yıllar önce çektiği tek bir film ile (meleğin düşüşü) beni bugünlerde hani "sanat filmi" dediğimiz kavramdan ölesiye uzaklaştıran ve soğutan,yıllar sonra çektiği bir başka film ile (yumurta) beni tekrar "sanat filmi" kavramına yakınlaştıran ve ısıtan semih kaplanoğlu,şimdi "süt" ile beni tekrar bu kavramdan soğuttu.benimle bilerek dalga geçiyormuş gibi sanki.zik-zak bir grafiğim var sanat filmleriyle ilgili."süt" bittikten hemen sonra zihnimde beliren düşünce;"demek ki bütün olay nejat ve saadet'in oyunculuğunda ve ekran albenisinde imiş" idi. ancak biraz düşününce,"yumurta"yı beğenmemin nedenlerinden birinin,belki de en önemlilerinden birinin bu olduğunu,ancak oyunculukların yanında anlatılan hikayenin,tanıdığım yusuf karakterinin hem sıradanlığı hem de ilginçliği,ve "eve dönüş" (ya da dönemeyiş) temasının kaliteli biçimde işlenmiş olması esasen neden olmuştu filmi beğenmeme.onu da mükemmel bulmamıştım,beğenmediğim şeyler vardı ancak toplamda samimi olarak "beğendiğim" bir film olduğunu söyleyebilirim.ancak "süt" beni hayal kırıklığına uğrattı.metaforları pek başarılı bulmadım.ya da aslında başarılı ancak bu metafor hazırlanırken inanılmaz fazla zaman kaybedildiğinden,şahsen filme ve sahneye karşı ilgimi kaybettikten sonra bana verilen metaforu da beğenmem pek olası değil.tamam bu tarz filmlerde böyle olur,klasiktir,ancak bu kadar abartmaya gerek var mı?bu kadar soğutmaya gerek var mı?"yumurta"da da bu tarz çekimler,sahneler vardı,ancak olayların akışı,oyunculuklar,sürükleyicilik filmin içine çok güzel yedirilmişti."süt"te ise bir kere film aşırı durağan.akmıyor.melih selçuk'a başarısız diyemeyiz ancak yetersiz olduğunu düşünüyorum.başak köklükaya'nın ise iyi da kötü anlamda bir performansından bahsedemem.oldukça arka plandaydı bana göre.özellikle filmin başlarında senaryo da komiklik derecesinde garip geldi bazı kısımlarda.üçlemeyi "bal" ile bitireceğim,bence şu anda düşen bir grafik var,umarım son filmde tekrar yükselir.baştan söyleyeyim,kimse de gelip "sanat filmi gerçek sinemaseverlerin işidir,bunları beğenmeyen sinemadan anlamaz" gibi tamamen komik cümleler kurmasın lütfen."sanat filmi" falan diye bir şey yok bana göre,genel olarak "sinema" ve "film" vardır.ve bunun içinden beğendiklerin,beğenmediklerin,iyiler ve kötüler vardır."yumurta"yı beğenmiştim,"süt"ü beğenmedim.bu kadar basit.kimsenin kendisini kültürlü ve sanatsal çıkarmak için kasmasına ve bu tarz filmleri beğenmek zorundaymış gibi hissetmesine de gerek yok ayrıca.sakin olmak lazım.