Filmler
Diziler
Programlar
Güzel bir komedi-drama filmiydi. Yeri geldiğinde gözlerimin dolduğu yeri geldiğinde de gülüşmelerimin olduğu bir film izledim. Her ferdinin çeşitli sonuçları olan bir ailenin yaptığı yolculuğu anlatıyor film. Ailenin annesinin kardeşi Frank intihar sürecinden geçmiş, bunu sağ olarak atlatmıştır. Anne Sheryl'in oğlu da herkesten nefret eden, ağzını açmayan monoton biri. Böyle çeşitli sorunları olan bireylerden ...
Devamını oku
Devamını oku
Filmi pek beğendiğimi söyleyemem. Konusu bana hiç ilgi çekici gelmedi. Konusu şöyle ki; Tom, ailesiyle birlikte olağan bir hayat geçiriyordur. Öyle ki Tom'un ailesine anlatacak bir anısı bile yoktur. Bir yemek dükkânında çalışmaktadır. Bir gün dükkâna iki kişi gelir, dükkânı soymaya çalışırlar ve Tom ikisini de o anki karakterine uymayacak şekilde öldürür. Bu olay ile kahraman ilan edilir. Bu olaya ailesi ...
Devamını oku
Devamını oku
Sürükleyici bir filmdi. Beğendiğim bir yapım oldu. Denzel Washington, en sevdiğim oyunculardan biridir. Bu filmde de onu görmek beni mutlu etti. Yine her zamanki oyunculuğunu sergilemiş. Senaryo olarak da ilgimi çeken bir film oldu. Filmin konusu şu şekilde; Whip Whitaker adlı pilot, uçuşu olduğu sabah uçakta alkol alır ve sarhoş olur. Daha sonra uykuya dalar ve uçağın kontrolünü kaybeder. Uçağı zar zor bir çiftliğe ...
Devamını oku
Devamını oku
Film yaşanmış bir hikayeyi anlatıyor. Bir biyografi filmiydi. Huo Yuan Jia adlı Çinli Wushu ustasının hayatını anlatan bir filmdi. Beğendiğim bir film olduğunu söyleyebilirim. Konusuna şöyle bir bakacak olursak; filmi üç bölüme ayırabiliriz. İlk bölümde, Yuan Jia'nin çocukluğunu anlatıyor. Çocukluğunda babasından Wushu sporunu öğretmesini ister ama babası bunu yapmaz. Yuan Jia da bu sporu gizlice öğrenir. ...
Devamını oku
Devamını oku
Yapay zekâ temalı bir Spielberg filmiydi. Film insanı içine çeken bir sinematografiye sahipti. Neredeyse hiç sıkacak sahne yoktu filmde. İnsanoğlunun geleceği bakımından yapay zekâ temalı filmler ilgimi çekiyor. Bu film de onlardan biri oldu. İnsana bazı şeyleri sorgulatan bir filmdi. İleride insan ve yapay zekâ ayrımını bile yapamayacak noktaya gelebiliriz. Bu filmde açık olarak görünüyordu bu. Film şu şekildeydi; ...
Devamını oku
Devamını oku
Film, Arthur Fleck adlı karakterin Joker'e dönüşümünü anlatan bir filmdi. Bildiğimiz süper kahramanlar filmlerindeki bol CGI kullanılan, çocuksu bir yapısı olan filmlerden uzaktı. Karakterin dönüşümünü gerçekçi bir şekilde vermiş. Filmden çok etkilendiğimi söyleyebilirim. Film şu şekilde ilerliyordu; Arthur Fleck, psikolojik sorunları olan, gülmesini durduramayan, toplumdan dışlanan biridir. Palyaçoluk yaparak ...
Devamını oku
Devamını oku
Amistad bizi tarihin utanç dolu günlerine götürüyor. Sadece renginden dolayı siyahi insanların nelere maruz kaldığını, bir zamanlar insan değil bir ticari mal gibi göründüğünü anlatıyor bize. Uzun zamandır bu film gibi bir dram filmi izlememiştim. Dram filmlerini çok seven biri olarak bu filmi de çok beğendim. Bazı sahnelerde gözlerimin dolduğu oldu. Bu film, "Özgürlük!" diye yakınan insanların hikayesi. Filmin ...
