Ortalama puan
3,4
366 Puanlama
Gir Kanıma hakkında görüşlerin ?
4,0
10 Ocak 2021 tarihinde eklendi
Senaryosunu aynı isimli kendi romanından (2004) uyarlayarak John Ajvide Lindqvist’in yazdığı “Låt den rätte komma in / Let the Right One In”, Tomas Alfredson’un yönetmen koltuğunda oturduğu romantik bir gerilim filmi…

Yıl 1982…

Stockholm’ün kenar mahallelerinden Blackeberg’deki, annesi Yvonne (Karin Bergquist) ile birlikte yaşadığı evlerinin penceresinden gecenin karanlığında dışarıyı gözleyen 12 yaşındaki Oskar (Kåre Hedebrant):

İsminin Eli (oynayan Lina Leandersson seslendiren Elif Ceylan) olduğunu daha sonra öğreneceği kendi yaşlarındaki bir kız ve babası olabileceğini düşündüğü Håkan’ın (Per Ragnar) az bir eşya ile yan kapı komşusu olarak oturdukları binaya taşınışlarını seyreder…

Bir süre sonra her seferinde, itinayla çantasını toplayan aynı Håkan’ın, soğukkanlılıkla cinayet işlemesinin yanı sıra sanki “kan bankasıymışçasına” öldürdüğü insanların kanlarını bidona dolduran biri olduğunu da görürüz…

Elbette mevzuya tam vakıf olamadığımız için de ne olup bittiğini bir türlü anlayıp anlamlandıramayız…

Bunun için biraz daha sabretmemiz gerekecek…

Neyse…

Pek arkadaşı bulunmayan Oskar, akşamları evlerinin önünde kendi kendine takılarak vakit geçirmektedir…

O akşam da elindeki bıçakla, tam da bir ağaçla sert bir sohbete koyulmuşken, o kışta kıyamette üzerinde kolları kıvrılmış bir gömlek bulunan Eli tarafından izlendiğini fark eder…

Bu ilk karşılaşmalarıdır…

İkincisinde Oskar, elindeki Rubik küpünü oynaması için Eli’ye ödünç verir…

Bir gece evinin balkonundaki Gösta’nın (Karl-Robert Lindgren) dehşet içinde tanık olduğu bir başka kanlı cinayet daha yaşanır…

Ama biz, aradan geçen bunca zamana rağmen filmi izleme fırsatı bulamamış olanların ağızlarının tadını kaçırmamak adına bu olayın ve sonrasında yaşananların ayrıntılarına girmeyeceğiz…

Ertesi sabah okula gitmek üzere dışarıya çıkan Oskar, Rubik küpü tamamlanmış olarak buluşma yerlerinde bulur…

İki ufaklık akşama yine bir araya gelirler…

Eli bu kez kısa kollu giyinmiştir…

Bu arada Oskar’ın başı sınıf arkadaşı Conny (Patrik Rydmark) ve onunla beraber takılan diğer iki ergenle fena halde derttedir…

Okul çıkışı sopa yemiştir…

Ancak annesine, yüzündeki çiziğin teneffüste koşarken düşmesi nedeniyle oluştuğunu söyler…

Eli’de Oskar’ın yüzündeki yarayı görür ve bir daha ki sefere, pasif davranmak yerine kendisine saldıranlara sert karşılık vermesini öğütler…

Hatta kendisi de yardımcı olma sözü verir Oskar’a…

Bu “sözü” filmin sonuna kadar aklınızın bir köşesinde tutmanızı salık veririz…

Derken ilişkileri aşka dönüşmeye başlayan Oskar ile Eli, evlerinin duvarlarında “Mors alfabesini” kullanarak haberleşmeye başlarlar…

Fakat halen Oskar, Eli’nin gerçek kimliğinden haberdar değildir…

Tabii biz de açıklamayacağız…

Üstelik de 114 dakikalık filmin henüz ilk 40 dakikalık bölümündeyken….

Şu ana kadar sadece ana karakterleri tanıtmış olduk…

Artık 4 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilmiş olan bu sevimli filmin gerisi tamamen sizlerde…

