Ortalama puan
4,0
459 Puanlama
Büyük Budapeşte Oteli hakkında görüşlerin ?

25 Kullanıcı yorumları

5
8 Eleştiri
4
8 Eleştiri
3
7 Eleştiri
2
0 Eleştiri
1
2 Eleştiri
0
0 Eleştiri
4,5
14 Haziran 2014 tarihinde eklendi
Son yılların kesinlikle en iyi filmlerinden birine imza atmış Anderson. Her filmi gerçekten ayrı bir sanat eseri. En son "Moonrise Kingdom" ile kendine hayran bırakmıştı bizleri. Son olarak da "The Grand Budapest Hotel" ile. Sürekli bir önceki eserinin üzerine koyarak, seviyeyi daha da yukarıya taşıyarak ilerliyor sanki. Tam bir "yönetmen filmi". Muhteşem oyuncu kadrosunu tek tek saymaya, uzun uzun anlatmaya gerek yok. Ancak tabii ki bu kadronun içinde ışıl ışıl parlayan "Zero"dan, yani Tony Revolori'den bahsetmeden de geçemeyiz. Ve tabii ki kusursuz bir Fiennes. Her sahnesi tekrar tekrar izlenesi bu filmi kesinlikle kaçırmayın. Keyifli bir sinema şöleni.
1,5
28 Mart 2015 tarihinde eklendi
asla kötü bir film değil fakat bu türü sevmeyenlerin uzak durması gereken bir yapım 3/10
5,0
29 Aralık 2016 tarihinde eklendi
TEK KELİME İLE WES ANDERSON BAŞYAPITI
Wes Anderson gibi bir dahinin Amerikan sinemasına birkaç beden fazla geldiğini söylemek biraz cesurca bir söylem olsa da biraz düşününce haklılık payı olduğunu fark edebiliyoruz. Uçuk kaçık filmlerinde hayal dünyasıyla gerçekliği pastel betimlemeler ve karakterlerle birleştiren usta yönetmen, en son Moonrise Kingdom ile kariyerinin zirve noktasına ulaşmıştı. Bu kadar iyi bir filmden sonra gelecek eserinin ne kadar riskli bir noktada ayakta durmaya çalışacağını tahmin edebilirsiniz. İlk olarak Berlinale’de görücüye çıkan, bir de festivalden büyük jüri ödülü kazanan Büyük Budapeşte Oteli, Anderson’ın önceki filmiyle yükselttiği çıtaya birden fazla basamak ekleyerek yönetmenin ustalık eseri olarak parlıyor
Büyük Budapeşte Oteli’nde kendi zekasının ve hayal gücünün en uç noktalarına erişmiş gibi duruyor. İlk dakikalarında seyircide yüksek bir merak duygusu uyandıran filmin senaryosu en ufak bir şüpheye mahal vermeden kusursuzun kanlı canlı örneği olmuş desek abartmış olmayız. Büyük bütçeli yahut önemli filmlerin yıldız oyuncularının kısacık, basit rollerde hayat verdiği tuhaf karakterler, filmin adrenalini yüksek gidişatında seyircinin en samimi dostu oluyor. Yönetmen hayal ürünü bir dünyada, hayal ürünü karakterlerin ne kadar farklılaştırılabildiklerini kanıtlamak istercesine filmini basit patikalardan dolambaçlı yollara, sığ sulardan derin okyanuslara sürüklüyor. Öyle ki Büyük Budapeşte Oteli’nin her anında bir sonraki sahnede ne olacağını tahmin ettiğimiz halde bir an önce ilerlemesini bekliyoruz çünkü Anderson, iflah olmaz bir yaramaz çocuk olarak ritmi hiçbir şekilde düşmeyen ve en başından tutup duygu seli olup akan finaline kadar seyircisine kucak açan bir hikaye kurgusuyla karşımıza çıkmış. En güzel rüyalarımızı bile kıskandıracak bu yepyeni evrenin bir parçası olmak ise hiç zor değil zira yönetmen, her türden seyirciyi tatmin edecek bir portreye davet ediyor. Sıkı dostu Alexandre Desplat tarafından bestelenen harika müzikler eşliğinde, Anderson’ın kendisiyle özdeşleşen kamera kullanımı ve dekorlar da bu armoniye katılınca Büyük Budapeşte Oteli’nin mutluluktan ve sinemayı kutlamaktan daha azını vaat etmeyeceğini fark ediyoruz. Daha önce de bahsettiğim gibi yıldızlarla dolu kalabalık kadrosunun yağmur damlaları gibi bir bir ekrana düşüp bir anda yok olmaları ise hiçbir rahatsızlığa sebep olmuyor. Her biri bu armoniye renk katarak görevlerini yerine getiriyor, Anderson’ın baş yapıtının birer parçası oluyor.

