Filmler
Diziler
Programlar
Film müzikleri olsun, konu-senaryo olsun, oyuncular olsun, ortamın yansıtılması olsun, sahnelerin güzelliği olsun harikülade. Bir dakika sıkılmadım izlerken. Aşırı sürükleyici. Zencilerin o zamanlardaki köleliliğini de iyi yansıtan bir film. Bazı sahnelerde zencilere yapılan kötü muamele sonucu intikam intikam için içinizi yerken Django reis acımıyor. Sondaki büyük beyaz evde olan çatışma sahnesi ki 2 kere ...
Devamını oku
Devamını oku
Christian Bale oyunculuğu. Yarış sahnelerini son sesteyken izledim, o heyecanı ben bile tattım, tüylerim diken diken oldu. 24 saat süren Le Mans yarışlarının kazanını diye klasikleşmiş Ferrari’yi, Ford’un alt etme çabaları. ilk baş kimse inanamasa da, Ken Miles’ın da büyük yardımıyla bunu başarıyorlar. Son yarışta sırf şirket imajı diye finish e üçlü gitmeleri ve Ken Miles’ın teknik bir sebepten dolayı ...
Devamını oku
Devamını oku
Oyunculuk çok güzel. Eğlenceli, kendini izleten bir film. amma ve lakin mantık hatası aramaya kalkmayın yoksa işin içinden çıkamazsınız. İki kişi tüm orduyu katletti. Eğlenceli, çerezlik bir film.
Değişik bir film. Neredeyse hiç müzik yok bu da doğallığı hissettiriyor filmde. Çatışmayla biten bir uyuşturucu alışverişi ve sonrasında olay yerine gelip parayı alıp kaçan adam. Sanki her zaman böyle olaylara alışkınmış veya sanki bu anı beklermiş gibi zekice planları var. Arkasındaki psikopat katil ise kendine has bir silahı var ve o kapıları açma şekli oldukça ikonik. Bir de şerifimiz var, olay yerine ...
Devamını oku
Devamını oku
MUHTEŞEM. İzlediğim ilk müzikal film. Filme başlarken diğer filmler gibi bir şey izleyeceğinizi sanmayın. Tabii ki filmin konusu, senaryosu, diyalogları var ama içine bolca müzikal katılarak tarzı değişik bir film. Konusu kısaca iki tane birbirini seven insanın hayalleri veya kariyerlerinin yoğunluğu yüzünden ayrı kalmaları durumu ve yıllar sonra sebastian’ın hayalini kurduğu ve gerçekleştirdiği kafede aynı ...
Devamını oku
Devamını oku
Böyle bir kadro yok. Jack Nicholson, Di Caprio, Matt Damon, Mark Wahlberg, Vera Farmiga. Jack Nicholson her filminde olduğu gibi burada da efsane oynamış. Filmdeki suç ticaretlerini zor anlamanız normal, bu kısımlardan çok köstebek kısmına odaklanılmış doğal olarak. Polis ve Frank zamanla işlerinin aksaması üzerine içlerinde köstebek olduğu kanısına varıyorlar. ( çinlilerle ticaret sahnesi, sinemadan sonra kovalamaca ...
Devamını oku
Devamını oku
Efsanee. Anthony Hopkins ve Edward Norton oyunculuğuna laf yok zaten. Kuzuların sessizliği ve çin mahallesi ile birlikte izlediğim en iyi dedektif gerilim filmiydi. Sonu cidden şaşırttı öldüğüne ben bile inandım. Ama kör kadının (emily watson) ellediği kişi kimdi bilmiyorum. Edward Norton ile diş perisinin evde kapılma sahnesi ve çocuğunu kurtarmak için kendi çocugunu aşağılaması çok manidardı. Ve en son FBi ajanı ...
Devamını oku
Devamını oku
Ah Hannibal. Tam bir soğukkanlı serikatil. Antony Hopkins çok iyi oynamış. Dilerdim ki Clarice Starling rolünü tekrar Jodie Foster oynasaydı. İlk filmine göre daha kanlı sahneler( adamın bağırsaklarını söküp asması-tıpkı atalarında olduğu gibi-,beyin yeme sahnesi.) İlk filminde Hannibal daha çok yan karakter gibi kalırken, ilk filmindeki psikolojik diyaloglar, alt mesajlar ve öne çıkarılan kadın profili gibi ...
Devamını oku
Devamını oku
Senaryo harika. Oyunculuk harika. Korku filmi olarak değil gizem/gerilim olarak bakılmalı. 1. filmiyle çok güzel bağlantılı. Oyuncular zaten dillere destan. Stephen King uyarlaması. Ve yer yer yüzünü güldürecek komik anlar. Aşırı derecede sürükleyici. Sonu, herkesi memnun bırakacak şekilde güzel bir son. Gerçekten görsel bir şölen. Filmde tek bir hoşuma gitmeyen şey bulamadım. 1. ve 2. bölümüyle gerçekten harika ...