Devamını oku
Devamını oku
Keyif aldığım bir bilim-kurgu filmi oldu. Uzun zamandır bu tarzda bir film izlememiştim. Filmin konusunu yaratıcı buldum ama filmin sürati iyi değildi. Echo ve Delta'nın kaçışına kadar güzel gidiyordu film. Kaçış sahnesinden sonra dikkatimin başka yerlere dağıldığı oldu. Çoğu filmde olduğu gibi bu filmde de senaryonun ilerlemesini sağlamak için basitliklere, olmayacak olayların olmasını gözlemledim.
Filmin ...
Devamını oku
Devamını oku
Film iyi miydi? Cevabım sanırım evet. Sonlardaki senaryonun karışıklığı filmi sevmeme yardımcı olan unsurladandı. Benjamin bir hackerdir. Max adlı biri Benjamin'i bulup onu hacker grubuna davet eder. Bunların dışında iki kişi daha vardır. 4 kişi, hepsi farklı alanlarda uzmandır. Ekip kurulduktan sonra istedikleri yeri hacklemeye başlarlar. Aynı zamanda sanal bir sistem vardır. Buraya hackerler girip muhabbet ediyorlar. ...
Devamını oku
Devamını oku
Alejandro G. Iñárritu'nun filmlerini genel olarak sevmişimdir. Bu da onlardan biriydi benim için. Film, farklı dilleri, farklı kültürleri, farklı coğrafyaları sunan bir filmdi. Aynı yönetmenin Ameros Perros(2000) filmi de farklı hikayelerin kesişmesi bakımından bu filme benziyordu. Filmin adının Babil olmasının nedeni: Babil hikayesine göre cennete ve de Tanrıya ulaşmak isteyen insanlar zamanımızdan 5000 yıl önce bir ...
Devamını oku
Devamını oku
İlk film kadar beğendiğimi söyleyemem ama ilk filmin havasını, gerilimini koruduğunu düşünüyorum. Senaryo olarak, ilk film kadar iyi değildi ve bu filmin ilerleyişi biraz daha ağırdı. Film ABD'ye Meksika'dan kaçak geçmeye çalışan göçmenler ile başlıyordu. Canlı bombalar hem sınırda hemde ABD'nin bir şehrinde patlaması dünyada yakın dönemde meydana gelen terör olaylarını hatırlatır nitelikteydi. Daha sonra ...
Devamını oku
Devamını oku
Bu tarz gerilimli filmleri hep sevmişimdir. Bu da onlardan biriydi benim için. Bu tarz filmler ağır bir şekilde ilerler, bu da aynı şekildeydi. Filmin müthiş bir sinematografisi vardı. İzleyeni filmin içine çekiyor âdeta. Filmin konusunu başlarda anlayamadım. İlerledikçe açıldı film benim için. Film, FBI'nın Arizona'da uyuşturucu kartellerine yaptığı operasyon ile başlıyor. Burada bir bombanın patlamasıyla iki polis ...
Devamını oku
Devamını oku
İzlediğim ikinci Wes Anderson filmiydi. İlk izlediğim film olan Budapeşte Oteli çok keyif aldığım bir film olmuştu. Anderson'un sinemasına hayran kalmıştım. Gerçekten çok hoş bir sinema görüşü var. Bu filmde de o filmin havasına benzer bir hava vardı. Anderson kullandığı kamera açıları ve renkler ile farkını belli ediyor. Bazı yönetmenleri kamerayı kullanışından anlarsınız. Anderson da bunlardan biri bana ...
Devamını oku
Devamını oku
Yine bir zombi temalı filmdi. Bu türde izlediğim diğer filmlerden daha aşağıdaydı. Senaryo olarak zayıf bulduğum bir film oldu ama hiç sevmedim de diyemem. R adlı zombinin filmde dış ses olarak anlatıcı olması filmin artılarındadı. R ve Julie'nin yakınlaşmasını da iyi buldum. R karakterinin Julie'ye aşık olup insan olduğunu hatırlamasını ve insan olmasındaki yolculuğu izliyoruz filmde. Julie'nin babası da ...
