Twilight çılgınlığından nasibini yeterince almış gençler, elbette bu yeni filmi merakla bekliyordu.New Moon sonunda vizyona girdi; kimi yerici kimi de takdir ve beğeni karışımı yeni görüşleride arkasına alarak...Elbetet herkes gibi benimde bu yeni film için kimi kaygılarım vardı.Bunların içinde en önemlisi, American Pie gibi kontrolsüz Amerikan gençliği için ısmarlama olarak yapılmış son derece sulu ve beylik filmlerin yönetmeni Chris Weitzin yeni filmin yönetmen koltuğuna oturmasıydı.Bu ismi dünyanın en pahalı filmi olarak lanse edilen Altın Pusulayı bir viraneye çevirmesiylede tanır sinemaseverler.Ama filmi gördükten sonra tüm bu kaygılarım ve önyargılarım yok oldu, bu yönetmen oldukça tatmin edici ve yeterince iyi bir film yapmış, hatta kariyerinin şimdilik en iyi işini! Evet, yeni Twilight filmi New Moon oldukça iyi yapılmış, iyi çekilmiş hoş bir serüven.En azından, kitabın kimi müdavimleri tarafından kitabı pek iyi yansıtmamış bir film olarak anılsada, genel seyirciyi memnun edecek bir film.İlk film, vampir türüne devrimci bir bakış açısı getirmişti; vampir-aşk-gençlik filmi türlerini karıştırıp ilgi çekici bir film modeli getirivermişti önümüze.'Thirteen'dan tanıdığımız kadın yönetmen Catherine Hardwicke kitabı hakkıyla yansıtmıştı ve kitabı okuyan, okumayan kitleyi yeterince memnun etmişti.En az sinema kadar, edebiyatında vampir öykülerinin köklerine devrim getiren seri, sinemada karşılığını, görsellik olarak enfes bir estetiğe bırakıvermişti; vampir filminden çok büyüleyici bir aşk öyküsüne dönüşen bu modern klasik tüm genç gönülleri feth etmişti.Bu hayranlık bazen bir abartıya dönüşsede, Twilightin vampirlerin küflenmiş külliyatını yeniden devrimci bir bakış açısıyla canlandırmıştı ve bu eskimiş köklere katkısı inkar edilemez bir gerçekti.Her ne kadar bazı bilmişler tarafından kabul görmesede, Amerikan eleştirmenler ve birk esim Türk eleştirmenlerden hakettiği takdiri gördü, seyirciyi saymıyorum bile, gösterime iki kere girdi film.Bu yeni film ise hem ilk filmin atmosferini sürdürmeyi başarıyor, hemde kimi yeniliklerde getiriyor önümüze.Görsel olarak ilk filmin mavi, giri ve buhulu tonlarını bu sefer kahverengi tonları almış, çokta iyi olmuş.Yenilik şart değil mi!Filmin kitabını okumadım, daha doğrusu 30 sayfadan sonra, çok ağır ilerlediği için devam edemedim.Bilmem, belki bu o anki durumuma bağlıydı ama bu kitabın kötü olduğu anlamına gelmesin, kitabı okuyanlardan aldığım duyumlara göre sonradan son derece sürükleyici bir hal alıyormulş bu öykü.Ama başta bana pekte çekici gelmediğini söylemeliyim.O yüzden bir daha başlar mıyım bilmem.Bunun sonucunda, serinin filmleriyle ilgilendiğimi, kitap serisini ikinci plana attığımı söylemeliyim.O yüzden filmin ana konusu olan Edwardın Bellayı terk edişi ve ardından gelen acıları, ikilemleri, Jacobla yeni bir aşka yelken açışı kitapta nasıl anlatıldı bilemiyorum.Kimi filmde Jacob'ı Bellanın parmağında oynattığı oyuncak olarak gösterdiğini söylesede, ben senaryonun sayesinde yönetmenin Bellanın ikilemlerini iyi anlattığını söyleyebilirim, belki kitabı okusaydım böyle düşünmeyebilirdim ama yinede sinemasal açıdan bakarsak, ben Bellanın psikolojisini ve aşk acılarını iyi anlattığını düşünüyorum filmin.Özellikle çığlıklarla son bulan kabuslar, tek planda sandalyede otururken geçen mevsimler, yönetmen tarafından onun acısının iyi anlatıldığı bir takım sahneler.Tabii ilk filmdeki gibi nefis müzikler ve şarkılarla destekleniyor bu depresif ruh halleri.Bahsettiğim mevsimlerin geçtiği sahne, filmin kanımca en güzel sahnesi.Ayrıca yukarıda dediğim hüzünlü müzikler sayesinde de daha hüzünlü bir hal alıyor o sahneler.Hele kitabın severleri tarafından bu kitap en duygusal kitap olarakta anılınca, yönetmenin bu anlamda iyi bir iş çıkardığı söylenebilir.Efektlerse tek sözcükle muazzam.Bu sefer bu vampir fonuna kurt-adam fanteziside ekleniyor seriye, yönetmende bu efektleri ustaca kullanıyor.Kızların yüreğini hoplatacak kurt-adam tayfası yeterince ürkünç bir aile olarak veriliyor, İtalya'da ki yamyamları (!) da unutmamak gerek tabii.Bella'nın Edward'ı hayal ettiği sahnelerse kabus sahneleri gibi gayet iyi verilmiş.Oyuncularıda unutmayalım, her zamanki gibi o roller için biçilmiş kaftanlar.Erkekler her zaman ki gibi kadın oyunculara, kadınlarsa erkeklere bayılacak.İlk filmde Hardwickein herkesi birer seks objesi olarak kullanmasına Weitz yepyeni eklemeler yapıyor; vampirler her zamankinden çok daha seksi ve çekici!Stewart bu sefer biraz fazla soğuk ve cool Bella portresi çiziyor, Pattinsona da hiç girmeyeyim, çünkü filmde kız hayranlarını üzecek şekilde, sadece 18 dakika olarak görünüyor.Üstelik film tam olarak 130 dakika.Dakota Fanning ve Martin Sheen'i ise enfes volturi bölümlerinde az ama öz olarak görmek gayet keyif veriyor.Fanning'in ne kadar büyümüş olduğunu görüyoruz böylece, Trapped filmindeki haline bakınca hele.