Film eleştirisi Mufasa: Aslan Kral - Turgay Buğdacigil

Senaryosunu Jeff Nathanson kaleme alırken...

Yönetmen koltuğunda da Barry Jenkins'in oturmakta olduğu "Mufasa: The Lion King"; fantastik ve müzikal bir aile draması olarak geliyor karşımıza...

***

Gelin isterseniz, 200 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilerek...

Brüt 689.4 milyon dolarlık bir hasılat rakamına da ulaşma başarısı gösteren...

Walt Disney Pictures yapımı bu animasyon filme biraz daha yakından bakalım..

***

Gurur Topraklarının Kralı Simba (seslendiren Donald Glover) ve karısı Nala'nın (seslendiren Beyoncé)...

Kiara adında bir kızları olur...

***

Ama onlar...

Hamile olan Nala'nın...

Yeni bir doğum daha yapmasını beklemekte...

Ve gelenekler gereği de törensel doğum alanına doğru yola çıkmaktayken...

***

Kral Simba...

Küçük ve ürkek kızları Kiara'yı (seslendiren Blue Ivy Carter)...

Kendisine göz kulak olmaları gayesiyle...

Timon (seslendiren Billy Eichner) ile Pumbaa'ya (seslendiren Seth Rogen) emanet etmekte...

***

Ve onları...

Kiara'ya hikaye anlatmamaları hususunda da...

Üstüne basa basa uyarmakta...

***

Fakat Timon ile Pumbaa...

Mufasa'nın hain küçük kardeşi Scar hakkındaki uydurma bir hikayeyi...

Çoktan hazırlamışlardır bile...

***

Ki zaten...

Kurgusu babasınınkiyle örtüşmeyen...

Dillendirdikleri hikayeye Kiara'da inanmayacak...

Ve az sonra da...

Kendilerine katılan Rafiki (seslendiren John Kani)...

Kiara'nın büyükbabası Aslan Kral Mufasa (seslendiren Aaron Pierre) ve civarındakilerin...

Gerçek öykülerini...

En ince ayrıntısına kadar anlatmaya başlayacak...

***

Ancak...

Geleneksel üslubumuz gereği...

"Spoiler" vermek suretiyle, henüz seyretmemiş olanların ağızlarının tadını kaçırmak istemediğimiz için biz de kendi anlatımımızı...

Filmdeki tüm heyecanın start alacağı...

Burada noktalayacağız...

Dakika 18...

***

Çocuklarıyla beraber izlenebilecek film arayan ebeveynlere gönül rahatlığıyla önerebileceğimiz filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; büyük beklentilere girmemeleri hakinde, çocuklar kadar beğenerek seyredeceklerini umduğumuz...

Ve de gereğinden fazla uzun tutulduğunu düşündüğümüz, 100 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

***

Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...

"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...

Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...

25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...

Keyifli seyirler,