Devamını oku
Devamını oku
Bu filme bir başyapıt diyebilirim. 5 Oscarlı bir yapım. Bu ikinci izleyişimdi. İlk izlerken bu kadar keyif aldığımı hatırlamıyorum. Bazı filmlerde böyle oluyor. Film bizi 2. yüzyılın büyük ve ihtişamlı Roma İmparatorluğuna götürüyor. Bir intikam hikayesi karşımızda. Bu tarz filmleri izlediğimde tarihte yolculuk yapasım geliyor. Tarihe de ilgim duymam bunu tetikliyor. Neyse filme gelelim; Filmin başlangıcında ...
Devamını oku
Devamını oku
Biyografik bir seyahat filmiydi. Filmi çok beğendiğimi söyleyemem ama yine de kendini sevdiren bir yapısı da yok değildi. Annesini kaybetmiş, kocasından ayrılmış, birçok erkekle bir araya gelmiş, eroin batağına saplanmış bir kadının hikayesini izliyoruz. Cheryl, bunca yaşanan şeyden sonra kocaman bir çanta ile Pasifik Crest Yolu'na koyulur ve onun uzun ve tehlikeli macerası başlamış olur. Bu yolculukta eskiden ...
Devamını oku
Devamını oku
Bir biyografi filmiydi. Hiç ilgi duymadığım bir grubun, hiç ilgi duymadığım bir adamın, -Freddie Mercury'nin- anlatıldığı filmdi. Filmden sonra bu kararım değişti. Aynısı "Amadeus" filminden sonra Mozart ve klasik müzik için de olmuştu. İzlediğim filmler, hayatta bazı şeylere ilgi duymama yaradığı için film izlemeyi çok seviyorum. Gelelim filme; Filmi çok başarılı buldum. Rami Melek Freddie'yi canlandırdı desek ...
Devamını oku
Devamını oku
Bir dönem filmiydi. Film, 16. yüzyıl İngilteresinde geçiyor. Bu dönemlere karşı bir ilgim var. Bu dönemdeki Avrupa benim ilgimi çekiyor. Film Boleyn ailesinde iki kızın dayısının ve babasının isteğiyle kralla ilişkiye girmesi için zorlanmasını ve bunun sonucunda dayı ve babanın nüfuz ve servet sahibi olmak istemesine dayanıyor. Kral ikisiyle de ilişkide bulunuyor. Film Anne'nin idamıyla son buluyor. Hem de yapmadığı ...
Devamını oku
Devamını oku
Filmin gerçek bir olay baz alınarak çekilmesi filme olan ilgimi artıran ögelerden biriydi. Gangster filmlerine de bir ilgi besliyorum zaten. Film güzel miydi? Bence evet, film istediğim zevki verdi. Güzel bir mafya-polis mücadelesi izlediğimi düşünüyorum. Frank Lucas, patronu Bumpy Johnson öldükten sonra onun yerini almaya çalışan, Harlem'i elde etmeye çalışan, Güneydoğu Asya'dan eroin getirtip onları ülkesinde satıp ...
Devamını oku
Devamını oku
Öncelikle eğlenceli bir film izlediğimi söylemeliyim. Fazla komedi filmi izlemem ama bu gerçekten iyi bir görsel şölenli bir filmdi. Filmdeki 4 karakterin amaçları bir araya gelip zombilerden uzak bir yere gitmeleri. Komedi ögeleri filme güzel serpiştirilmiş. Özellikle Bill Muray'ın evine gittikleri sahne çok hoşuma gitti. Hem Bill Muray'ı sevdiğim için, hem de Bill Muray'ın komik bir şekilde ölmesini iyi buldum. Utangaç ...
Devamını oku
Devamını oku
Genel olarak bakarsak iyi bir filmdi. Hızlı bir gidişatı vardı. Kamera çok çabuk değiştiği için o biraz rahatsızlık veriyordu. Kamera açılarını çok çabuk değiştirmek olumsuz bir sonuç vermiş. Filmin kurgusu iyi düzenlenmiş, filmin neredeyse tamamının sürükleyici bir yapısı vardı. Sıkan bir film değildi. ABD'nin CIA aracılığıyla Orta Doğu ülkelerinde neler yaptığını, rahat bir şekilde buradaki ülkeleri ...
Devamını oku
Devamını oku
Bir müzikal film ama izlediğim diğer müzikal filmlerden farklı bir film. Filmin çoğu yerinde karakterler, müziksel şekilde iletişim kuruyor. Bunun filme yakıştığını düşünüyorum. Victor Hugo'nun aynı adlı romanından uyarlanan bir film. Filmde 19. yüzyılın Fransasını izliyoruz. Filmde, dönemin Fransasındaki toplumsal olayları, halkın çekmiş olduğu ekonomik buhranları ve devrim girişimlerini görüyoruz.
