Gir Kanıma eleştirileri

Yazdıklarım filmden sahneler içermektedir dolayısıyla filmi seyretmeyenler lütfen yazımdan uzak dursun!Filmin çocuklar arasında geçen bir vampir filmi oluşu diğer vampir filmlerinden ayrılmasını sağlıyor. Herkesin kendine özgü bir çocukluğu vardır ama kişinin yaşıtlarına karşı giriştiği mücadele geneldir. Bu filmde de filmin merkezindeki karakter benzer sıkıntılar çekiyor. Daha sonra probleme dönüşecek bu sıkıntıdan, onu, hayatına yeni giren 12 yaşındaki bir kız vampir kurtarıyor ve belki de ilk seferinde yapması gerekeni yapıyor; karşılık veriyor. Bunu yaptığında yaşadığı rahatlama görülmeye değer. Yani seri katil olma yolunda ilerleyen bir bireyken var oluşunu tekrar keşfedip kendine yeni bir amaç ediniyor. Yani, insan öldürme kavramı çocuk için bir anlam kazanıyor. Tabii bu kavramın filmde veriliş şeklinin tartışmaya açık bir konu olduğu ortada. Filmin görüntü yönetimini diğer arkadaşların belirttiği ölçüde başarılı buldum. Örneğin filmin çocuklar arasında geçiyor oluşundan dolayı büyüklerin yüzünü çoğu zaman göremiyoruz. Kamera 150 cm. üzerine çıkmıyor. Çocuğun annesiyle yaşadığı iletişimsizlik de oldukça başarılı bir şekilde görselleştirilmiş. Sanki ikisi aynı evde birbirlerinden izole bir hayat yaşıyor. Filmde yabancı veya bilinmeyen kavramı da oldukça başarılı bir şekilde görsel karşılığını bulmuş. Örneğin uzun bir süre çocuk vampiri bütün bir şekilde göremiyoruz. Ya gözleri ya da çenesiyle beraber bakımsız saçları yakın plan bir çekimle bize sunuluyor. Uzak plan çekimler de filmde sık sık kullanılmış: Çoğu zaman insanların şeklini seçemiyorsunuz. Bu da bilinmezlik ve de merak hissine katkı yapıyor. Film, diğer vampir filmlerinin gösterişli yapısıyla kıyaslandığında oldukça minimal bir seyirde devam ediyor. Örneğin yaşlı adamın ava çıktığı sahneyi baştan sona kadar bu çerçevede değerlendirebiliriz. Yani hazırlanışını, yakalayışını ve sonrasındaki gelişmeleri bir hatırlayın; fazladan bir efekte veya kanlı sahneye ihtiyaç duymadan tüyler ürpertici anlar peşi sıra. Filmin vampir mitlerine bağlı kaldığını söylemek olası. Yani karşımızdaki bir yeniden tanımlama değil. Filmle ilgili tek sıkıntım insanların olağandışı olaylarla karşılaştıktan sonra verdikleri sıradan tepkiler. Bu bir mantık hatası olarak da değerlendirilebilir. Yani böyle bir olayla karşılaştığımızda ilk yapacağımız şey polisi aramakken insanlar bu konu üzerine sohbetlere girişmeyi tercih ediyorlar. Bu ve benzeri senaryo boşluklarını saymazsak film başarılı diyebiliriz. En azından son günlerde sıkça karşımıza çıkan romantik konulu vampir filmlerle karşılaştırıldığında güzel bir seçenek olabilir.

film vampir alt türünü örnek almış ama sanat yönetmeni de iyi iş çıkarmış müzikleri de güzeldi. Ayrıca tabutta uyuma burada küvette uyuma olmuş hala draculanın izinden giden vampir filmi görmek güzel ayrıca bunu ergenlik çağındaki çocukların üzerinden yürütmeleri çok iyi olmuş istanbulda sınırlı sayıda salonda gösterimde ama bu filme gidilir

sıkıcı.

Bu filme vampir filmi demek sanırım çok büyük haksızlık olur.Evet bir vampir olayı var ama vampirden dahada öte bir hikayeye sahip.Film bir kitap uyarlaması.Sıradan vampir filmlerini bambaşka bir boyuta çekiyor.Dramatik bir aşk öyküsünüde içine ekliyor.Ayrıca en ilgi çekiçi yanı ise filmin başrölü iki küçük çoçukta.Bu iki ufaklık çok başarılı.Vampir filmi olmasına rağmen sanki vampirlerin hikayesi çok normalmiş gibi,yani bankada çalışan birini veya belediyede çalışan bir memuru anlatır gibi o kadar doğal bir şekilde anlatıyorki,kapılıp gidiyorsunuz.Vampir olduklarını bile unutuyorsunuz yada size gayet normal geliyor.Bu film sayesinde sanırım İsveç sineması oldukça dikkat çekecektir.Cünkü film Hollywood tarafından yeni bir çevrimi yapılacagı konuşuluyor.Vampir filmlerine çok farklı bir pencereden bakan yapım,kaçırılmaması gerekir.Bol bol kan aksiyon abuk subuk korku sahneleri bekleyenler sakın izlemesin.Çünkü onlara çok sıkıcı gelecektir ama sinemanın bir sanat dalı olduğunu düşünenler kesinlikle kaçırmasın.

