Film eleştirisi Demir Kadın: Neslican - Turgay Buğdacigil

Senaryosunu Nalan Merter Savaş'ın kaleme aldığı ve yönetmen koltuğunda da Özgür Bakar'ın oturmakta olduğu "Demir Kadın: Neslican"; doğrudan insani duygulara seslenen, biyografik bir drama olarak geliyor karşımıza...

***

Gelin isterseniz...

Rize, Samsun ve İstanbul'da...

Oldukça mütevazı bir bütçeyle çekildiği...

Hemen her halinden belli olan bu filme biraz daha yakından bakalım...

***

- 2016, Rize -


LYS'ye hazırlanma telaşı içindeyken...

Koştur koştur...

Bir yerlere yetişmeye çalışan Neslican Tay (Naz Çağla Irmak)...

Henüz 18 yaşındayken...

Sol bacağındaki acı ile yüzleşmek mecburiyetinde kalır...

***

Hatta...

Merdiven çıkmakta zorlanması nedeniyle...

LYS sınavına gireceği...

Rize Anadolu Lisesi'ndeki dersliğe...

Dayısı İsmail'in (İlker Aksum) sırtında götürülen Neslican için...

Aniden nükseden şiddetli ağrıları yüzünden...

***

Kurduğu tüm...

İstanbul'da üniversite okuma hayallerinin aksine...

Başarısız olmak...

Neredeyse kaçınılmaz bir hal alır...

***

- 2017, Samsun Devlet Hastanesi -


Neslican'ı...

Ciddi anlamda inceleyen Dr. Nevzat (Yurdaer Okur)...

Tamamen emin olmak amacıyla...

Bacağında tespit edilen kitleden parça alarak...

İncelenmek üzere...

Biyopsiye gönderme kararı verir...

***

Ve sırf...

O sebeple de...

Sonuç alınıncaya kadar...

Neslican'ın annesi Fatma'ya (Deniz Uğur)...

Kati bir geri bildirimde bulunamaz...

***

Fakat...

Bir hafta sonra...

Tümörün kötü huylu olduğu ortaya çıkmak da...

Çok da gecikmeyecektir...

***

- 2017, İzmir -


Durum...

Basketbol oynayan kızı Neslican'a...

Hediye olarak...

Profesyonellerce giyilen...

Bir çift spor ayakkabısı satın alan babası Fahri'ye de (Mesut Akusta)...

Neslican'ın ablası Nazlı (Zeynep Elçin) tarafından telefonla bildirilir...

***

Ardından da...

Samsun Devlet Hastanesi...

Sağlık kurulunun onayı ile...

Beklemeksizin gerçekleştirilecek bir ampütasyon uygulaması yerine...

Kanserin diğer organlara sıçrayarak sirayet etmesini engellemek amacıyla...

Dünya Sağlık Örgütü'nün onay verdiği...

En yüksek protokoldeki kemoterapi tedavisine geçilir...

***

Fakat bu arada Neslican...

Alışveriş yaptığı bir kitabevinde...

Ziyadesiyle büyük bir tesadüfün neticesinde...

Çocukluk arkadaşı...

Mehmet Ali (Hasan Denizyaran) ile de karşılaşır...

***

Ama...

Daha da önemlisi...

Dr. Nevzat'a ilaveten Dr. Sait'de (Cansu Fırıncı) devreye girer girmez...

Hastanenin...

Kıdemli kanser hastalarından Hürrem Yurtsever (Meral Çetinkaya) ve küçük İrem (Nisa Sofia Aksongar) ile de tanışacak olan Neslican'ın...

Tedavisine de başlanılır...

***

Ancak...

Geleneksel üslubumuz gereği...

"Spoiler" vermek suretiyle, henüz seyretmemiş olanların ağızlarının tadını kaçırmak istemediğimiz için biz de kendi anlatımımızı...

Filmdeki tüm heyecanın start alacağı...

Burada noktalayacağız...

Dakika 37...

***

Neslican'ın...

Milyonlara örnek teşkil eden...

Meşakkatli hayatta kalabilme mücadelesine ilişkin sürecin...

Hız kesmeden devam edeceği filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; oyuncu performanslarının göz doldurmayı sürdüreceği, 100 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

***

Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...

"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...

Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...

25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...

Keyifli seyirler,