Zekice kurgulanılmış senaryosunu da kaleme almasının yanı sıra...
İlk uzun metrajlı (debut) sinema filmini de çeken Drew Hancock'un yönetmen koltuğunda oturmakta olduğu "Companion"; Los Angeles Sinema Okulu standartları çerçevesinde değerlendirdiğimizde...
Korkunun, "Gore (Splatter)" ve "Psikolojik (Psychological) alt kategorilerindeki...
Gizemini uzunca bir süre koruyan...
"Şahane" bir korku gerilim olarak geliyor karşımıza...
***
Gelin isterseniz, 10 milyon dolarlık bir bütçe ile çekilerek...
Ziyadesiyle haksız bir biçimde de...
Brüt 33.2 milyon dolarlık bir hasılat rakamına takılıp kalmasına ilaveten...
Sağlam oyunculuk performansı sayesinde...
Ağızlarda "Ex Machina" (2014) lezzeti de bırakan bu filme biraz daha yakından bakalım...
***
Film...
Çıktığı bir market alışverişi esnasında tesadüfen...
Erkek arkadaşı olacak Josh Beeman (Jack Quaid) ile karşılaşıp tanışan Iris'in (Sophie Thatcher)...
"Çoğu zaman, sanki... Bilmiyorum...
Sanki her şeyi kaplayan kalın, kara bir bulut varmış gibi...
Sanki dünyayı görüyoruz... Ama gerçekten göremiyormuşuz gibi, anlıyor musunuz?
Hepimiz sendeleyerek dolaşıyoruz... Yönsüzce... Anlamdan ve amaç duygusundan yoksun...
Bunun çok iç karartıcı geldiğini biliyorum fakat doğrusu bence bu, iyi bir şey...
Çünkü başka vakitleri takdir etmemizi sağlıyor...
Işıkların bir an titrediği, kara bulutların dağıldığı ve dünyanın gerçekte ne olduğunu gördüğünüz o kısa, üstün anlar...
Ve aniden anlam kazanır... Aniden bir amaç olur...
Şanslıysanız bunu hayatınızda bir kez yaşarsınız...
Benim için iki kez oldu...
İlki, Josh ile tanıştığım gündü...
Ve ikincisi de, onu öldürdüğüm gün..."
Şeklindeki söylemiyle başlar...
***
Ve Iris ile Josh birlikte...
Milyarder Rus oligarkı Sergey'in (Rupert Friend) şehir dışındaki...
Göl evine gidip orada...
Aslında bir başka kadınla evli vaziyetteki Sergey'in bizzat kendisi ve sevgilisi Kat (Megan Suri) ile birer eşcinsel erkek olan Patric (Lukas Gage) ve Eli (Harvey Guillén) çifti ile buluşur...
***
Ardından da...
Çılgınca içilip eğlenilen bir gün geçirilir...
***
Böyle olunca da ertesi sabah...
Josh'ın akşamdan kalma olması nedeniyle Iris...
Göl kenarına bir başına gitmek mecburiyetinde kalırken...
***
O göle varır varmaz yanına...
Diğer ilk gelen de...
Votka içmeye...
Akşam kaldığı yerden devam edip Iris'e...
Sırtı ile omuzlarına güneş yağı sürdüren Sergey olur...
***
Ama...
Bununla da yetinmeyen Sergey...
Iris'e tecavüze yeltenip...
Bir de zor kullanınca...
***
Tam da boynunun...
Şah damarının bulunduğu bölgeden...
Iris'in cebinde gezdirdiği çakısının tadına bakmak suretiyle...
Hayatını kaybeder...
***
Sonrasında da...
Elindeki çakı ile üstü başı kan revan içindeki Iris yeniden eve dönüp...
Olan biteni şaşkınlıkla kendisine bakarak dinleyen Josh'a anlattığında...
Josh'ın verdiği tepki...
"Iris uyu!" komutu olur...
***
Uyandığındaysa...
Yüzü gözü temizlenmiş durumdaki Iris kendini...