Aynen öyle; Büyük Budapeşte Oteli’ni Wes Anderson’ın başyapıtı olarak rahatlıkla kabullenebiliriz. İvmesini hiçbir zaman düşürmeyen böylesi yaratıcı bir yönetmenin Amerika’nın muhafazakar sinema anlayışı içinde sıyrılıp bu gibi eserlerle karşımıza çıkıyor oluşu ise basitçe bir lütuftan daha azı olamaz. Moonrise Kingdom sonrasında daha iyisini yapabilir mi diye düşünürken Büyük Budapeşte Oteli ile karşılaşmak pek hoş oldu, peki bundan daha iyisini yapabilir mi? Aynı kuşkuya mahal vermeye gerek yok, neden olmasın deyip geçelim!
3,0
25 Ocak 2015 tarihinde eklendi
Filmin yıldızı:Filmin yönetmeni olan Wes Anderson
Basit bir hikaye ve sıradan sayılabilecek bir senaryo ama kendine özgü kamera kullanımı,diyaloglar ve ünlü oyuncularla müthiş bir anlatım,modern bir masal...
4,0
5 Aralık 2021 tarihinde eklendi
Kesinlikle çekim kalitesi ve değişik tarzda olması ve eğlenceli olması filmi çok keyifli bir hale getiriyor.
4,0
5 Haziran 2014 tarihinde eklendi
The Grand Budapest Hotel, komik, zekice hazırlanmış bir polisiye. Tabii ki Wes Anderson farkıyla. Filme "Masalsı bir dünyada polisiye lezzeti" demişler ve tamamen katılıyorum. Bir nevi filmin özeti gibi. Öncelikle Wes Anderson bu filmde farkını gerçekten ortaya koymuş, en başarılı filmi. Filmin senaryosundan çok filmin görüntüleri, çekim açıları dikkat çekiyor. Anderson bu konuda artık bir usta olmuş. Bize kendi dünyasının kapılarını açıyor ve büyülemeyi başarıyor. Şimdi filme gelirsek filmin en dikkat çekici performansı Ralph Fiennes ve Tony Revolori. Bu ikilinin kimyası tutmuş ve onlardan hiç beklemediğimiz müthiş performanslar sergilemişler. Aslında bu film bir nevi yıldızlar geçidi çünkü filmde bir sürü ünlü oyuncu var. Bu oyunculardan Edward Norton, Adrien Brody, Willem Dafoe ve Saoirse Ronan. Filmdeki tüm oyunculuklar mükemmel, senaryo ve görüntüler muazzam. Filmin konusuna gelirsek aslında tam bir polisiye filmi konusu içeriyor fakat böyle bir masalsı dünyada ve bol bol espriler ile filmin türü komedi-polisiyeye dönüşüyor. Sonuç olarak Anderson yine yapacağını yapmış, son zamanlardaki bir sürü ünlü oyuncular barındıran filmler başarısız olurken bu film onların aksine çok başarılı, manzara, görüntü her şey süper. Komedi ve polisiye sevenleri masalsı bir dünyaya davet ediyor. Güzel bir film. 4/5
5,0
13 Nisan 2014 tarihinde eklendi
(...) Wes Anderson'ın kendine has büyüleyici dilini en geniş biçimde kullandığı yeni filmi Büyük Budapeşte Oteli tek kelimeyle yönetmenin başyapıtı. Muhteşem renklerle donattığı simetrik kareleri hayran bıraktırıyor. Katman katman açılan öyküde gizemden, komediye, romantizmden polisiyeye birkaç farklı türde birkaç farklı hikayeyi iç içe geçirerek anlatıyor. Eğlendirmeyi ve düşündürmeyi çok iyi biliyor. O kadar bol detaylı bir iş ki tek seferde her ayrıntıyı yakalamak imkansız. Defalarca izlenecek türden, eşsiz bir yapım yani.
