erguvenmurat filmi için kullanýcý yorumlarý

Bu film bana Albert Camus'nün "Yabancı" romanını hatırlattı... Birbirine çaresiz bir şekilde yabancılaşmış insanların aslında ne kadar da aynı olduğunu, apayrı bir dünyaya ait uzaylılar olarak algıladığımız insanların da bizim gibi etten kemikten olduğunu anlatan bir film. Ve bu düşünceye iki tarafından da bakması çok samimi ve etkili yapmış filmi. Başarılı buldum ben...

Çok çılgın bi filmdi. Oyunculuklar muhteşemdi.
Arapça telaffuzlarda biraz problem vardı ama çok rahatsız edici değil. Çok gerçekçi zikir sahneleri çekilmiş. Şeytan aldatması sahneleri sanki renk katmak için çekilmiş gibiydi. Adamcağızın karakteriyle pek ilgisi yokmuş gibi... İyiydi ama, üzerinde konuşulacak bir film.

Cem Yılmaz önemli bir roldeyse, yani Vizontele'deki gibi yardımcı rollerden birinde değilse, Cem Yılmaz için gidilir bu filme. Ama işin içinde Yılmaz Erdoğan olunca G.O.R.A gibi çılgın bi film beklemiyorum açıkçası. Daha bi aile filmi tadında bişey olucaktır.

Çok güzel film. Espriler çığır açan cinsten. (daha önce bu kadar çok ve yerinde söven çıkmamıştı :)) )
Filmin başındaki o hiciv de çok kayda değerdi. Öyle ya, İngilizce sövünce iyi de Türkçe sövünce mi ayıp oluyor :))))))

Filmdeki, uzaylıların bi şekilde dünyada daha önce bulunduğu ve bişeyler bıraktığı fikri her ne kadar daha önce de çeşitli şekillerde başka filmlerde işlenmiş olsa da bu filmde daha çarpıcı bi şekilde sunulmuş. Ve insan uzaylıların garip silahlarının binlerce yıldır yerin altında, dünyada, bizimle birlikte olduğu fikrine "vay canına" diyor. Ama bu etki bende kısa sürdü. Çünkü sonrası klasik Amerikan filmi ...
Devamını oku

Güzel denemeler bunlar. Umarım böyle sürmeye devam eder. Bu şekilde güzel şeyler ortaya çıkacak zaman içinde. Dünyada da böyle olmuş sonuçta. Gişey için yapılmış filmlerin arasından çıkıyor hep kült olmuş filmler. Şimdi Türkiye'de de çok film yapılırsa bunların arasından sıyrılan eserler olacaktır. Ama şu anda nicelik ve dolayısıyla nitelik olarak çok yetersiz. Toplam 2 (yazıyla 'iki')tane korku ...
Devamını oku

Forumlara uzun zamandır hiçbir şey yazmıyordum. Bu filmi yeni izleme fırsatı buldum. Ve kesinlikle düşündüklerimi yazmalıyım dedim. Bence bu film Türk sinemasında bir devrim niteliği taşıyor. Gerçek manada çekilen ilk korku filmimiz bu. Bence Türk insanına hitab edebilecek tek korku filmi de bu. Elin papazının haçı, sarımsağı, gümüş kurşunu, yok efendim tanrının krallığından gelen beyaz kanatlı melekleri ...
Devamını oku

Valla bence film harikaydı. Bu film sayesinde artık sağda solda erkek arkadaşlarının yanında özgürce söven kızlar görmek mümkün oldu. İnsanları bir hayli rahatlattı bu film. Ben de mi rahatlasam diyorum ama fazla rahatlık da bizi bozmasın bee...

Marx demiş arkadaş, doğru demiş. Marx zaten varlık felsefesini anlayamamış bir adam. Bu filmi anlayamayacak kadar ilkel tezler ortaya koymuş. Yani isabetli olmuş bu örnek tebrik ederim.