Devamını oku
Devamını oku
Çok değişik tarzda bir film. Oyuncular harika. Senaryo özgün. Hafızamızdan belirli anları silsek nasıl olurdu’nun filmi bu işte. Hatalar, pişmanlıklar, acılar da olsa bunlar unutulmamalı. İnsan insan yapan bu tecrübeler, bu duygusal deneyimlerdir. Yine sonda birbirlerine gelecekte en kötü lafları söyleyeceklerini bile bile tekrardan başlamak istiyorlar. ( sondaki “tamam, tamam” sahnesi baya duygusaldı). Hafızasını ...
Devamını oku
Devamını oku
Jack Nicholson yine harika bir oyunculuk sergilemiş. Sert, aksi bir adamın içinde aslında iyi huylu yardımsever biri yatıyor fakat düşündüklerini çok yanlış bir tarzda aktarıyor. Jack Nicholson’u izlemek için bu filmi izledim. Obsesif kompulsif bir bireyi anlatan film. İbne olan komşunun zorluklarının bir tık yansıtıldığı, Carol’un oğlunun hastalığı ile yaşadığı zorluklar, obsesif kompulsif bireyin ...
Devamını oku
Devamını oku
Brad Pitt ve Morgan Freeman ile soluksuz cinayet soruşturması.. Katil(Kevin Spacey) tam bir psikopat. Öldürdüğü kişiler belki masum değil ama onların hakkında hüküm uygulamak katile düşmez. spoiler: Filmin sonunda eşi Tracy’e üzüldüm. Kim olsa katilin kafasına sıkabilirdi o anda sanırım veya dövebilirdi.
Filmin verdiği mesaj çok. Brad’in evinde artık taciz e uğrayan bi kadın imdat diye değil yangın ...
Devamını oku
Devamını oku
Çok güzel bir film. Edward Newton ve diğer oyuncular döktürmüş. Film iki tarafa da eleştirel bakmış bence. Siyahilerin pozitif ayrımcılığı ve beyazların ırkçılığı. Beyazların zor duruma düştüğünü göstermiş, ama bu yüzden ırkçılığa kadar ileri gidilirse kendi kendine zarar verdiğini de göstermiş. İlk başta beyaz propagandası gibi görebilirsiniz ama bize şunu sorduruyor: Gerçekten o herhangi bir tip ...
Devamını oku
Devamını oku
Sonu hariç beni pek sarmadı. 1 saat boyunca durağan ve yavaş ilerledi. Sonunun evet baya güzel bağlamışlar. Doktor aslında en başında ölmüş, ölü çocuklar gören çocuğun gördüklerinden bir ölüymüş sadece. çocuk ama doktorun ölü olduğunu bilmiyor mu? Bilse diyelim, en başta ölülerden korkuyordu doktordan niye korkmadı ? Sonu güzel bağlansa da beni pek tatmin etmedi. ilk bir saat oldukça durağan. Sonu ...
Devamını oku
Devamını oku
Çok çok çok harika bir filmdi. Her duyguyu yaşatan bir film. Ha kurtuldu ha kurtulacak diye dört gözle bekliyorsunuz. Hayatının yalan olduğunu öğreniyor. En son kapıdan çıkarken fuck you falan der diye bekledim ama saygıyla gülerek selamladı Jim Carrey reis. Sevdiği Lauren’in onu çıkacak diye aşkla izlemesi, Truman’ın dergideki kadınların parçalarından onun yüzünü kolaj yapması gerçekten çok çok etkileyiciydi. ...
Devamını oku
Devamını oku
Ortadoğu ortamında hissediyorsunuz kendinizi. Sövüyorsunuz nasıl bir insan bu kadar insanlıktan çıkar gözü döner diye. Ortam çok iyi yazılmış. Senaryo vurucu. spoiler: Sonlara doğru Jean ve Simon’un abilerinin babaları olduğunu anlıyorsunuz. Yine de gerçekten gösterince tüyler diken diken. Savaş ki buna savaş bile denmez, teröre yüzlerce kez lanet okuyorsunuz. Otobüs yakma sahnesinde ardıdan o çocuğu vurmaları,, ...
Devamını oku
Devamını oku
Wladyslaw Szpilman'ın hayatıı. adam neler neler yaşamış. Hayatta kalmak. Savaşta arada kalan hayata tutunmaya çalışan bir insan. Üç beş kırıntıyı yemek diye yemek. Dönemin pisliğini, vahşiliğini hissetmek. Alman komutanın ona gizli gizli yardım etmesi... Yaşamak için başkalarına muhtaç kalmak kadar kötü bir şey yok sanırım.
Film çok garip sizi içine çekiyor. Her tipten bir karakter var. Ama bence filmin asıl mesajını, benimde filmdeki favori karakterim Ricky'den alıyorsunuz. Merak ettiğim konu film o zamanki amerikan aile yapısını mı yansıtıyor yoksa sadece bir kurgudan ibaret mi ? Sonuç olarak kesinlikle izleyin, izlerken güleceksiniz, düşüneceksiniz ve filmin sonunda etkileneceksiniz, hayatın güzelliğini kavrayacaksınız.