Film aslına bakarsak öyle ahım şahım bir film değil ama insanı bir garip hissettirdiği de yadsınamaz.Değişik,basit,sıcak ve yer yer etkileyici bir film olmuş..6.8/10

ilk festivalde izlemiştim gir kanıma yı.oldukça etkileyici,isveç in soğukluğunu verebilmiş,gizemli,başarılı oyuncuları olan film.yalnız herkese hitap edeceğini sanmıyorum ve twilight ile karşılaştırılmasını oldukça yersiz buluyorum.

yıllardan beri film izlerim bazı akşamları vakit bulursam 3 flm izlediğim oluyo bu flmmide izledim ve kendime şu soruyo sormaya başladım ya ben filmden anlamıyorum yada bende bı eksiklik var çünkü bu filme verilen bu puana yazık anlamsız hiç bir şey ifade etmeyen seyirciye herhangi bir şey vermeyen sözde vampirane bir film yapmışlar.paranıza ve vaktınıze yazık

Geçmişte gördüğünüz vampir hikayelerinden biraz farklı olsada durağan ve basit bir film olmuş açıkcası benim çok hoşuma gitmedi.Vampir filmlerini sevenler duygusal bir vampir filmi izlemek istiyorsa izleyebilir.Eğer durağanlıktan sıkılırım derseniz uzak dursun bu filmden yada Twilighti izleyin.10/6

bu filmi izleyeni bayağı oldu ve kesinlikle izleyin. değişik bir tad emin olun...

Fantastik sinema severlerin izlemesini tavsiye ederim. Ama şunu da belirtmeliyim ki, ordan oraya uçan ve sürekli insan avlayan vampirler yok filmde. Sakin bir şekilde ilerliyor ama bunun yanında gerilimi de elden bırakmıyor. Güzel bir film.Bunun dışında yorumlara bir göz atayım dedim de filmden ziyade, başka filmlere ve insanların film zevklerine yönelik önyargılı ve aşağılayıcı yorumlar mevcut. Alacakaranlık filmini sevenleri çocuk olmakla, İvedik sevenleri ebleh olmakla, Gir Kanıma filmini sevenleri özenti olmakla suçlamalar ya da yakıştırmalarda bulunmalar falan...Dünyada da böylemi bilemiyorum fakat Türk seyircisi nedense fazla çeşitliliğe katlanamıyor? Herkes istiyor ki sadece kendi zevkine göre filmler olsun ve 4/4lük olsun! Sevdiğimiz,beğendiğimiz bir şeyi herkesin sevip beğenmesini, sevmediğimizde de herkesin ondan nefret etmesini istiyoruz. Bir film çok iyi çekilmiştir fakat konusu kötü olur beğenmeyiz ama o filme verilen emek bir saygıyı hak eder. Ya da bir filmin konusu çok güzeldir fakat teknik olarak çok vasattır, ama ortada bir emek vardır. Filmden anlamayan biri bile bir filmde neyin iyi neyin kötü olduğunun farkına varabilir. Hiç kimse izlemez dediğimiz filmlerin bile bir seyircisi mutlaka vardır. Bence bir filmi eleştirirken en azından filmin izleyicisinin/sevenlerinin akıl ve algı düzeylerine hakaretlerde bulunmak ve rencide etmek yerine sadece film hakkında yorumda bulunsak ve tartışmaları da önyargısız, tatlı bir dille yapmaya çalışsak daha hoş olacaktır diye düşünüyorum. Sonuçta kimse kimseye kendi zevkini zorla benimsetemez.

güzel bir film..izleyince pişman olmuyor insan..bir kez daha izlemem ama..6 bucuktan 7..

demek ki bi vapmir filmi de insanı duygulandırabiliyormuş...çocukların muhteşem oyunu için bile izlenmelidir bence.her nekadar bir çok insan için bu film birşey ifade etmesede......

Twilight`ı alın, baş rol oyuncusu aşıkların yerine okul çocuklarını koyun ve filme biraz daha boğucu bir atmosfer ekleyin; işte size 'Let the Right One In'. 5/10 Twilight`dan önce çekilmiş olsaydı daha iyi bir notu hakederdi ama aynı konuya farklı bir bakış açısı getirilmiş o kadar. Bir klon ve artık bu tür filmler tat vermiyor.

Ilk defa bu tarzda bir vampir filmi izledim. Kalibin disina cikmalari filmin en buyuk artisi. Basrolu iki kucuk cocugun paylasmasi ve yaslarinin uzerine cikan oyunculuklari ise ayri bir guzelikti. Vampir filmlerini sevenlerin kacirmamasi gereken turde bir yapit olmus. 8/10

alacakaranlıkla kıyaslanmassa şaşırırdım. ya izleyin beğenin ve alacakaranlığıda rahat bırakın beğenilere saygı duyun..