5,0
7 Nisan 2014 tarihinde eklendi
Wes Anderson gibi bir dahinin Amerikan sinemasına birkaç beden fazla geldiğini söylemek biraz cesurca bir söylem olsa da biraz düşününce haklılık payı olduğunu fark edebiliyoruz. Uçuk kaçık filmlerinde hayal dünyasıyla gerçekliği pastel betimlemeler ve karakterlerle birleştiren usta yönetmen, en son Moonrise Kingdom ile kariyerinin zirve noktasına ulaşmıştı. Bu kadar iyi bir filmden sonra gelecek eserinin ne kadar riskli bir noktada ayakta durmaya çalışacağını tahmin edebilirsiniz. İlk olarak Berlinale’de görücüye çıkan, bir de festivalden büyük jüri ödülü kazanan Büyük Budapeşte Oteli, Anderson’ın önceki filmiyle yükselttiği çıtaya birden fazla basamak ekleyerek yönetmenin ustalık eseri olarak parlıyor. Şimdiden senenin en iyilerinden biri olmayı başaran, üstadın yepyeni feel-good-movie‘si bizimle İstanbul Film Festivali kapsamında buluştu.
5,0
14 Nisan 2014 tarihinde eklendi
ŞAHANE! Sinemanın bir sanat olduğunu,hikaye anlatmayla sınırlı bırakmadığını anlatan bir Anderson şaheseri! Kısacası bayıldım!
5,0
29 Mayıs 2014 tarihinde eklendi
Bir başyapıt desek yalan olmaz açıkçası, muhteşem, inanılmaz, büyüleyici bir film. Bu film şu ana kadar açık ara en iyi 2014 filmi ve izlediğim en iyi 10-15 filme de girer. Ralph Fiennes her zamanki gibi müthiş bir oyunculuk sergilemiş, oyuncu kadrosu ayrıca bu filmin çok sağlam, çok usta oyuncular bu filmde toplanmış, göz kamaştırıyor. Ancak asıl değinmek istediğim nokta, Zero(küçük olan) rolünü oynayan Tony Revolori'nin müthiş bir performans sergilediğidir. Robotik hareketleri ve mimikleriyle inanılmaz desem yanlış olmaz. İlk oyunculuğunda böyle önemli oyuncuların bulunduğu bir filmin başrolünü paylaşan oyuncu, kendisini tanıtabileceği şeklin de ötesinde tanıtmış, o kadar iyi. Wes Anderson'ın izlediğim ilk filmiydi. Moonrise Kingdom'ı da biliyorum geçen yıldan ancak halen izlemedim onu, o da çok başarılıymış diye duydum. Büyük Budapeşte Oteli, İstanbul Film Festivali'nde de bulunan bir filmdi ve bu filmde çok fazla diyalog kullanıldığından çok dikkatli izlenilmeli, diyaloglar çok hızlı çünkü bu filmde. Vizyonda kaçıranlar evde izlemek istiyorlarsa zevkle seyretsinler, keyifli, içinizi ısıtan, komedi diye adlandırılabilecek bir tür dram olan bu film, Hollywood filmlerine taş çıkartıyor ve 12 Years a Slave gibi bir filmle karşılaştırılınca onu sönük bırakıyor hatta. Çekim yerleri, mekanları da bir o kadar içinizi açıyor ve bu başyapıtı kaçıranların, 2014 filmi şiddetle izlemek istiyorum diyenlere sapasağlam bir başyapıt diyor, kaçıranların çok şey kaçıracağını ve izleyince hayranı olacağınızı tekrardan yineliyorum.IMDB puanı boşa 8.4 değil yani.
5/5
4,5
11 Aralık 2020 tarihinde eklendi
Her izleyiciye hitap etmeye bilir. Gerçekten ilginç bir tarzı var. Kamera açıları teknikleri olsun filmin herşeyi ilgi çekici fakat filmin 1 sa 40 dk olmasına rağmen biraz yavaş ilerliyor belki tarzına alışamadığımdan yine de izlemenizi şiddetle tavsiye ederim çünkü değişik kendine has bir tarzı var yani izlemekten bir fayda var. 9/10
4,0
18 Şubat 2015 tarihinde eklendi
filmi beğendim, herşey ince ayrıntısına kadar düşünülmüş , akıcı bir filmdi. bazı sahnelere çok güldüm gerçekten. ama filmin büyük bölümünü beden 4:3 format çekmişler anlam veremedim. adamın hikayesini anlattığı bölümleri 4:3 format izlemek rahatsız etti beni onun dışında eğlenceli bir filmdi.
sinema
1 ziyaretçi
4,0
9 Şubat 2015 tarihinde eklendi
Yönetmen Was Anderson'un elinden çıkma En iyi film Oscar'ının en büyük adaylarından olan güzel film. Başrollerde Ralph Fiennes, Edward Norton, Adrien Brody, Tony Revolori, Saoirse Ronan gibi oyuncuların olduğu film geniş kadrosuyla seyir zevkini sonuna kadar sunuyor. Yönetmenin kendine has kamera kullanımı ve diyaloglar filme değer katan olgulardan. Tony Revolori'nin performansı göz dolduruyor. Sıradan bir senaryo olmasına rağmen yönetmenin elinde iyi harmanlanmış.
