Hesabım
    Süt
    Ortalama puan
    2,9
    185 Puanlama
    Süt hakkında görüşlerin ?

    31 Kullanıcı yorumları

    5
    3 Eleştiri
    4
    8 Eleştiri
    3
    6 Eleştiri
    2
    6 Eleştiri
    1
    4 Eleştiri
    0
    4 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Samet Yarar
    Samet Yarar

    48 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    22 Mayıs 2024 tarihinde eklendi
    spoiler: Semih Kaplanoğlu tarzıyla ilk tanıştığım film. "Süt" Film, daha hayata yeni yeni adapte olan toy, 20 yaşlarında bir gencin yaşadığı psikolojik durumları onun gözünden bizlere sunuyor. Babasının ölümünün ardından elde kalan inekleriyle Süt satmaya çalışarak geçimini sürdüren Yusuf ve annesini izliyoruz. Yusuf daha toy bir genç. Ergenliğin verdiği ruhsal sıkıntılarla kendini içine kapatmış, kitap ve şiir yazmaktan hoşlanan birisi. Bir an önce şiirlerinin yayınlanmasını, duyulmasını istiyor. Annesi geçim sıkıntısının verdiği rahatsızlıktan ötürü Yusuf'un bu davranışlarına ilgisiz kalıyor. Askerlik yaşı gelen Yusuf gerekli muayeneleri olmak üzere sağlık muayenesine giriyor ve çürük raporu alarak ayrılıyor. Bu durum onun dönüm noktası diyebiliriz. Zaten film de o süreçten itibaren sessiz şekilde ilerlemeye başlıyor. Neredeyse hiç diyalog bulamazsınız. Normalde bu tür filmlerin başlarında böyle sessiz sahneler olur burada tam tersi. Filmin sonlarına doğru diyaloglar azalıyor. Bakışlar ön plana konuluyor. Muayenenin ardından kütüphaneye kitap bakmaya giden karakterimiz orada tıpkı kendi gibi bir kız görür ve aşık olur. Daha sonra bir yere gidip oturur sohbet ederler. Tam bir şeyleri rayına oturttu derken bu seferde çürük raporunun çıktığını öğrenir. Onun için hayat artık daha farklı olacaktır. Dünyaya bakışı daha karamsar ve olgunca olacak. Annesinin bu sıralarda bir istasyon şefiyle ilişki yaşaması, hemen ardından adamın istemeye gelmesi de yusuf askerlik işlemlerini hallederken oluyor. Ev sahnesinde yusuf içeri girer ve girişte duran yeni ayakkabıları görür. Şaşırarak bakar, ve artık bir şeyleri anlamış olur. Evden çıkar sokağa doğru yürür. Geçim sıkıntısının verdiği duygusal açığı annesinde görebiliyoruz. Film Yusuf'un maden ocağına girip çalışmaya başlamasıyla son bulur. Hayatın gerçeklerini yeni öğrenmiştir. Yavaş yavaş ergenlik döneminden çıkıp genç bir delikanlı olmuştur. Bunuda gerekse çekim teknikleri gerekse anlatım tarzıyla fazlaca görüyorsunuz.


    Benim daha anlam veremediğim bir çok imge dolu filmde. Anlayabildiğim çok az oldu. Sıkılıp atladığım onlarca sahne. Bu da demek oluyor ki yönetmen görevini başarıyla tamamlamış...
    Film Makinesi
    Film Makinesi

    7 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    12 Ağustos 2023 tarihinde eklendi
    Filmin sonunda Yusuf’un, kaskındaki feneri kameraya çevirmesiyle bu sefer izleyici, izlenen konumuna geçiyor ve Perdeyi kaplayan parlak beyaz ışık da sütü anlatıyor bence.
    yakup öztürk
    yakup öztürk

    1 değerlendirme Takip Et!

    1,0
    11 Şubat 2021 tarihinde eklendi
    Senaryo çok kötü başrol kadın oyuncu hariç oyunculuklar çok kötü.sosyal mesaj yok komedi yok aşk yok korku yok macera yok.bir filmde ne aranabilecekse onlar yok.acaba tamamını izlemeden kanıya varmam haksızlık mı olur düşüncesinden dolayı tamamını izledim.izlediğime pişman olduğum filmler listesinde zirveye otnar.siz sakın izlemeyin hayatınızdan 1.5 saati çöpe atmayın.
    Ismail Y.
    Ismail Y.

    Takipçi 2 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    16 Eylül 2019 tarihinde eklendi
    Kasaba da edebiyat meraklısı içine kapalı genç in dul olan annesiyle yaşamı. Hikaye kayda değer bir şey taşımıyor. Oyunculuklar çok geri planda. Olay örgüsü varmı. Yok. Müzik olmayan film seyirci çekermi. Asla. Film bitsede eve gitsek uyusak.
    Engin Yüksel
    Engin Yüksel

    Takipçi 1.458 değerlendirmeler Takip Et!

