Her ne kadar ezberlerimiz aksini söylese de, ülkemizin bütün kültürel faaliyetleri, köpürtülmüş bir anti militarist söylemin üzerine bina edildi.Genelde sol jargondan beslenen bu kültürel dil, devleti ve onun bütün unsurlarını terazinin aşağıya doğru inen kesesine koydu ve böylece diğer kese yani kendi söylemi hep yukarda kaldı.Bu tavrın isteyerek veya istemeyerek ortaya çıkardığı sonuç ise devletinden,halkından ve daha da kötüsü ‘’buralı’’ olmaktan utanan bir entellektüel dünyaya sahip olmamız oldu.
Her ne kadar bol bol eleştirsek de bu suyu aksi istikamette ısrar ve inatla sürdürmeye çalışan milliyetçi kesimin bu konuda hakkını yememeliyiz.Bir tarafın abartılı eleştiri ve zihin sahasına aynı şekilde abartarak da olsa, farklı bir dil oluşturmayı hep başardılar. Fakat ne yazık ki bunun kültür dünyasına yansımaları çok sığ,çok sıradan ve çok cılız oldu.
Fakat Dağ 2 filmi, konjonktürün ve siyasal ortamın kendisine sağladığı atmosferinde yardımıyla, vatan,devlet ve bayrak sevgisini, sinema sanatının bütün olmazsa olmazlarına dikkat ederek beyazperdeye taşımayı başarıyor.
Film ne abartılı bir milliyetçi söylem, ne de kompleksli bir ‘’katil asker’’ çıkmazına saplanıyor.
Tam tersine, dozunda ve gerçekci diyalogları ile vatanı korumak için bir çok fedakarlığa katlanan askerlerin karşısına, anti militarist bir gazeteci olan Ceyda Balaban figürü konularak, cesaretle iki zihin dünyasını da anlamaya çalışıyor.
Hüseyin Nihal Atsız’ın, Kahramanların Ölümü şiirini keskin nişancının ağzına kısım kısım yerleştiren film ekibi, hem çok sağlam bir gönderme yapıyor, hem de şiir ve kurşun metaforunu çok az filme nasip olabilecek ustalıkla kullanıyor.
Cast seçimi ve oyuncuların rollerindeki yeteneklerinin yanı sıra özel efektleri ve Tsk destekli silahlarıyla sinemada izlenmeyi fazlasıyla hak eden bir film Dağ 2.
Bu arada film müzikleri için Duman grubunun seçilmesi de bir başka cesaret isteyen zekice hamle olmuş.
Grubun dinleyici profilinin, uzak olduğu düşünülen bu duygu dünyasına çağırmak gerçekten ‘’Kolay Değildir’’.