Jean ...
Devamını oku
Devamını oku
Filmi sevmemi sağlayan en önemli etkenlerden biri hiç kuşkusuz filmdeki hava oldu. Kar fırtınasında ısınmak için yakılan ateş beni de ısıttı adeta. Karlı havalarda geçen filmleri kışın izleyince ayrı bir zevk alıyorum.
Filmin hikâyesi şu şekilde; Ottway, Alaska'da bir petrol şirketinde çalışıyordur. Bir gün iş için şirketteki kişilerle uçakla bir yolculuğa çıkar ama gitmek istedikleri yere varamazlar ...
Devamını oku
Devamını oku
Bir soygun filmiydi. Bu filmi izlerken aklıma Dog Day Afternoon filmi geldi ki bu filmde de adı geçmişti ve La casa de papel dizisi geldi. Bu ikisi de sevdiğim banka soygunu temalı yapımlardı. Filmin senaryosu çokta hoşuma gittiğini söyleyemem. Kurguyu biraz karışık buldum. Olayı iyi anlatamamışlar bence. Oyunculara bakarsak gerçekten de büyük oyuncuların oynadığı bir filmdi. Denzel Washington, Clie Owen ve Jodie ...
Devamını oku
Devamını oku
Film Gerilim-Korku türünde bir yapım. Konusu gerçekten iyiydi. Siyahi insanları hipnoz ederek kendine bağlayan bir aileden sevgilisi olan Chris'in bu aileden bir süre sonra kurtulmaya çalışmasını anlatıyor. Irkçılık göndermeleri olan bir filmdi. Oyunculuk olarak başroldeki siyahi oyuncu takdire değer oynamış gerçekten, diğerleri de iyiydi. Filmde saçma olarak gördüğüm bir yer vardı. Chris'in elleri bağlıyken ...
Devamını oku
Devamını oku
Serinin 3. ve belki de son filmi. Bu sefer başka ülkelere gitmektense Los Angeles'ta bir hikaye oluşturmak istemişler. 2. filminden daha iyiydi diyebilirim. Oyunculardan Forest Whitaker'ın canlandırdığı Dotzler karakteri filme güzellik katmış, gerçekten rolüne yakışmış. Liam Neeson zaten aynı performansında, iyi bir aksiyon oyuncusu olduğunu bir kez daha kanıtlıyor. Ama filmde oyuncu yönetiminin iyi olduğunu ...
Devamını oku
Devamını oku
Bu filmi ilk filmden de daha kötü buldum. Basitlikler daha fazlaydı. Oyuncular ilk filmdekiler ile aynıydı. Arnavutların başındaki adam bu filmde ilk kez rol aldı, iyi bir performans sergilediğini düşünüyorum. Yer olarak ilk filmden farklıydı. Bu kez Paris'te değil, İstanbuldaydık. İstanbul'da çekilmiş olması ilgimi arttıran bir şeydi. Bir yönden "Bakalım İstanbul'u nasıl göstermişler" diye izledim. Ve hiç iyi ...
Devamını oku
Devamını oku
Film, Aksiyon-Suç türünde bir yapım. Liam Neeson'un her zamanki filmlerinden. Bu filmler için biçilmiş kaftandır kendisi. Film iyi miydi? Pek de iyi diyemem. Çok klişelerle dolu bir filmdi, basitlikler vardı. Gerçeklikten çok uzak yanları vardı filmin ama aksiyonu ve kurgusuyla bunu kapatabildiğini düşünüyorum. Oyunculuk olarak ortalama performanslar vardı. Senaryo bence zayıftı nedeni mesela filmde bir olay oluyor, buna ...
Devamını oku
Devamını oku
Beklediğim kadar iyi bir film izlemedim. Daha etkileyici ve dramatik bir film beklemiştim ama yine de kötü bir film diyemem bu filme. Romandan uyarlama bir film. Hikâyesinin anlatımını iyiydi ama film çok yavaş ilerliyordu. Akıcılığı az olsa da filmden kopma hiç yaşamadım. Filmde Afganistan'ın güzel günlerini görüyoruz. Afganistan'ın şu anki halini görünce insan üzülüyor.