    2,0
    23 Kasım 2015 tarihinde eklendi
    kişisel gelişim döneminin en kritik aşamalarında zor günler geçiren bir çocuğun sessiz ve kırılgan dünyası aktarılmış fakat bu kadar sıkıcı bir şekilde olmamalıydı 4/10
    rudeonerudeone
    rudeonerudeone

    Takipçi 1.698 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    17 Eylül 2011 tarihinde eklendi
    yıllar önce çektiği tek bir film ile (meleğin düşüşü) beni bugünlerde hani "sanat filmi" dediğimiz kavramdan ölesiye uzaklaştıran ve soğutan,yıllar sonra çektiği bir başka film ile (yumurta) beni tekrar "sanat filmi" kavramına yakınlaştıran ve ısıtan semih kaplanoğlu,şimdi "süt" ile beni tekrar bu kavramdan soğuttu.benimle bilerek dalga geçiyormuş gibi sanki.zik-zak bir grafiğim var sanat filmleriyle ilgili."süt" bittikten hemen sonra zihnimde beliren düşünce;"demek ki bütün olay nejat ve saadet'in oyunculuğunda ve ekran albenisinde imiş" idi. ancak biraz düşününce,"yumurta"yı beğenmemin nedenlerinden birinin,belki de en önemlilerinden birinin bu olduğunu,ancak oyunculukların yanında anlatılan hikayenin,tanıdığım yusuf karakterinin hem sıradanlığı hem de ilginçliği,ve "eve dönüş" (ya da dönemeyiş) temasının kaliteli biçimde işlenmiş olması esasen neden olmuştu filmi beğenmeme.onu da mükemmel bulmamıştım,beğenmediğim şeyler vardı ancak toplamda samimi olarak "beğendiğim" bir film olduğunu söyleyebilirim.ancak "süt" beni hayal kırıklığına uğrattı.metaforları pek başarılı bulmadım.ya da aslında başarılı ancak bu metafor hazırlanırken inanılmaz fazla zaman kaybedildiğinden,şahsen filme ve sahneye karşı ilgimi kaybettikten sonra bana verilen metaforu da beğenmem pek olası değil.tamam bu tarz filmlerde böyle olur,klasiktir,ancak bu kadar abartmaya gerek var mı?bu kadar soğutmaya gerek var mı?"yumurta"da da bu tarz çekimler,sahneler vardı,ancak olayların akışı,oyunculuklar,sürükleyicilik filmin içine çok güzel yedirilmişti."süt"te ise bir kere film aşırı durağan.akmıyor.melih selçuk'a başarısız diyemeyiz ancak yetersiz olduğunu düşünüyorum.başak köklükaya'nın ise iyi da kötü anlamda bir performansından bahsedemem.oldukça arka plandaydı bana göre.özellikle filmin başlarında senaryo da komiklik derecesinde garip geldi bazı kısımlarda.üçlemeyi "bal" ile bitireceğim,bence şu anda düşen bir grafik var,umarım son filmde tekrar yükselir.baştan söyleyeyim,kimse de gelip "sanat filmi gerçek sinemaseverlerin işidir,bunları beğenmeyen sinemadan anlamaz" gibi tamamen komik cümleler kurmasın lütfen."sanat filmi" falan diye bir şey yok bana göre,genel olarak "sinema" ve "film" vardır.ve bunun içinden beğendiklerin,beğenmediklerin,iyiler ve kötüler vardır."yumurta"yı beğenmiştim,"süt"ü beğenmedim.bu kadar basit.kimsenin kendisini kültürlü ve sanatsal çıkarmak için kasmasına ve bu tarz filmleri beğenmek zorundaymış gibi hissetmesine de gerek yok ayrıca.sakin olmak lazım.
    Burakrises
    Burakrises

    Takipçi 687 değerlendirmeler Takip Et!

