Turgay Buğdacigil
Filmler
Diziler
Programlar
Geri dön
0,5
16 Ocak 2025 tarihinde eklendi
Senaryosunu, Stan Lee ve Steve Ditko'nun yarattıkları karakterlerden uyarlayarak Richard Wenk, Art Marcum ile Matt Holloway'in kaleme aldıkları ve yönetmen koltuğunda da J. C. Chandor'un oturmakta olduğu "Kraven: The Hunter"; alışıldık tarzdaki bir Marvel aksiyonu olarak geliyor karşımıza...

***

Gelin isterseniz, 110 milyon dolarlık bütçesinin de sağladığı avantajla...

Yeşil perde ve görsel efekt teknolojileriyle başarılı makyaj uygulamalarının yanı sıra zorluk derecesi yüksek sahnelerindeki koordinatörlüklerini; James M. Churchman ve Madeleine Hance'in üstlendikleri, dublör oyuncuların performanslarına yaslanılarak çekilen...

Ve nihayetinde de...

Brüt 59.5 milyon dolarlık bir hasılat rakamı ile de...

Hiç de umulmadık bir biçimde gişeye çakılan...

"Post prodüksiyon harikası" bu filme biraz daha yakından bakalım...

***

Sergei Kravinoff namı diğer "Avcı Kraven" (Aaron Taylor-Johnson)...

Öteki mahkumlar ile birlikte...

Bindirildikleri bir nakil aracıyla...

Rus Cezaevi Kolonisi'ne götürülmekte...

***

Ve...

Götürülür götürülmez de...

Koloni'de hakimiyet kurmuş vaziyetteki Kirov çetesinin elemanlarının saldırısına uğradığında...

Onları anında başından savuşturan ve böylelikle de dikkatleri üzerinde toplayan Kraven...

Söz konusu çetenin lideri Semyon Chorney'in (Yuri Kolokolnikov) karşısına çıkartılır...

***

Ki Kraven...

Kendisine verilen görev gereği...

Hem onu hem de korumalarını öldürmekte çok da gecikmeyerek...

Tıkıldığı bu korkunç hapishaneden...

Sıvışmayı da becerecektir...

***

- 16 yıl önce, St. Michael's Academy, Kuzey New York -


İntihar ederek kendi hayatına kıyan annesinin vefatının ardından genç Sergei (Levi Miller) ile üvey kardeşi Dmitri (Billy Barratt)...

Şoförünün kullandığı otomobiliyle yanlarına gelen...

Babaları Nikolai Kravinoff (Russell Crowe) tarafından okuldan alındığında...

Dakikalar 12'yi göstermekte...

***

Ancak...

Bu filmin bizim açımızdan...

Zaman kaybından öte bir şey olmadığını anlamamıza...

Ziyadesiyle yetip de artmaktadır bile...

***

Vurdulu kırdılı macera filmlerinden hoşlanan ergenler dışındaki...

Aklı başındaki kimseciklere hitap etmediğini düşündüğümüz ve o sebeple de kesinlikle önermediğimiz filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; saçma sapanlıkların hız kesmeden devam edeceği, 115 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

Eger...

"Olsun ben yine de seyredeceğim" diyerek ısrarcı davranıyorsanız...

***

Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...

"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...

Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...

25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...

Keyifli seyirler,