chapter 4” (2021) ve “Ballerina” (Tarihi Daha Sonra Duyurulacak) isimli devam filmleri de yolda olduğuna göre bize de yorumu burada noktalamak düşüyor…
Belki, yine klasik bir laf olacak ama diğer yorumlarımızda olduğu gibi “spoiler vermeden”, farklı bir bakış açısı ile yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu satırlar filme ilişkin ilk tespitimiz olsun…
İlk önerimize gelince:
O hakkımızı da bu kez; serinin ilk filmindeki sözlerimizi tekrarlamış olmak pahasına her filmi ayrı bir olay olan yönetmenleri takibe almış olan sinemasever dostlara, “Chad Stahelski’yi de sımsıkı tutun ve bırakmayın” diye seslenerek kullanmak isteriz…
Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde “İyi” kategorisine dâhil ederek puan olarak da 3,5 verdiğimiz türünün en iyi örneklerinden biri olan bu film için önerimiz de olumsuz puan ve yorumlarda söylenilenlere aldırmadan “muhakkak bir şans da siz verin” şeklinde olacak…
Keyifli seyirler…