İlk Alien filminin getirdiği başarıdan sonra bir devam filmi gelmesi kaçınılmazdı. Fakat ilk filmin hayranlarının büyük bir kısmı ve filmin başrol oyuncusu Sigourney Weaver, bir devam filminin zorlama olduğunu düşünüyordu. Fakat o zamanlar Terminatör gibi büyük bir hite imza atmış olan James Cameron yönetmen koltuğuna geçince her şey değişti. Ve benim açımdan şunu söyleyebilirim ki Aliens, her açıdan serinin ilk filmini aşan bir film. Sadece serinin en iyi filmi değil, aynı zamanda da tüm zamanların en iyi bilimkurgu filmlerinden biri ortaya çıkmış.
Aliens, ilk filmden 57 yıl sonra geçiyor. İlk filmin sonundan beri uzay boşluğunda dolanan Ripley'i yeni bir uzay ekibi bulur ve aralarına alır. Artık teknoloji, silahlar daha gelişmiştir fakat kimse yaratıklara karşı önem almamıştır. Ripley, bu konuyu herkese kanıtlamaya çalışır ve bir ekip ile yaratıkları araştırmaya giderler. Bazı olaylar sonucunda ekip, yaratıkların arasında kapana kısılmıştır ve bu seferki yaratıklar daha büyük ve daha tehlikelidir.
Öncelikle Aliens'ın yönetmenin kurgusu versiyonunu izlediğimi belirtmeliyim. Bu versiyon, filmin normal süresinden yaklaşık 20 dakika daha uzun ve filmi çok daha iyi bir hale getiriyor. Eğer bu filmi izlemeyi düşünüyorsanız, yönetmenin kurgusu versiyonunu izlemenizi şiddetle öneririm.
Şimdi, Aliens'ın neden tüm zamanların en iyi bilimkurgu filmlerinden birisi oluşuna değinmek istiyorum. Aliens, ilk filmdeki gerilim atmosferini alıp, bunu daha büyük bir yere aktarmış. Bunu yaparken de ilk filmdeki her şeyi daha büyük, daha iyi hale getirmiş.
Mesela yaratıklar bu filmde daha da tehlikeli. İlk filmde gördüğümüz yaratıklar bile bu filmde daha büyük bir gerilim yaratıyor. Bu sayede de ortaya daha da heyecanlı bir atmosfer çıkmış oluyor.
Aslında filmi iyi yapan tek şey sadece atmosfer, görseller vb. şeyler değil. Bu filmdeki oyunculuklar da mükemmeldi. Sigourney Weaver'ın bu filmle Oscar'a aday gösterildiğine inanabiliyor musunuz? Kesinlikle hak ettiğini rahatlıkla söyleyebilirim. Weaver yalnızca sinemanın en güçlü kadın karakterlerinden birini canlandırmakla kalmamış (Sarah Connor'ı da unutmayalım), aynı zamanda karakterine duygusal bir derinlik getirmeyi başarmış. Ripley'in çocuk Newt'ı korumaya çalışması, onu kendi kızı olarak görmesi, karakterini daha da güçlendirmiş.
Bu arada, filmdeki Newt karakterini de beğendim. Newt'ı canlandıran Carrie Henn, küçük yaşına rağmen iyi bir performans sergilemeyi başarmış.
Bütün iyi yanlarına rağmen Aliens'ın birkaç eksiği olduğunu düşünüyorum. Bazı tahmin edilebilir anları (mesela yan karakterlerin başına nelerin geleceğinin bazı anlarda belli edilmesi), bazen hikayenin zayıflaması gibi yanları var. Ama bu Aliens'ı kötü bir film yapmıyor, sadece mükemmel olmaktan biraz uzaklaştırıyor. Ama genel anlamda Aliens, her haliyle serinin ilk filminden daha başarılı olmuş. Karakterleri, görsel efektleri ve senaryosu gerçekten takdire şayandı. Kesinlikle izlemenizi tavsiye ediyorum, pişman olmayacaksınız.