hani sanat filmi derler de izler sıkılırız ya, film güzeldir de cazip olmaz bir türlü...mutluluk filmi hem sanat filmi dedikleri olsa gerek hem de görkemli. bir an bile gözlerinizi ayıramayacağınız harika bir film olmuş. konusu, diyalogları, akışı, görüntü efektleri, komedisi, dramı, oyunculuğu...her yanı noksansız bir sinema filmi. konusu itibariyle utanarak dünyaya 'türkiye’de bunlar oluyor bazen' diyebileceğimiz gibi, kalitesi itibariyle övünerek dünyaya 'türkiye’de bunlar da oluyor bazen' diyerek göstermemiz gereken bir film. dünya üzerinde herkesin bu utanca ve bu yapıma tanık olması gerekir ve dünya üzerinde her festival bu filme en az bir dalda ödül verir, vermeli. özgü namal’ın oyunculuğu filmin dramını tavana çıkardığı gibi komedisini de yaratıyor. üçüncü kez gözüm yaşarmışken güldüm bir filmde ve bu bence bir kalite ölçütüdür. filmin mekan olarak doğu kentinde başlayıp, uzun yollarla istanbul’a varması ve egenin masmavi sularında sürmesi ayrı bir büyüleyicilik unsuru. görsellik yalnızca doğal ortamlarla sınırlı kalmamış kamera hareketli ve değişik kullanılmış. kulağımıza gelen güzel müzikler ve gerilim sahnelerine fazlasıyla oturmuş ses efektleri de film henüz gelişme aşamasındayken sizi kendine hayran bıraktırıyor. sonuna çok şaşıracaksınız ama mutluluk filmi baştan sona her karesiyle öyle bir haz veriyor ki filmden çıkınca size bu vurucu son bile sıradan geliyor. kitabına ne kadar sadık kalındığını bilmiyorum ama bu filme vesile olan zülfi livaneli ye, yönetmen abdullah oğuz’a, yapımcı türk ve yunan şirketlerine bize her açıdan 'bunlar da var' dedirttiği için şükran sunuyorum.