Hakkında okuduğum birkaç olumlu eleştirisi yazısı, dinlediğim sinema programları ve çeşitli sitelerde gördüğüm puanları yüzünden belki de yüksek beklentiyle izlediğim bu film ortalama bir performans gösterdi bana göre. Doksan sekiz dakika gibi kısa bir süreye dahi sündürülerek sığdırılmış olan hikâye beni tatmin etmedi. Gerçekten yaşanmış bir olayın anlatıldığı belirtilse de anlatılan davayı sinema diline uyarlarken birkaç değişiklik yapılması gerekirmiş diye düşünüyorum. Filmde kullanılmayan ve karakteri derinleştirmeyen pek çok sahnenin mevcut olduğunu, bazı detayların çıkarılması durumunda filmin hiçbir şey kaybetmeyeceğini düşünüyorum. Hikayenin gerçeğe dayanması filmin gücünü artırıyor olsa da biraz dağınık bulduğum bu film beni etkilemedi. Jerry üzerinden anlatılması gerektiğini düşündüğüm filmin Magie ve onun hiçbir yere bağlanmayan Mike macerasına, eşiyle olan diyaloğuna, defalarca yemek yemesine bu kadar vakit ayırması benim hoşuma gitmedi. Şu anlatılsın bu anlatılmasın demek hiçbir yönetmene söyleyememeğim kadar ukala laflardır fakat bu filmde çoğu sahnenin daha kısa tutulması gerektiğini, bir kısmının atılması gerektiğini düşündüm. Steve Buscemi’nin başarılı oyunculuğuyla sahneye koyduğu Carl karakterinin işlediği suçun kontrol altında tutma uğraşına, Jerry’nin kayınpederini manipüle etme çabasına ve motivasyon kaynağına, Magie’nin davayı çözme sürecine daha yakından ve odaklı bir şekilde mercek tutulsa daha kuvvetli bir film olabilirmiş diye düşünüyorum. Üzülerek söylüyorum ki bu filmi pek beğenmedim.