Filmler
Diziler
Programlar
1998 yılında yapılmış bir filmin günümüzü bu kadar derinden ilgilendirmesi beni şaşırttı. Senaryonun temeli aslında şimdi idol geçmişte rehber denilen bir tiplemenin hem eleştirisini hem de savunmasını yapıyor. Sosyal medyanın doğurduğu meşhurların veya çocuk yıldızların hayatına da bir nevi mercek tuttuğunu söyleyebiliriz. Popüler kültür tüketicisine sunmak için allanıp pullanan, doğallığı öne çıkardığını iddia etse de son derece yapay duran meşhurların hayatı aşağı yukarı bu filmde Truman’ın yaşadıklarıyla örtüşüyor. Ünlülerin dertten yoksun, ışıltılı bir hayat yaşadıkları gösterilmek istenirken yaşamın gerçek ve kıymetli tarafından uzak kaldıklarını açığa çıkarmış bu film. Rock müziği efsanesi, Hollywood yıldızı ya da kanaat önderi olmasak da bu duruma benzer bir yaşantıya kendimizi mahkûm edebiliyoruz. İnsanların sosyal medyada gösterilen halleri hem tek tip hem de sahte. Genel algıya uymaktan başka amacı olmayan yığınla insan körpe zihinlere elde edemeyecekleri bir hayatın reklamını yapıp duruyor.
Bu filmde Christof karakterinin Truman’a sunmaktan dolayı övündüğü kusursuz ve güvenli hayatın hayırlı bir şey olmadığını anlayabiliyoruz. Çünkü pastanın üstündeki sahte çilekten farkı olmayan bir düzenin yaratacağı insan yoğurdun kaymağı gibi yüzeysel, topluma faydasız bir birey olur. Günümüzde fenomenlerin hiçbir yeteneği olmadığından yakınmak da bundan kaynaklanıyor. Çocuk yıldızların elde ettikleri inanılmaz ün ve paranın ardından uyuşturucu bağımlılığı, ruhsal bunalımlar, savurganlık gibi sorunlarla boğuşup yok olmalarının sebebi de onları yapay bir dünyaya hapsetmemizdir. Ayrıca meşhurların hayatını adeta kutsal kitap gibi hatmeden insanları da hakkıyla yerden yere vurmuş film. Birinin hayatına sırf ortalama bir insandan daha fazla tanınıyor diye nüfuz etmek istemenin ne kadar ebleh bir hareket olduğunu net olarak görüyoruz. Kimse çıkıp bize ne bu insanların hayatından diyene kadar magazin programlarının sonu gelmeyecek. Şu ünlü hangi dondurmayı yaladı, bu ünlü hangi salatalık çeşidine müptela gibi bomboş soruların cevabıyla beynini dolduran insanların varlığı bu çarkları paslı makinanın işleyip durmasına sebep oluyor. Meryl Burbank’in yaptığı reklam sahnelerinden de anlaşılacağı üzere şirketler vasıfsız fenomenleri, magazin programlarını, dergileri finanse etmekten bıkmıyor.
Jim Carrey’nin kısmen abartılı ama benim hayran olduğum oyunculuğu bu filmi çok keyifli kılıyor. Görsel tasarımlar ve sanat yönetmenliği senaryonun doğasına uygun olduğundan filmin kalitesini azaltmıyor. Hollywood’un en başarılı oyuncularından biri olan Ed Harris’in oyunculuğu da bu filme çok katkı sağlamış. Çok özel ve kaliteli bir film. Kesinlikle izlenmeli.
Bu filmde Christof karakterinin Truman’a sunmaktan dolayı övündüğü kusursuz ve güvenli hayatın hayırlı bir şey olmadığını anlayabiliyoruz. Çünkü pastanın üstündeki sahte çilekten farkı olmayan bir düzenin yaratacağı insan yoğurdun kaymağı gibi yüzeysel, topluma faydasız bir birey olur. Günümüzde fenomenlerin hiçbir yeteneği olmadığından yakınmak da bundan kaynaklanıyor. Çocuk yıldızların elde ettikleri inanılmaz ün ve paranın ardından uyuşturucu bağımlılığı, ruhsal bunalımlar, savurganlık gibi sorunlarla boğuşup yok olmalarının sebebi de onları yapay bir dünyaya hapsetmemizdir. Ayrıca meşhurların hayatını adeta kutsal kitap gibi hatmeden insanları da hakkıyla yerden yere vurmuş film. Birinin hayatına sırf ortalama bir insandan daha fazla tanınıyor diye nüfuz etmek istemenin ne kadar ebleh bir hareket olduğunu net olarak görüyoruz. Kimse çıkıp bize ne bu insanların hayatından diyene kadar magazin programlarının sonu gelmeyecek. Şu ünlü hangi dondurmayı yaladı, bu ünlü hangi salatalık çeşidine müptela gibi bomboş soruların cevabıyla beynini dolduran insanların varlığı bu çarkları paslı makinanın işleyip durmasına sebep oluyor. Meryl Burbank’in yaptığı reklam sahnelerinden de anlaşılacağı üzere şirketler vasıfsız fenomenleri, magazin programlarını, dergileri finanse etmekten bıkmıyor.
Jim Carrey’nin kısmen abartılı ama benim hayran olduğum oyunculuğu bu filmi çok keyifli kılıyor. Görsel tasarımlar ve sanat yönetmenliği senaryonun doğasına uygun olduğundan filmin kalitesini azaltmıyor. Hollywood’un en başarılı oyuncularından biri olan Ed Harris’in oyunculuğu da bu filme çok katkı sağlamış. Çok özel ve kaliteli bir film. Kesinlikle izlenmeli.