Küçük Gün Işığım eleştirileri - Sayfa 4

Filmi yeni izledim daha...Oyuncularla başlamak gerek sanırım, zira hepsi çok iyi oynamışlar rollerini...Açıkçası oyuncuların performansının dışında çok büyük övgüyü hak eden birşeyler gördüm desem yalan olur.Birçok yorumda, Hoover ailesinden 'sıcak', hatta 'sımsıcak' , 'samimi, içten' vs.. gibi sıfatlar verildiğini gördüm.Biraz muhalefet eder gibi olacak ama amacım asla muhalefet etmek değil, şöyle ki; benim yaşamış olduğum ülkede ve toplumda Hoover ailesinin çok da makul bir aile olduğunu söylemek güç.Hoover ailesindeki birçok 'sıcak, samimi' ilişki bizim toplumumuzda zaten standart sayılabilecek türden.Yani bunda bir keranet veya takdire şayan bir durum söz konusu değil...Ancak şöyle bir durum da var ki; bir Amerikan standartlarıyla değerlendirildiğinde Hoovergiller sıcak bir aile sayılabilir sanırım...Bunun yanında, filmin vermiş olduğu evrensel birtakım mesajlar var ki, elbette güzel şeyler, zaten onları da tartışma konusu yapmadım :)))Son olarak, birçok kişi Akademi’nin Alan Arkin’a torpil yaptığından söz ediyor.Filmi izledikten sonra ben de bu fikre katıldım, zira gerçekten de torpil yapıldığı açıkça fark ediliyor, Oscarlık bir durumu yok bana kalırsa Arkin’ın...

Harika bir film. Harika bir aile.

şahane bir film. kesinlikle izlenmeli. hatta en iyi film oscar’ı da verilmeliydi. sıcak ve sade bir hikayesi var, oyuncuların hiç biri öne çıkmaya çalışmıyor, ama her biri de döktürüyor. Defalarca izlenesi !

sırf o dünya tatlısı küçük kız için defalarca izleyebileceğim film.nasılda güzel dans ediyo:) dedeyse zaten bir alem :)

film gerçekten iyi.greg kinnear oynadığı rol kadar gıcık,toni collette'de hakkını veriyor.aynı şekilde alan arkin,steve carrell'da takdir edilmesi gerekenlerde.abigail breslin ise o kadar tatlıki=)ama film en iyi film dalında bir oscar hak ediyor mu bilmiyorum.belki biz türkiye'de çok bildiğimiz "yol" senaryolarına alıştık,ya da gerçekten diğer adaylara göre daha geride kalan bir film.karar sizin.

en iyi özgün senaryo dalında aldığı ödülü kesinlikle hakeden bir film ve en beğendiğim özelliği filmin kendi içinde gizlediği o rebelatif mesajdı hayata,monotonluğa,klişelere başkaldıran bir başkaldırı hikayesi

konu mukemmel...
tuhaf ama hos..
dusunce filmi lay lay lom bir film deil yani...

Son sahnede koptum :D
Çok şeyler beklemeden izlenirse zevk alınabilir...
10/8

Güzel bir komedi-drama filmiydi. Yeri geldiğinde gözlerimin dolduğu yeri geldiğinde de gülüşmelerimin olduğu bir film izledim. Her ferdinin çeşitli sonuçları olan bir ailenin yaptığı yolculuğu anlatıyor film. Ailenin annesinin kardeşi Frank intihar sürecinden geçmiş, bunu sağ olarak atlatmıştır. Anne Sheryl'in oğlu da herkesten nefret eden, ağzını açmayan monoton biri. Böyle çeşitli sorunları olan bireylerden oluşan bir aile. Ailenin küçük kızı Olive güzellik yarışmasına katılmıştır ve bunun için Kaliforniya'ya çağırılır. Bunun üzerine aile uzun sürecek bir yolculuğa çıkar. Ailenin başına çeşitli talihsizlikler gelir. Arabada sorun çıkar, dedeyi kaybederler. Sonunda güzellik yarışmasına gelirler. Tüm yarışacak çocuklar sahnede boy gösterir. Bunun ardından baba Richard kızının sahnede gösteri yapmamasını ister. Çünki Olive, diğer kızlardan hem şişmandır, hem de onlar kadar güzel dans eden biri değildir ama yine de sahne alır.
Eğlenceli bir filmdi. Senaryosunu iyi buldum. Oyunculuklar çok iyiydi. Steve Carrell'in sanırım izlediğim ilk filmiydi. İyi bir oyuncu olduğunu bu filmde anlamış oldum. Çok doğal oyunculukların olduğu bir filmdi. Müzikleri de çok iyiydi. Filme uygundu.
Ailecek izlenebilecek eğlenceli bir komedi-drama filmiydi diyebilirim.
Filme verdiğim puan= 8,1

2/10
çok ilginç yaa kendimde bir sorunmu var diye düşünüyorum film de bukadar harika olan nedir anlayamadım gercekten
ilk bölüm acayip sıkıcı ikincisinde bir iki sahne fena değil o kadar ...