Foruma bir bakıym, kesin irticacılar dadanmıştır dedim ki yanılmamışım. Aşağıda örnekleri var. Ne diyeyim, Allah akıl fikir versin bunlara :))

Çok güzel. Romana sadık kalmış. Ama romanın tamamını işlemeye yine süre yetmemiş doğal olarak. Bu kadar karmaşık bir sosyal yapıyı, ilişkiler ağını, hiyerarşiyi üç filme sığdırmak zor iş zaten. Soyut bir şeyleri resmetmek gerekiyor çünkü. "Bana mutluluğun resmini çizer misin?" gibi bir problem bu. O yüzden, derinlik isteyen kitabı okusun. Görsel şölen isteyense filmi görsün. Çok güzel.

Bilgisayar efektleri berbattı. Tam manasıyla bir rezalet. Bir sonraki bölümü çekilene kadar teknoloji biraz daha ucuzlar da belki o zaman hulk ikide bir görünüp kaybolan bir don giymek zorunda kalmaz. Bu kadar angutça hatalarla dolu bir film yapılabilirdi yani.

Bu adamı hatırlıyorsunuz değil mi? Geleceğe dönüş filminde Marty McFly'ın babasının gençliği rolünde oynuyordu. Öyle bir rolle başlayıp kendini böyle bir karaktere adapte etmek bayağı önemli bir iş bence. "korkunç sıska adam" mıydı...

bence de bu best gay olan arkadaş melekleri kıskanmış. Olur böyle şeyler.
Ama böyle bir saçmalık, bu kadar dandik oğlu dandik bir film de ancak böyle kadınları görmek için izlenir.

Çok ilginç bir konu. (Buna klişe denmesi de çok ilginç bu arada.) İnsan medeniyetinin ne kadar kolayca yok olabileceğini göstermesi açısından çok güzel bir uyandırıcı etkisi var. Aslında sonsuz uzay boşluğunda uçuşan bir toz tanesinin üzerinde yaşayan mikro şeyler olduğumuzu düşününce de uyanmamız lazım ama hayatın illüzyonları uyanmamızı engelliyor. Gerçi bütün bunların farkında olmanın insana ne gibi ...
Devamını oku

valla bence terminator 2'deki cıvık herif bu kadından daha akıllıca bi icattı. O kadar tatava yapacaksın, ondan sonra da kadının eline vere vere bin dokuz yüz kırk beş model bi alev makinası vereceksin. Oldu mu şimdi.

Arşivinde lisanslı bilgisayar oyunları olan, bütçesi kısıtlı arkadaşlara soruyorum. Onlardan sıkıldığınız bir zaman, çöpe atmayı düşündünüz mü hiç? Verdiğim tarife uyuyorsanız, bunu asla yapamazsınız. Çünkü bu kadar emeğinizin karşılığında kazandığınız parayla satın aldığınız, sizin adeta bir parçanızdır o artık. Ve işte o satın alma olayından sonra artık o size sahip olmuştur. Her şey ...
Devamını oku

Bu filmi daha yeni izleme fırsatı buldum. İnsan hayatının gerçekte ne kadar basit olduğunu göstermesi açısından çok iyi bir film. Gerçekte de bizi hayatımız yönlendirmiyor mu?
Hepimiz vücutlarımızın içinde hapisiz, vücutlarımız da sahip olduğu dar çevre içinde...

(ders verilmesini istemeyene bakar mısın.)

Film güzel ve çok tartışmalı bir konuda insanlara hissettirmeden çok ağır iddialarda bulunuyor. Bence de gerçek bu olsa gerek ama insanların yüzde doksanı bunun tersine inanıyor. Filmde iddia edilen şu: İnsanların robotlardan hiçbir farkı yoktur. Robotlara da insanlardaki duygu ve düşünceleri bilgisayar programları olarak verirsen, onlar da birer insan olur. Yani aslında insanda da etik sorumluluk aranamaz. İnsanın ...
Devamını oku

Yok böyle bi film yaa... :))))))

Ne biliym böyle bi kebapçı havası var filmde. Hani çay bahçelerinde, kebapçılarda filan gösterilirdi eskiden böyle filmler. Vurdulu kırdılı şöyle iştah açan buruş li filmleri filan. İşte bu da öyle bişey. Yani bunu izle 1,5 hatta 2,5 iskender bile yersin.

Tamam efektler, teknik filan iyiydi ama bunların dışında, bir çizgifilmden daha ciddi değildi. Abartmamak lazım. Yani bunun bir felsefesi yok. Aha da var, diyen beri gelsin. Çünkü yok.
Aramaya da gerek yok. Böyle eğlencelik bişey.

