Senaryosunu da, Corbett Tuck ile beraber kaleme alan...
"Insidious: Chapter 3" (2015), "Upgrade" (2018) ve "The Invisible Man" (2020) gibi kapsamlı birer yorumunu yine bu mecrada paylaştığımız filmlerden de tanıdığımız Leigh Whannell'ın yönetmen koltuğunda oturmakta olduğu "Wolf Man"; Los Angeles Sinema Okulu standartları çerçevesinde değerlendirdiğimizde...
Korkunun, "Canavar (Monster)" alt kategorisindeki...
Gizemini uzunca bir süre koruyan...
Bir korku gerilim olarak geliyor karşımıza...
***
Gelin isterseniz...
25 milyon dolarlık bütçe ile çekilip, brüt 32.2 milyon dolarlık bir hasılat rakamıyla da gişeye çakılmış olmasına karşın...
Özellikle de makyaj ekibi ile görüntü yönetmeni Stefan Duscio'nun şahane bir performansa imza attıkları bu filme biraz daha yakından bakalım...
***
Film...
"1995'in başlarında, Oregon'un merkezindeki ıssız dağlarda bir yürüyüşçü kayboldu...
Birkaç kez görüldükten sonra, izole halde yaşayan yerel topluluktan bazıları kayıp adamın, 'Hills Fever' adını verdikleri hayvan kaynaklı bir virüse yakalandığını öne sürmeye başladı...
Öncesinde burada yaşayan yerli halk ise ona başka bir isim vermişti: Ma'iingan Odengwaan ya da 'Kurdun Yüzü'..."
Şeklindeki bir bilgilendirmeyle başlarken...
***
Sabahın 07:00'sinde...
Küçük yaştaki Blake Lovell (Zac Chandler) ile babası Grady (Sam Jaeger)...
Söz konusu dağlarda...
Ava çıkmak üzere hazırlanmakta...
***
Ve hatta...
Çıkmış ve Grady Blake'e doğa ile hayata ilişkin nasihatler de bulunurken...
Bir kurt adamın saldırısından...
Bir geyik gözetleme kulesine sığınmak suretiyle kurtulmuşlar...
***
Ardından da...
Eve vardıklarında...
Komşularından Dan Kiel'i (seslendiren Leigh Whannell) telsizle arayan Grady kendisine...
Kaybolan yürüyüşçü olduğundan şüphelendiği kurt adamın peşine birlikte düşüp...
Öldürmeyi önerir...
***
- Otuz yıl sonra -
Neredeyse kendi babası kadar aksi bir babaya dönüşmüş vaziyetteki Blake (Christopher Abbott), kızı Ginger (Matilda Firth) ve işkolik karısı Charlotte (Julia Garner) ile San Francisco'da yaşamakta...
Ve...
Kargo ile kendisine Oregon'dan...
Uzunca bir süredir görüşmediği babasının...
Mahkeme kararıyla alınan resmi ölüm belgesi ile çocukluğunda babasıyla yaşadığı evin anahtarları gönderilmiş olup...
***
Charlotte'u ikna eder etmez de...
Babasının eşyalarını yükleyeceği...
Bir kamyon kiralayarak...
Hep beraber...
Muhteşem bir dağ ve orman manzarasına sahip olduğunu söylediği...
Oregon'daki baba ocağına doğru...
Güle oynaya yola koyuluverirler...
***
Ve kendilerini orada tesadüfen rastladıkları...
Dan Kiel'ın oğlu Derek (Benedict Hardie) karşılayarak...
Grady'nin evinin yolunu bulmaları için rehberlik eder...
***
Ancak...
Geleneksel üslubumuz gereği...
"Spoiler" vermek suretiyle, henüz seyretmemiş olanların ağızlarının tadını kaçırmak istemediğimiz için biz de anlatımımızı...
Filmdeki tüm hengamenin start alacağı...
Tam da burada noktalarız...
Dakika 28...
***
Lovell ailesi için her şeyin bir karabasan haline geleceği filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; beklenmedik pek çok ters köşe sürprizi de bünyesinde barındıran, 75 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
***
Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...
"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...
Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...
