mco-2
30 Ocak 2011 tarihinden beri üye
Filmler
Diziler
Programlar
Bu yorumu yazmadan 150 kadar yorum okudum. Bu tarz filmlerin taraftarları olduğu gibi karşıtları, hatta düşmanları oluyor. Biyografi ve tarih konulu film çekmek oldukça maliyetli ve zor bir iş.
Kısaca film yorumum: Bediüzzamanın hayatını okuyan birisi olarak tabiki zevk aldım. Filmde yansıtılabilen Said Nursi Hz. gerçeğinin 1/10 bile değil. Her şeyin ilkini yapmak zordur. Bundan sonra Bediüzzaman filmi yapacakların işi zor. Zira bu filmin çıtasını aşmak zorundalar. Bediüzzaman filmi 20 senedir hayal edilen bir filmdi. Bu açıdan Mehmet Tanrısever beyi takdir ediyorum.
Filme 73 yaşındaki babamı biraz teşvik ederek götürdüm. "Benim bu yaşta ne işim var sinemada" dedi. Salonda 75 yaşında birisini görünce şaşırdık. Hele film bittiğinde göz yaşlarıyla salonu terkederken âmâ (kör) birisini gözyaşlarıyla görünce anladık ki taraf olanlar gereğini hakkıyla yerine getirmeli.
Böyle filmlere daha filme gitmeden kötüleyen, içlerindeki hazımsızlığı, nefret, kin ve irini sinema sitelerindeki yorum sayfalarına boşaltanlara karşı biz onların tarzıyla cevap vermeyiz. Milli şâir Mehmet Akif Ersoya Mısır sürgününden dönünce sakalından ötürü hakaret etmek isteyen birisi.
- "Akif bey ayıya dönmüşsünüz" demiş. M. Akif merhumun cevabı ne güzeldir:
- "Olur o zaman başka yöne döneyim" diyor.
Bu arada filme gidip seyreden ve yorum sayfasına da nezaketle beğenisini veya eleştirisini yapanları tenzih ediyor ve teşekkür ediyorum.
Bugünlerde hakkında yapılan dizi ile de çok konuşulan Muhteşem Osmanlı Sultanı Kanuni S. Süleymana İran şahı (afedersiniz) pisliğini hakaret amaçlı Osmanlı sarayına gönderiyor. Kanuni ise cevaben aynı sandığa lokumlar koydurup gönderiyor. İçine de bir not yazılıyor:
-"Herkes misafirine yediğinden ikram eder."
Zannediyorum bazıları açıktan dine mukaddesata manevi değer ve şahsiyetlere açıktan hakaret edemiyor. Hür Adam filmini bahane ederek Bedizzaman Said Nursiye veya dindarlara içindekileri kusuyor. Böyle filmler bir manada turnusol kâğıdı gibi kimilerinin rengini ve niyetini ortaya çıkarıyor.
Hz. İbrahimi Nemrut ateşe atıyormuş. Tam bu sırada bir kuş ağzında bir çöp, odunların üzerine atıyor. Ne yapıyorsun deniyor. O da ateşi harlatmaya çalışıyorum. Bu çöple mi?
Kuş -"Çöpün ateşe belki faydası olmaz. Ama ben İbrahimin yanmasını istiyorum.
Bir başka kuşta gagasında bir damla suyu ateşin üstüne bırakıyor. -"Bir damla su ile ateş söner mi?"
O da -"Söner mi bilemem. Ama ben de İbrahimin yanmasını istemiyorum" diyor.
Hikâyede İbrahimin yanmasını isteyenlerle istemeyenler belli. Yorumları okuyunca siz de az çok anlıyorsunuz. İbrahimin yanmasını isteyenler sanki kıyamet günü şeytanın benim için ne yaptınız? Sorusuna cevap hazırlarcasına yaptıkları ortada.