Kazanmakta olduğu gibi kaybetmekte bir erdemdir. Önemli olan dersler çıkarabilmek ve kaybetmekten korkmamaktır. Kaybederken de kazanabilir insan. Karşıdakiler ne der, çevremdekiler ne der acaba endişesi içinde olup mücadeleden vazgeçenler kaybeder her zaman. Yaptığınız iş çok basit, sıradan bir işte olabilir ama sizin bir hedefiniz ve idealiniz varsa onun peşinden koşmalısınız.

Bu film insanı sakinleştiren huzur veren filmler arasında. Into The Wild, Good Will Hunting, Dead Poets Society, Rain Man, As Good As It Gets, Scent of a Woman gibi gibi filmlerin bir benzeri bir film. Bu saydıklarım kadar kaliteli değil belki ama en az onlar kadar bir düşünceyi temsil ediyor. O düşünce de mücadele bence. Azim ve kararlılıkta diyebiliriz.

Erkek kardeş Dwayne'nin özverisi ve sabrı gibi, hedefi uğruna aylarca susup, o iş için kendini nasıl konsantre olduğunu görüyoruz. Bir başka özveriyi de baba Richard'ta görüyoruz. Her ne olursa olsun, kafasına koyduğu şeyi yapma uğruna önüne çıkan her engeli aşmaya çalışıyor. Büyük Baba ise biraz daha insanların boşa giden hayatlarını sorgulattırıyor. Kendisi çok pek istediği gibi yaşayamamış. Tavsiyeleri pek iç açıcı olmasa da, bazı şeylerin gençken yapıldığını anlatıyor bizlere. Ve tabi küçük Olive sonlara doğru biraz şaşırtsa da , genel olarak o da hedefi doğrultusunda çalışan ve pes etmeyen bir karakter. Amerikanın en önemli Proust araştırmacılarından birini olduğunu söyleyip duran amca ise, çok değerli bir bilgi, ders veriyor. Hayatınızda acı çektiğiniz ve zorluklar yaşadığınız dönemler, dönüp baktığınızda en çok tecrübe kazandığınız ve size bir şeyler katan zamanlardır. Mutlu mesut, boş geçen yıllar daha sonra size pek bir şey katmadığını görürsünüz...

Tatlı, güzel, samimi bir film. Yer yer oldukça güldürdü ama daha önemlisi düşündürdü. Yüzde güzel bir tebessüm bıraktıran filmlerden. İyi seyirler... 7.0/10

Bence türüne göre başarısız bi film, benzer bi akışı olan Fatih Akın ın "Temmuzda" filmi bundan kat be kat iyi.içinden küfürleri çıkardığımızda basit bi çocuk filminden başka bişey kalmıyo.Türünün başarılı örnekleri varken izlemeye değmez.Bu filme nasıl Oskar verirler anlamak mümkün deil.

Bu film gerçekten çok iyi,özellikle diyalogları ve de soundtrackleri çok hoşum gitti.Hem düşündiren hem de filmden çıktığınızda yüzünüzde hoş bir tebessüm bırakan bir film.Ailenin delikanlısı beni çok etkiledi ve söylemiş olduğu sözde adeta kendimi buldum filmde "hayatta ne yapmaktan zevk alıyorsan o an onu yap ve mutlaka yaşa gerisi o kadar da önemli değil .."

fillmi çok beğendim ama herşeyden öte bir abigail breslin(olive) gerçeği vardı..çok şekerdi filmdee..onun olduğu her sahneye ayrı bir sempati besledimmm... -where's olive?-

kesinlikle izleyin.yorumlarda da diyo ya gözünden yaş geliyo ama neden geldiğini anlayamıyorsun.gerçekçi bir yorum.ben 10 üzerinden 10 veriyorum.