Film, Amir ve Hasan üzerinden ilerliyor ve ...
Devamını oku
Devamını oku
Eğlenceli bir film izledim. Jim Carrey filmi alıp götürmüş. Canladırdığı "Audy Kaufman" adlı kişiyi daha önceden hiç tanımıyordum. Bu film ile tanımış oldum. Jim Carrey, karakteri öyle bir oynamış ki Kaufman olmuş sanki. Kaufman'ın hayatını anlatan bir film diyemeyiz bu filme. Daha çok onu nasıl biri olduğunu, ünlü olduktan sonrasını, hayatından bir kesit alarak anlatan bir yapım. Filmin konusuna göz atacak ...
Devamını oku
Devamını oku
Fazla beğendiğim bir yapım olmadı. Hikayenin ilerlemesi için bazı sahnelerde kolaya kaçılmış. Filmin konusu ilgi çekici ama anlatılışını güzel bulmadım. Filmde anlatılana göre, bilimsel olarak beynimizin %5'ini kullanıyoruz. Bunu arttırırsak ve %100'e ulaşırsak insanda ne gibi değişiklikler, üstünlükler meydana gelebileceğini anlatıyor film. Lucy adlı karakterin bağırsaklarına konulan madde, aldığı darbeler ...
Devamını oku
Devamını oku
Sıradan bir senaryosu olan bir soygun filmiydi. Başrollerde üç büyük oyuncu vardı ama bu filmin iyi olmasını sağlamadı. Bir filmde oyunculuklar iyi olabilir ama senaryo vasat ise iyi bir film ortaya çıkmaz. Sürükleyiciliği az olan bir film izledim. Son sahnelerde bir heyecan verici sahneler oldu o kadar. Nick adlı soyguncu bir baş işletiyordur. Aynı zamanda Max ile ortaklığı vardır. Bu adam ile soygun işleri yapıyordur. ...
Devamını oku
Devamını oku
Beni etkileyen bir film oldu. Özellikle de son sahnesinde duygulandım. Film bittikten sonra filmdeki karakterlerin daha sonra yaşadıkları şeylere ait verilen bilgiler filmleri etkileyici kılan bir unsur olabiliyor, bu filmde öyleydi mesela. Film, Che Guevara'nın devrimci olduktan sonraki eylemlerini değil, devrimci düşüncelerinin nasıl oluştuğunu anlatıyordu. Filmin hikayesi şu şekilde; Ernesto, Arkadaşı Alberto ile ...
Devamını oku
Devamını oku
İdam karşıtlığını ele alan bir filmdi. Film, Texas'ta yaşayan idam karşıtı felsefe profesörü David Gale'nin haksız yere uğradığı suçlamaları ve idamını anlatıyordu. Filmin hikayesine yukarıdan baktığımızda etkileyici gözüküyor ama filmde bu etkileyiciliği fazla göremedim ben. Bu hikaye sinemaya daha iyi aktarılabilirmiş. Bitsey Bloom adlı bir muhabir, çalıştığı gazete tarafından yanına bir stajyer ...
Devamını oku
Devamını oku
Film, Miami'de yaşayan bir çocuğun hayatındaki üç dönemini anlatıyor. Fazla durağan bir filmdi. Bu nedenle filmi izlerken dikkatin dağılması kolay oluyor. Ama bu filmin kötü olduğu anlamına gelmiyor. Bazı filmler sessizliği kullanarak daha etkileyici olurlar. Bu film de onlardan biriydi. Filmin hikayesi şu şekilde; Chiron adlı bir çocuk sürekli arkadaşları tarafından ezilen, içine kapanık biridir. Bir gün Juan onu ...
Devamını oku
Devamını oku
Uzun zamandır animasyon filmi izlememiştim. Bu film ile bir dönüş yaptım. Film beni yeterince tatmin etti ama konusu çok basitti. Bazı animasyonlar hem çocuklar hem de yetişkinler için yapılır. Bu film sadece çocuklar için yapılmış gibi geldi bana. Ama tabi ki de bu yetişkinlerin de izlemeyeceği anlamına gelmiyor. Gru adında bir hırsızın Dünya'nın uydusu Ay'ı çalmaya çalışmasını anlatıyor film. Gru, Kötüler ...
Devamını oku
Devamını oku