Sözün burasında İbrahimin yanmasını istemeyenler akl-ı selimle düşündüklerinde yapmaları gereken bir şeyler olduğunu göreceklerdir. Zira ahirette bizlere de sorulduğunda cevabımızın altı dolu olmalıdır. Bu film için de en azından yapmamız gerekenler var.
Kısaca film yorumum: Bediüzzamanın hayatını okuyan birisi olarak tabiki zevk aldım. Filmde yansıtılabilen Said Nursi Hz. gerçeğinin 1/10 bile değil. Her şeyin ilkini yapmak zordur. Bundan sonra Bediüzzaman filmi yapacakların işi zor. Zira bu filmin çıtasını aşmak zorundalar. Bediüzzaman filmi 20 senedir hayal edilen bir filmdi. Bu açıdan Mehmet Tanrısever beyi takdir ediyorum.
Filme 73 yaşındaki babamı biraz teşvik ederek götürdüm. "Benim bu yaşta ne işim var sinemada" dedi. Salonda 75 yaşında birisini görünce şaşırdık. Hele film bittiğinde göz yaşlarıyla salonu terkederken âmâ (kör) birisini gözyaşlarıyla görünce anladık ki taraf olanlar gereğini hakkıyla yerine getirmeli.
Böyle filmlere daha filme gitmeden kötüleyen, içlerindeki hazımsızlığı, nefret, kin ve irini sinema sitelerindeki yorum sayfalarına boşaltanlara karşı biz onların tarzıyla cevap vermeyiz. Milli şâir Mehmet Akif Ersoya Mısır sürgününden dönünce sakalından ötürü hakaret etmek isteyen birisi.
- "Akif bey ayıya dönmüşsünüz" demiş. M. Akif merhumun cevabı ne güzeldir:
- "Olur o zaman başka yöne döneyim" diyor.
Bu arada filme gidip seyreden ve yorum sayfasına da nezaketle beğenisini veya eleştirisini yapanları tenzih ediyor ve teşekkür ediyorum.
Bugünlerde hakkında yapılan dizi ile de çok konuşulan Muhteşem Osmanlı Sultanı Kanuni S. Süleymana İran şahı (afedersiniz) pisliğini hakaret amaçlı Osmanlı sarayına gönderiyor. Kanuni ise cevaben aynı sandığa lokumlar koydurup gönderiyor. İçine de bir not yazılıyor:
-"Herkes misafirine yediğinden ikram eder."
Zannediyorum bazıları açıktan dine mukaddesata manevi değer ve şahsiyetlere açıktan hakaret edemiyor. Hür Adam filmini bahane ederek Bedizzaman Said Nursiye veya dindarlara içindekileri kusuyor. Böyle filmler bir manada turnusol kâğıdı gibi kimilerinin rengini ve niyetini ortaya çıkarıyor.
Hz. İbrahimi Nemrut ateşe atıyormuş. Tam bu sırada bir kuş ağzında bir çöp, odunların üzerine atıyor. Ne yapıyorsun deniyor. O da ateşi harlatmaya çalışıyorum. Bu çöple mi?
Kuş -"Çöpün ateşe belki faydası olmaz. Ama ben İbrahimin yanmasını istiyorum.
Bir başka kuşta gagasında bir damla suyu ateşin üstüne bırakıyor. -"Bir damla su ile ateş söner mi?"
O da -"Söner mi bilemem. Ama ben de İbrahimin yanmasını istemiyorum" diyor.
Hikâyede İbrahimin yanmasını isteyenlerle istemeyenler belli. Yorumları okuyunca siz de az çok anlıyorsunuz. İbrahimin yanmasını isteyenler sanki kıyamet günü şeytanın benim için ne yaptınız? Sorusuna cevap hazırlarcasına yaptıkları ortada.
Sözün burasında İbrahimin yanmasını istemeyenler akl-ı selimle düşündüklerinde yapmaları gereken bir şeyler olduğunu göreceklerdir. Zira ahirette bizlere de sorulduğunda cevabımızın altı dolu olmalıdır. Bu film için de en azından yapmamız gerekenler var.