3,5
15 Eylül 2014 tarihinde eklendi
Yönetmen: Wes Anderson
Senaryo: Wes Anderson, Stefan Zweig
Oyuncular: Ralph Fiennes, Tony Revolori, Saoirse Ronan, Willem Dafoe, Adrien Brody, Edward Norton
Tür: Komedi, Cinayet

Wes Anderson’un kendine has sinema dili, kendine has hikaye örgüsü ve eskitilmiş havası (Vintage, Retro) veren görüntü rengiyle sinema dünyasında bambaşka bir yerde adını söyletiyor. Ve büyük oyunculardan figüran yaratma işinde de ciddi gözüküyor. Zira Adrien Brody, Jude Law F. Murray Abraham, Edward Norton, Tilda Swinton, Mathieu Amalric, Owen Wilson ve Harvey Keitel gibi Hollywood’un kalburüstü oyuncularını, hikayenin ufak yan rollerinde görüyoruz. Yine baş karakterlerimizden biri erken olgunlaşmış bir ergen olurken, film boyunca nereden çıkacak diye beklediğimiz Bill Murry, Murry’siz Wes Anderson filmi olmaz dedirtiyor yine. “Grand Budapest Hotel” ilk defa bir Wes Anderson filmi izleyen biri için pamuk şeker gibi mutlu edecektir. Ama daha önce Rushmore, The Royal Tenenbaum ve özellikle de Moonrise Kingdom’ı izlediyseniz, yine kaliteli bir iş yaptığına şahit olacaksınız. Filmin Görüntü Yönetmeni Robert D. Yeoman ve Sanat Yönetmeni Stephan O. Gessler’ın da hakkını teslim etmek gerekir. Masalsı bir dünya yaratmışlar. Avusturyalı Stefan Zweig’in romanlarından esinlendiği filmde, Wes Anderson’un yaşamın içindeki büyük olayları (ölüm, evlilik vs.) basitleştirmesi ve karakterlerine de düz anlattırabilmesi hikayeyi ayarında köpürtüyor ve komedi unsurunu çaktırmadan ortaya çıkarıyor. Ralph Fiennes ise kibar otel görevlisi M. Gustave karakteriyle filmin tek izlenme sebebi dahi olabilecek bir performans gösteriyor. Film simetrisi, görüntü rengi ve kendine has roman tadında anlatımıyla, hoş ayrıntılarıyla benden tam puan alsa da güzel başlayan hikaye filmin sonlarına doğru sıkıyor, sonuç bölümü basit ve bazı şeyleri havada bırakıyor. Bu arada filmi 1080p izlemek gibi bir gayeniz varsa, filmin büyük bir kısmının geçtiği 1930’lu yıllarda ki asıl hikayesi 4:3 formatta izleyicilerine sunuluyor.

Genç Yazar (Jude Law) eski şöhretini kaybetmiş Budapeşte Otel’de kalıyordur. Otel’in hamamında çimerken, Otelin sahibi Mr. Moustafa (F. Murray Abraham) ile tanışır. Mr.Moustafa, bu büyük otele nasıl sahip olduğunu öğrenmek isteyen genç yazarı akşam yemeğine davet eder ve bu ilginç başarı hikayesini anlatmaya başlar. Genç Zero Moustafa (Tony Revolori) Lobi Boy olarak başladığı çalışma hayatından, Otelin Odacısı M. Gustave (Ralph Fiennes) ile yaşadıkları macerayı ve büyük aşkı Agatha’yı (Saoirse Ronan) anlatır.
5,0
16 Aralık 2014 tarihinde eklendi
Filmde geçen 'Bir zamanlar insanlık olarak bilinen bu vahşi mezbahada hala medeniyet kırıntıları kalmış' cümlesi her şeyi özetliyor...
Daha Fazlasını Göster