Elleri ve ayaklarından bağlandığı bir iskemleye oturtulmuş halde bulurken...
***
Aynı esnada...
Hem kendisi hem de bizler...
Iris'in aslında Empathix firmasınca üretilerek...
Josh'a satılmış ve artık tamamen onun malı olmuş...
Sevişebilen türden duygusal bir destek robotu olduğunu öğreniriz...
***
Yani böylelikle de...
Bu da demek olur ki...
Iris ile Josh'ın marketteki karşılaşarak tanışmaları...
Hiç ama hiç gerçekleşmemiş olup...
O Iris'in hafızasına yüklenmiş anılardan birisidir sadece...
***
Tabii eğer bu durumu...
Iris'e de kabul ettirebilir ve bağlandığı iskemleden kurtularak...
Terör estirmesinin önüne geçebilirse...
***
Zira...
Empathix'in tüm uyarılarına karşın Josh...
Iris'in saldırganlığını ve kendini savunma fonksiyonlarını artırdığı gibi...
Canlılara zarar vermesini engelleyen programı da kapatmış...
***
Üstelik...
Ormanın içlerine doğru kaçarak uzaklaşırken Iris...
Josh'un elindeki...
Kendi ayarları ile otomobilini de kontrol eden cep telefonunu kapmış...
Ve ilk olarak da zeka seviyesini...
40'tan 100'e çıkartmıştır...
***
Ancak...
Geleneksel üslubumuz gereği...
"Spoiler" vermek suretiyle, henüz seyretmemiş olanların ağızlarının tadını kaçırmak istemediğimiz için biz de anlatımımızı...
Filmdeki tüm heyecanın start alacağı...
Burada noktalarız...
Dakika 37...
***
Beklenmedik derecedeki ters köşe sürprizlerin...
Ardı ardına geleceği filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; altı kişilik bu göl evi buluşmasının, bir sebepten dolayı önceden planlandığının da anlaşıldığı...
Ve...
Kanın da oluk misali akmaya devam ettiği, 60 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
***
Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...
"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...
Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...
25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...
Keyifli seyirler,
İlk uzun metrajlı (debut) sinema filmini de çeken Drew Hancock'un yönetmen koltuğunda oturmakta olduğu "Companion"; Los Angeles Sinema Okulu standartları çerçevesinde değerlendirdiğimizde...
Korkunun, "Gore (Splatter)" ve "Psikolojik (Psychological) alt kategorilerindeki...
Gizemini uzunca bir süre koruyan...
"Şahane" bir korku gerilim olarak geliyor karşımıza...
***
Gelin isterseniz, 10 milyon dolarlık bir bütçe ile çekilerek...
Ziyadesiyle haksız bir biçimde de...
Brüt 33.2 milyon dolarlık bir hasılat rakamına takılıp kalmasına ilaveten...
Sağlam oyunculuk performansı sayesinde...
Ağızlarda "Ex Machina" (2014) lezzeti de bırakan bu filme biraz daha yakından bakalım...
***
Film...
Çıktığı bir market alışverişi esnasında tesadüfen...
Erkek arkadaşı olacak Josh Beeman (Jack Quaid) ile karşılaşıp tanışan Iris'in (Sophie Thatcher)...
"Çoğu zaman, sanki... Bilmiyorum...
Sanki her şeyi kaplayan kalın, kara bir bulut varmış gibi...
Sanki dünyayı görüyoruz... Ama gerçekten göremiyormuşuz gibi, anlıyor musunuz?
Hepimiz sendeleyerek dolaşıyoruz... Yönsüzce... Anlamdan ve amaç duygusundan yoksun...
Bunun çok iç karartıcı geldiğini biliyorum fakat doğrusu bence bu, iyi bir şey...
Çünkü başka vakitleri takdir etmemizi sağlıyor...
Işıkların bir an titrediği, kara bulutların dağıldığı ve dünyanın gerçekte ne olduğunu gördüğünüz o kısa, üstün anlar...
Ve aniden anlam kazanır... Aniden bir amaç olur...
