Hesabım
    Son 3 Gün
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    2,0
    Yetersiz
    Son 3 Gün

    Ortalık çok dağınık...

    Yazar: Fırat Ataç

    Gün geçmiyor ki Luc Besson'un yapımcılığını ve senaristliğini üstlendiği yeni bir film kapımızı çalmasın. Özellikle 90'larda yaptığı işlerini çok sevdiğimiz Besson'un o ara nasıl bir güç depoladığını tahmin etmek zor değil. Bu öyle bir güç ki bir günde yazıldığı ilk bakışta belli olan senaryolarını bile bütçesi azımsanmayacak filmlere dönüştürebiliyor. Asıl ilginç olanı bunların en az yarısının başarılı addedilmesi hatta serilere dönüşmesi.

    Tek başına takılmayı seven sıkı bir kahraman, kabul edilebilir miktarda aile ya da ilişki draması, mizah ve işin bir şekilde bağlandığı Paris'ten oluşan Besson formülü, Mcg'nin yönetmenliğini üstlendiği 3 Days to Kill'in de her anına sinmiş durumda. Tabii ki ne kadar kendini tekrar etse de Besson'un da öğrendiği şeyler var bu hayatta. En son örnek ise Taken...Yaşını başını almış bir aktörü uzun bir aradan sonra tek kişilik şovun merkezine yerleştiren, Liam Neeson'un kariyerini yeniden inşa eden bu yaklaşım, 3 Days to Kill özelinde Kevin Costner'a denk geliyor. 2006 tarihli Guardian fiyaskosundan beri pek ortalarda görünmeyen Costner'ın Man of Steel ve Jack Ryan ile yaptığı antremanlar ise kopyala/yapıştır mantığının getirisiyle yerle yeksan oluyor.

    Tecrübeli bir gizli servis ajanı olan Ethan (Kevin Costner), beynindeki tümörün ciğerlerine sıçradığını, fazla bir ömrü kalmadığını öğreniyor. Son aylarını uzun süredir görmediği kızı Zooey (Hailee Steinfeld) ve karısı Christine (Connie Nielsen)'e ilgi göstermek üzerine kurgulayan Ethan'ın planı, Fransa'ya ayak bastığı an karşısına çıkan bir diğer ajan Vivi (Amber Heard) ile keşmekeşe dönüşüyor. Vivi'nin Ethan'dan bir kaç kişiyi öldürmesi gibi ufak bir ricası var. Aile saadetine yelken açmak isteyen bir adam bunu neden kabul etsin ki? Karşılığında test aşamasında olan bir ilaçla tümörünü 'iyi huylu' hale getirebilme seçeneği sunulursa, eder.

    Ailesiyle işi arasında kalmış birini, durumunu gizli tutmak adına yaşadığı gerilim ve durum komedileri üzerinden anlatan bir çok hikaye izlemişizdir. 3 Days to Kill'in öncüllerinden farklı olarak aile yönüne biraz daha eğildiğini görmek güzel. Bu eğilmenin yarattığı ikili ilişkiler ise ancak 'absürd' olarak tanımlanabilir. Pek fazla ruhani incelik barındırmayan, gereksiz anlarda bile silahını elinden düşürmeyen, mizah yeteneği neredeyse sıfır derecesinde olan bir baba ile ergenlik dönemindeki kızının klişelerle örülü ilişkisi ilginizi çok fazla ayakta tutamıyor. 

    Filmin henüz girişinde bize sunulan, ağıza bir parmak bal çalmaktan ibaret olduğu sonradan anlaşılacak kalburüstü aksiyon sahneleri gidişat içerisinde önce vasatlaşıp sonra yok oluyorlar. Bunun nedeni, ele yüze bulaştırılan aile içi dinamikler yetmezmiş gibi başka ikincil hikayelerin de peşinden koşulması. Fransa'daki evi istila eden Malili aile, kızı ile ilgili tavsiyelerde bulunduğu için Ethan'ın öldürmekten vazgeçtiği bilgi kaynağı, Crank çakması etkileri olan ilaçla cebelleşmeler... Ortalık o kadar dağınık ki bir türlü toparlanamıyor.

    Çok uzun süre boynundan çıkarmadığı atkısı sayesinde kırışıklarını saklamaya çalıştığını düşündüğüm Kevin Costner'ın inandırıcı bir aksiyon starı olmaktan uzak bir performans gösterdiğini söylemekte fayda var. Hailee Steinfeld kalibresinde bir genç oyuncunun ergenlik çekilmezliğinden tatlı kıza evrilmesinde, Connie Nielsen gibi göründüğü her sahnede aklımızı başımızdan alan bir kadının 'seviyorum ama çaktırmamam lazım' noktasına sıkışmasında şaşılacak bir durum yok. Oyuncular cephesinde asıl mesele Amber Heard'ın tam bir senaryo ve yönetim başarısızlığının kurbanı olması. Baştan savma bir femme fatale olan Vivi'nin kırmızı bir fon önünde nedensizce silah şarjörü değiştirmesi, iş konuşmalarını striptiz kulübünde gerçekleştirmesi, birbirinden farklı dört saç modeliyle etrafta dolanması ve giydiği deri kıyafetler, onu 3 Days to Kill'in B filmi kanadının yılmaz bekçisi yapamıyor. Zira başlı başına fetiş bir karakter olmasına rağmen bu fetişlerin altı koca bir boşluk.

    3 Days to Kill, yaratıcılıktan yoksun senaryosu, kiralık yönetmeni, kullanılamayan oyuncuları ile gitgide sıkıcı bir deneyime dönüşüyor. Hayatınızda nasıl doldurabileceğinizi bilemediğiniz iki saatlik bir boşluk varsa gidin bir görün derim...

    Fırat ATAÇ / firatatac.com

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top