Keyifli seyirler…
4,0
14 Mart 2011 tarihinde eklendi
farklı bir film.son dönemde gençler arasında çığ gibi büyüyen bir ilgi gören vampir filmlerine bambaşka bir bakış.isveçin soğuğu,karı,ıssızlığı içinde kıpkırmızı bir film.sanırım ilk olarak çocuk oyunculardan bahsetmek gerekir.özellikle de lina leandersson.film çekildiğinde 13 yaşlarında,fakat o vampir performansı bana göre türle ilgili en az 10 film izlemek ve 5 kitap okumakla anca ortaya konabilir.o yaşında bu kız çocuğu nasıl bu kadar inandırıcı,yaşayarak bürünmüş vampir rolüne,hayran olunacak cinsten.aksiyon niyetiyle izleyenler beğenmez,pişman olur.twilight geliyor artık herkesin aklına "vampir" dendiği zaman.fakat böyle daha enteresan filmler de çıkabiliyormuş demek ki.iki çocuk arasındaki sıradışı ilişki bana göre gayet başarılı yansıtılmış.fantastik bir konu olmasına rağmen yapmacık duran,saçma gelen bir durum yok.sanki günlük hayatın içinde gerçekleşen olaylar.kesinlikle bir "ergen" filmi değil.hatta daha çok yetişkinlere hitap ediyor.ergenler edward ve bellayı izlemeye devam edebilir yani.ara sıra böyle farklı filmler iyi geliyor.önerebilirim.bir kaybınız olmaz.
4,0
18 Mayıs 2009 tarihinde eklendi
Film başarılı idi. Aldığı puanı haketcek aman aman bir film değildi ama oyuncular oldukça iyi ve işleniş mükemmeldi. 10/7
4,5
11 Ocak 2010 tarihinde eklendi
Bazı yorumlar çok komik gerçekten x) Alacakaranlık ın kitlesi belli..kitabını okuyanlar ve ergen gençler..Ama bu filmde gerçekten bir sanat var..Neyle neyi karşılaştırdığınıza dikkat edin derim..
4,0
28 Ağustos 2009 tarihinde eklendi
nerdeyse hiçbir klişeyi bünyesinde barındırmadığı gibi;hayatımda izlemiş olduğum tek sanatsal vampir filmi de diyebilirim. stilize sahneleri ve sıradışı öyküsüyle izleyiciyi büyülüyor adeta. amerika bu filmi de remake yapacakmış,vakit kaybetmeden orijinalini bir izleyin derim..
4,0
15 Şubat 2011 tarihinde eklendi
Güzel bir hikaye , basit gözüken ama bana çok içten ve sıcak gelen bir vampir hikayesi.8/10
4,5
30 Mart 2009 tarihinde eklendi
Klişe bir konu muhteşem bir şekilde farklıca işlenmiş.İzlediğim en özgün vampir filmiydi sanırım.Kesinlikle geçtiğimiz yılın en iyi filmlerinden.Aynı zamanda çok ama çok etkileyici.9/10
4,0
31 Ocak 2011 tarihinde eklendi
Benim gibi vampir saçmalıklarına rağbet göstermeyen tipteki izleyiciyi bile kendine hayran bırakacak kadar sade ve güzel bir hikaye..

8 puan
4,0
2 Mart 2010 tarihinde eklendi
konusu değişik işlenmiş güzel bir vampir filmi. başlangıçtaki adam kesme sahnesi sinema tarihine geçecek cinsten. sonuda ikinci filmin de yapılacağını gösteriyor gibi. standartın üstünde bir vampir filmi.
4,0
2 Haziran 2010 tarihinde eklendi
Vampir filmleri içinde en güzeli diyebilirim. Gerek oyuncular gerekse içerik olarak gerçekten çok farklı...Zorunluluk duygusuyla bilinçli davranmanın farkını anlatması yönünü iyi kurgulanmış..Yaşamak için bazen istemediğimiz kişiliği oynamak...İzlenilmesi gerektiğini düşündüğüm filmlerden birisi...Saygılarımla...
4,5
21 Haziran 2011 tarihinde eklendi
Çok beğendim filmi oyuncuların samimi hareketleri ve konuyu ele alış biçimi çok güzeldi. Özellikle eve davet edilmeden girdiği sahne çok etkiledi beni.. 10/8çok beğen
4,0
2 Temmuz 2009 tarihinde eklendi
vampirle alakası yokdu ama bence güzel filmdi sıkılmadan izlersiniz
4,5
29 Aralık 2009 tarihinde eklendi
Alacakaranlık serisi bu filmin yanında Tom Ve Jerry gibi kalır.Herşeyiyle mükemmel hele ki final sahnesi.9/10
4,0
1 Ağustos 2009 tarihinde eklendi
Başından sonuna kadar ilgiyle izlenen gençlik filmi ile vampir temalarını başarılı bir şekilde birleştiren Amerikan yapımlarında olduğu gibi duygu sömürüsü ve klişelere başvurmayan ilginç bir yapım.İzlemeye değer.8/10
4,0
12 Ocak 2010 tarihinde eklendi
Film hakkında yapılan yorumlar gerçekten çok acımasız. Hele o 2008 yılının en berbat filmi diyenler yokmu, Allah yardımcıları olsun. Yani şu filmi izlemeden önce yorumlara bir bakayım diyen arkadaşlar filmden kesin soğumuştur. İşin en garip yönüyse şu filmin twilight denen (Hala iki filmide neden izledim diye hayıflanırım.) bir filmle kıyaslanması. Bir kere bir filmi izlemeden önce filmden ne istediğinizi bilin. Gir kanıma, aksiyon, aşk veya korku gibi öğelerden birini veya bir kaçını belki seyircinin gözüne sokacak derecede kullanmıyor ancak tüm bu öğeleri yeteri miktarda kotarıp güzel bir seyirlik sunuyor bizlere. Filme puanım 10/9. Birde unutmadan burası kimsenin kimseyi bir filmi beğendiği için kı-na-yabileceği bir platform değildir.Bununda böyle bilinmesini rica ederim. Saygılarımla. Vesselam...
Daha Fazlasını Göster