Şanslıysanız bunu hayatınızda bir kez yaşarsınız...
Benim için iki kez oldu...
İlki, Josh ile tanıştığım gündü...
Ve ikincisi de, onu öldürdüğüm gün..."
Şeklindeki söylemiyle başlar...
***
Ve Iris ile Josh birlikte...
Milyarder Rus oligarkı Sergey'in (Rupert Friend) şehir dışındaki...
Göl evine gidip orada...
Aslında bir başka kadınla evli vaziyetteki Sergey'in bizzat kendisi ve sevgilisi Kat (Megan Suri) ile birer eşcinsel erkek olan Patric (Lukas Gage) ve Eli (Harvey Guillén) çifti ile buluşur...
***
Ardından da...
Çılgınca içilip eğlenilen bir gün geçirilir...
***
Böyle olunca da ertesi sabah...
Josh'ın akşamdan kalma olması nedeniyle Iris...
Göl kenarına bir başına gitmek mecburiyetinde kalırken...
***
O göle varır varmaz yanına...
Diğer ilk gelen de...
Votka içmeye...
Akşam kaldığı yerden devam edip Iris'e...
Sırtı ile omuzlarına güneş yağı sürdüren Sergey olur...
***
Ama...
Bununla da yetinmeyen Sergey...
Iris'e tecavüze yeltenip...
Bir de zor kullanınca...
***
Tam da boynunun...
Şah damarının bulunduğu bölgeden...
Iris'in cebinde gezdirdiği çakısının tadına bakmak suretiyle...
Hayatını kaybeder...
***
Sonrasında da...
Elindeki çakı ile üstü başı kan revan içindeki Iris yeniden eve dönüp...
Olan biteni şaşkınlıkla kendisine bakarak dinleyen Josh'a anlattığında...
Josh'ın verdiği tepki...
"Iris uyu!" komutu olur...
***
Uyandığındaysa...
Yüzü gözü temizlenmiş durumdaki Iris kendini...
Elleri ve ayaklarından bağlandığı bir iskemleye oturtulmuş halde bulurken...
***
Aynı esnada...
Hem kendisi hem de bizler...
Iris'in aslında Empathix firmasınca üretilerek...
Josh'a satılmış ve artık tamamen onun malı olmuş...
Sevişebilen türden duygusal bir destek robotu olduğunu öğreniriz...
***
Yani böylelikle de...
Bu da demek olur ki...
Iris ile Josh'ın marketteki karşılaşarak tanışmaları...
Hiç ama hiç gerçekleşmemiş olup...
O Iris'in hafızasına yüklenmiş anılardan birisidir sadece...
***
Tabii eğer bu durumu...
Iris'e de kabul ettirebilir ve bağlandığı iskemleden kurtularak...
Terör estirmesinin önüne geçebilirse...
***
Zira...
Empathix'in tüm uyarılarına karşın Josh...
Iris'in saldırganlığını ve kendini savunma fonksiyonlarını artırdığı gibi...
Canlılara zarar vermesini engelleyen programı da kapatmış...
***
Üstelik...
Ormanın içlerine doğru kaçarak uzaklaşırken Iris...
Josh'un elindeki...
Kendi ayarları ile otomobilini de kontrol eden cep telefonunu kapmış...
Ve ilk olarak da zeka seviyesini...
40'tan 100'e çıkartmıştır...
***
Ancak...
Geleneksel üslubumuz gereği...
"Spoiler" vermek suretiyle, henüz seyretmemiş olanların ağızlarının tadını kaçırmak istemediğimiz için biz de anlatımımızı...
Filmdeki tüm heyecanın start alacağı...
Burada noktalarız...
Dakika 37...
***
Beklenmedik derecedeki ters köşe sürprizlerin...
Ardı ardına geleceği filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; altı kişilik bu göl evi buluşmasının, bir sebepten dolayı önceden planlandığının da anlaşıldığı...
Ve...
Kanın da oluk misali akmaya devam ettiği, 60 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
***
Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...
"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...
Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...
25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...
Keyifli seyirler,