Turgay Buğdacigil
Filmler
Diziler
Programlar
Geri dön
0,5
1 Mart 2025 tarihinde eklendi
Senaryosunu da kaleme alan Kadir Genç'in yönetmen koltuğunda oturmakta olduğu "Cin Baskını"; ne yazık ki...

Los Angeles Sinema Okulu standartları çerçevesinde değerlendirmeye layık bulmadığımız...

Ama buna rağmen kategorik olarak da...

En azından şeklen de olsa...

Sadece kendisi ve reklamını yapan medyanın ifadesiyle...

Öyle olduğu iddiasında bulunan bir korku gerilim olarak geliyor karşımıza...

***

Gelin isterseniz başta...

Sanki kadrosunda...

Angelina Jolie, Scarlett Johansson, Tom Cruise ve Johnny Depp gibi...

Tartışmasız herkesçe tanınan uluslararası nitelikteki yıldızları barındırıyormuşçasına...

Hangi oyuncunun hangi karakteri canlandırdığına dair jenerikte...

Herhangi bir bilginin verilmesine gerek bile duyulmadığı...

Ve eğer İstanbul'da yaşıyor olmasak...

Kadıköy ve Beykoz'da çekildiğini de kesinlikle anlayamayacağımız bu filme biraz daha yakından bakalım...

***

Yedikleri içtikleri ayrı gitmeyen...

Ve birbirlerinden asla ayrılmayan çok samimi iki arkadaştan...

Ziynet'in (Yağmur Çapal) okuldaki başarısı ile diğer insanlarla kurduğu iletişimi kıskanan Alev (Neslihan Ertürk) çözümü...

Bir büyücüye baş vurmakta bulur...

***

Ki...

Bu durum...

Ziynet'in kabuslar görmesi ve evinde...

Kendisine hitaben yazılmış...

"Bizi bul... Kara çarşaflılar... Kayabaşı köyü..." şeklindeki bir tehdit notu bulmasıyla sonuçlanırken...

***

Paniğe kapılan Ziynet telefona sarılarak...

Bütün bunların sorumlusu olan Alev'i yardımına çağırır...

***

Ancak bu kez biz...

Yalnızca...

Geleneksel üslubumuz gereği...

"Spoiler" vermek suretiyle, henüz seyretmemiş olanların ağızlarının tadını kaçırmak istemediğimiz için değil de...

Böylesi bir saçmalığı izleyecek tahammüle sahip olmamamız sebebiyle...

Anlatımımızı burada noktalarız...

Dakika 11...

***

Vakit kaybından öte hiçbir şey ifade etmeyen filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; neyin beklediğini, gerçekten merak dahi etmediğimiz...

Fakat gidişat...

Apaçık bir biçimde ortada olduğu için de...

Kesinlikle önermediğimiz...

55 dakikalık bir "zaman hırsızı" daha bekliyor olacak...

***

Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...

"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...

Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...

25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...

Keyifli seyirler,