25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...
Keyifli seyirler,
"Insidious: Chapter 3" (2015), "Upgrade" (2018) ve "The Invisible Man" (2020) gibi kapsamlı birer yorumunu yine bu mecrada paylaştığımız filmlerden de tanıdığımız Leigh Whannell'ın yönetmen koltuğunda oturmakta olduğu "Wolf Man"; Los Angeles Sinema Okulu standartları çerçevesinde değerlendirdiğimizde...
Korkunun, "Canavar (Monster)" alt kategorisindeki...
Gizemini uzunca bir süre koruyan...
Bir korku gerilim olarak geliyor karşımıza...
***
Gelin isterseniz...
25 milyon dolarlık bütçe ile çekilip, brüt 32.2 milyon dolarlık bir hasılat rakamıyla da gişeye çakılmış olmasına karşın...
Özellikle de makyaj ekibi ile görüntü yönetmeni Stefan Duscio'nun şahane bir performansa imza attıkları bu filme biraz daha yakından bakalım...
***
Film...
"1995'in başlarında, Oregon'un merkezindeki ıssız dağlarda bir yürüyüşçü kayboldu...
Birkaç kez görüldükten sonra, izole halde yaşayan yerel topluluktan bazıları kayıp adamın, 'Hills Fever' adını verdikleri hayvan kaynaklı bir virüse yakalandığını öne sürmeye başladı...
Öncesinde burada yaşayan yerli halk ise ona başka bir isim vermişti: Ma'iingan Odengwaan ya da 'Kurdun Yüzü'..."
Şeklindeki bir bilgilendirmeyle başlarken...
***
Sabahın 07:00'sinde...
Küçük yaştaki Blake Lovell (Zac Chandler) ile babası Grady (Sam Jaeger)...
Söz konusu dağlarda...
Ava çıkmak üzere hazırlanmakta...
***
Ve hatta...
Çıkmış ve Grady Blake'e doğa ile hayata ilişkin nasihatler de bulunurken...
Bir kurt adamın saldırısından...
Bir geyik gözetleme kulesine sığınmak suretiyle kurtulmuşlar...
***
Ardından da...
Eve vardıklarında...
Komşularından Dan Kiel'i (seslendiren Leigh Whannell) telsizle arayan Grady kendisine...
Kaybolan yürüyüşçü olduğundan şüphelendiği kurt adamın peşine birlikte düşüp...
Öldürmeyi önerir...
***
- Otuz yıl sonra -
Neredeyse kendi babası kadar aksi bir babaya dönüşmüş vaziyetteki Blake (Christopher Abbott), kızı Ginger (Matilda Firth) ve işkolik karısı Charlotte (Julia Garner) ile San Francisco'da yaşamakta...
Ve...
Kargo ile kendisine Oregon'dan...
Uzunca bir süredir görüşmediği babasının...
Mahkeme kararıyla alınan resmi ölüm belgesi ile çocukluğunda babasıyla yaşadığı evin anahtarları gönderilmiş olup...
***
Charlotte'u ikna eder etmez de...
Babasının eşyalarını yükleyeceği...
Bir kamyon kiralayarak...
Hep beraber...
Muhteşem bir dağ ve orman manzarasına sahip olduğunu söylediği...
Oregon'daki baba ocağına doğru...
Güle oynaya yola koyuluverirler...
***
Ve kendilerini orada tesadüfen rastladıkları...
Dan Kiel'ın oğlu Derek (Benedict Hardie) karşılayarak...
Grady'nin evinin yolunu bulmaları için rehberlik eder...
***
Ancak...
Geleneksel üslubumuz gereği...
"Spoiler" vermek suretiyle, henüz seyretmemiş olanların ağızlarının tadını kaçırmak istemediğimiz için biz de anlatımımızı...
Filmdeki tüm hengamenin start alacağı...
Tam da burada noktalarız...
Dakika 28...
***
Lovell ailesi için her şeyin bir karabasan haline geleceği filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; beklenmedik pek çok ters köşe sürprizi de bünyesinde barındıran, 75 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
***
Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...
"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...
Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...
25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...
Keyifli seyirler,