Bond filmlerinin 50. yılında İstanbul, Şangay ve Macau görüntüleriyle renk bulmuş bir Londra filmi Skyfall. İstanbul çatı görüntüleriyle Kapalıçarşı'dan köhne tren vagonlarıyla dağ yamaçlarında soluksuz ama klişe uzun bir kovalamaca sahnesiyle başlayan giriş kısmında, MI6'in emektar casusu James Bond'un (Daniel Craig) M'in (Judi Dench) talimatıyla melez hatun tarafından vurulup nehre düşmesiyle iki tokat yemiş gibi oluruz. Hareket pat diye sonlanmış, yerine sanat filmlerini andıran bir görüntü şöleni jenerikte salınmaktadır. Yazılar akarken izlediğimiz büyülü görüntüler ve enfes müzik eşliğinde gösterilen kandan haritanın (kızıl sarmaşığın), filmin sonlarında önemli bir yere oturacağını dikkatli izleyici anlamıştır.
Şangay'daki renkli gökdelen kovalamacası, her seferinde maceranın hikayeciklerine sokuşturulmuş mini aşk sahneleriyle güzel kadınlardan nasiplenen yaşlı kurtu seksi Çinli hatuna götürür. İstanbul sahnelerinde olduğu gibi Macau'nun epey oryantalist kullanımıyla Khimera'lı kumarhane görüntülerinde Bond'un Sherlock Holmes'a taş çıkartan psikolojik analiziyle Çinli kadın 007'yi 'kötü adam'a götürmeye, üstelik 'onun kadını' olmaya aniden karar verir. Bükemiyorsan öp hesabı.
İşte esas film, kötü adam Silva'nın (Javier Bardem) ortaya çıktığı terk edilmiş disütopyayla başlıyor. Silva kendini zorla sevdiren renkli bir anti-kahraman. Sam Mendes'in zekası Javier Bardem'in Biutiful'daki performansını yakalayan ama onun tam tersi, bir antikahramanı ete kemiğe büründürüşündeki deha, Çinli kızın dönüp bir daha baktıran gotik güzelliği, farklı ülkelerin renkli ve özgün görüntüleri... Hepsi, Bond hayranı olmayanlara bile filmi keyifle izlettiriyor.
İskoçya'daki eski ev, şapel belki de İngiltere'nin her zaman gölgesi olarak kalan bu ülkenin zamanı gittikçe elden kaçırışına işaret ediyor, bilemem ama İskoçya görüntüleriyle filmin sonlarındaki anne tarafından terk edilmişlik ıssızlığını yarattığı gotik bir atmosferle tamamlıyor.
MI6'nın tedarikçisi Q ile yaşlı kurt Bond'un arasında geçen konuşmalar, M'nin yargılandığı mahkeme sahnesindeki savunması yaşlı-genç, yeni-eski, tecrübesizlik-geleneksellik bağlamlarında önemli; çünkü film adeta artık yaşlanan Bond ile M'in ve geleneksel kalmakla suçlanan yöntemlerinin halen geçerli olduğunu savunmaya odaklanmış. Karakterleriyle Bond filminin kendisi arasında bir paralellik kurduğu açık. Skyfall ile 50. yılını kutlayan Bond Filmleri etkisinden bir şey yitirmiş değil, bence.
Javier Bardem'in anlattığı sıçan hikayesine dikkat...
İyi seyirler