    0,5
    27 Ocak 2011 tarihinde eklendi
    sıkıcı film = Sanat filmi :(

    sanat filmi buysa ben almayayim 10/1
    velnmt
    velnmt

    Takipçi 45 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    19 Aralık 2010 tarihinde eklendi
    Yusuf Üçlemesinin 2. filmi Süt ile hikaye geriye doğru devam ediyor. Yusufun yaşadığı kasabadan kopuşu, annesinin ilişkisi dramatik bir şekilde anlatılmış.
    Filmde sesler arka planda, güçlü bir şekilde yer alıyor. Yağmurla biten Yumurta, yağmurla başlayan Süt, yağmur iki filmi birbirine bağlıyor.
    Taşrada sütçü bir delikanlının bir şiirinin dergide yayınlanmasındaki coşku çok güzel anlatılmış. Yusufun epilepsi nöbeti sonucunda motoru ile kaza yapışı ve kendine gelirken gözünden akan iki damla yaş sahnesi çok başarılı çekilmiş. Yine Yusufun geceleyin kahvenin duvarında bekleyişi çok güzel bir anlatım tarzı. Çok beğendim. M.Selçuk ve B. Köklükaya rollerinde iyiler. Önceki film Yumurtada Yusufun "Ben buralardan nefret ediyordum." sözünün sebebini Sütte anlayabiliyoruz. Film hafif bir yarım bırakılmış havasında Yusufun madende çalışmaya başlaması, madene kaçışı, sığınması ile bitiyor. Filmi beğendim. Etkileyici sesler ve kareler var. Anlatmak istediğini kendi iç bütünlüğünde güzel anlatabilmiş. Bu tarz filmler olaylardan çok olguları ve insanı anlatma gayretindeler. Onun için akıcılık, aksiyon yönleri alışılmışın dışında. Aksiyon, bol hikaye, eğlence izlemek isteyenler zorlanabilirler. Nitekim bazı yorumlar da bunun işareti. Filmden hoşlanmayanlar olabilir elbette, ancak "işkence" görecek kadar nahoşluğu da anlamak gerçekten zor. Bu insanların daha önce sinema filmi olarak neleri izledikleri ve sinema zevklerinin oluşumunu düşünmek bile insanı üzüyor, ürkütüyor.
    Figen-Ay-e
    Figen-Ay-e

    Takipçi 88 değerlendirmeler Takip Et!

    1,0
    14 Mayıs 2010 tarihinde eklendi
    Nasıl olduysa bu filmi izleme gafletinde bulundum.. benim için resmen işkenceydi, böyle bi işkenceyi Almanlar bile Yahudilere yapmamıştır :)))))
    enesnail
    enesnail

    Takipçi 221 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    6 Nisan 2010 tarihinde eklendi
    izlediğim en iyi türk filmlerinden biri. madenci sahnesi, kaz yolma sahnesi, en büyük asker bizim asker demeleri duygular bu kadar kısa ve öz anlatılır. Durgun filmleri sevmeyenler izlemesin. Bence mükemmel bir filmdi.
    ill-key
    ill-key

    Takipçi 211 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    26 Mart 2010 tarihinde eklendi
    Yumurtayı aşırı sanatsal bulmuş ve sanat insan içindir yaklaşımını savunarak vasat bulmuştum..Süt ise harika giderken son 20 dakikada Yumurta havasına bürününce bu film içinde ortalama üstü diyorum..İlk 1 saat hızlı geçişleri, derin anlatımı, güzel çekim açıları ile konuyu çok güzel işliyordu ancak son 20 dakikada çocuğun psikolojisini diyalogsuz anlatmak saçma geliyor bana..Filmin sonunda anlaşılmaz bir ışık sahnesi varki orda unutulmuş bir sahne gibi.. Yönetmeni başarılı buluyorum, iki filmdede iyiydi.. Başak Köklükayada harika bir oyunculuk gösteriyor kanımca..Ama son 20 dakika boğdu beni.. Duyguları anlatmak için diyaloglar daha önemli diye düşünüyorum..10/7..
    yuzbasiyulaf
    yuzbasiyulaf

    Takipçi 414 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    7 Mart 2010 tarihinde eklendi
    Yumurtadan sonra gelen filmde çok başarılı olmuş bence, çok etkileyici bir ilk sahneyle giriş yapıyor zaten. Bence harika..
    sarpedon25
    sarpedon25

    10 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    24 Şubat 2010 tarihinde eklendi
    Film şahane. Konuşmadan bir insanın düş kırıklıkları bu kadar iyi anlatılır. Film sonunda annesinin kazı yolma sahnesi herşeyi anlatıyor. Dram sevenler izlemeli.
    eagle30
    eagle30

    10 değerlendirmeler Takip Et!

    0,5
    4 Ocak 2010 tarihinde eklendi
    10 üzerinden 1.Sanatsal film çekmek konusuz senayorsuz oyuncusuz son derece sıkıcı film çekmek değildir.Kendinize azıcık saygınız varsa filmi izlemek yerine kendinize zaman ayırın...
    tizep
    tizep

    Takipçi 139 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    2 Ocak 2010 tarihinde eklendi
    Yumurta,süt,bal. Üçlemesinin ikincisi olan bu filmin senaryosu diğerleri ile fazla bir paralellik oluşturmuyor. Örneğin Semra rolünde ki Saadet Işıl Aksoy; Yumurta filminde Yusufun annesinin akrabasıydı. Bu filmde tesadüfen bir kitapçıda Yusufla karşılaşıp tanışıyorlar. Bir de filmin sonu çok saçma bitiyor. 5 dakika boyunca kamera anlamsız bir biçimde Yusufun abisinin baretinin ışığını tam ekran gözümüzün içine neden yansıttı çözemedim. Anlayan biri bere gele! Bunları bir kenara bırakırsak. Film 60 bin dolar gibi komik bir hasılatı hakedecek kadarda kötü değil. Başrolde ki Melih Selçuk iyi bir seçim olmuş. İleride adından fazla söz ettirebilir. 10 üzerinden 5
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top