Şimdi, bu ilk filmde bitebilirdi. İlk film iyi bitmişti, fikri bizi bozar. Çünkü takdir edeceğiniz üzere, ilk film şimdikinden bin kat daha muğlaktı. Neyin ne olacağı hiç belli değildi. Tamam Neo uçuyodu, ama nereye, bu ne işe yarar, makineler buna karşı ne yapabilir, bunların hiçbiri belli değildi. En basitinden şu sorunun cevabını vermek bile imkansızdı: Neo milyarlarca insanı matrixten nasıl kurtaracak. Diyelim ...
Devamını oku

Aah ah. Bir de insanlar matrix'in aslında bir tek film olduğunu, reloaded'ın matrix'in devamı değil ikinci kısmı olduğunu, hikayenin üçüncü kısım da gelince tamamlanacağını anlasalardı. Aah ah.

Sürekli aşağılanmanın ve salak yerine konmanın insan üzerinde ne gibi etkileri olabileceğinin en güzel izahı.:)

filmin baş kısmı gerçekten dehşetti. Nasıl akıl etmişler böyle bir pisliği hayret doğrusu. Bir bakmaya değer yani başı için. Geri kalan kısım oldukça sıkıcı geldi bana yalnız.

Ya, haksız eleştiri oldu mu dayanamıyorum kardeşim. İnsanlar bana mayın olarak mı bırakıyorlar bunları? Diyor ki, işte Cate'i kurtaran adam nasıl orda oluyormuş, adam hastanede aynı saatte ölmüşmüş, ne saçmalıkmış, uyduracak bişey bulamamışlarmış,vs Hemşerim, adamlar da zaten tam bunu yapmak istemişler. Bu bir mucize yani, üstüne basa basa da BU BİR MUCİZE diyor film. Daha bunu anlamayana ne denir. Hani bu bir ...
Devamını oku

Film güzel, çok duygusal filan da, Hıristiyanlık propagandasının da daniskası yani. Hiçkimsenin gözünden kaçmayacak kadar bariz hıristiyanlık propagandası yapılıyor. Böyle olunca da doğal olarak içinde zerre kadar bilimsellik aramak mümkün değil. Her şey mucize.
Neyse ağzımı bozmayım.

Gökhan iyi sövmüş. Yani hiç kendini tutmamış helal olsun. Ben bile tiksindim yani. Kadın, kız, çoluk, çocuk ne yapsın.
Ama iyi de oynamış kerata. Bir şu depremde her şeyimi kaybettim de aman da filan rolünü oynayan arkadaş angut gibi rol yapıyo bir de Pelin Batu lise müsameresine çıkmış gibi mıy mıy oynuyo o kadar. Öbürleri çok doğaldı. Sevdim.

Bu ne be.

İyi iyi yeter. Ağzına da çok gözüne de. İki oskar neyine yetmiyo. Zaten bilinen bi hikaye. Milyonlarca kişi kitabı okumuş ve bütün ayrıntıları zihninde görmüştü. Eğer herkesin bildiği bu şeyleri bi de perdede göstermek önemli bişeyse o dalda bi ödül versinler.

Böyle filmler lazım bize.

to:director emu, arkadaşı çok etkilemiş olmalıyım ki, zahmet edip yazdıklarımı incelemiş. Teveccüh buyurmuş.

Neyse, o uzun uzun yazan arkadaşa da birisi teşekkür etsin, yazık. Adamcağız ömrünü tüketmiş Allaan çizgiromanı için.

Mavi ay dizisinden daha absürd olmasın da bu da bayağı iddialı yani. Ama çok eğlenceli bir filmdi. Çocuk da çok şirindi. Çiçek kardeş, böcük kardeş, gel sen de katıl bize filan şeklinde bir yaklaşımı var doğal olarak ama, insanı böyle de olsa hüzünlendirebilen sahneler de vardı. Çocuğun tikini edindiği sahne mesela. Yanlış anlaşılmasın, doğru yazdım.

Son yorumlardan anladığım kadarıyla arkadaşların bu filmden bir mutlu son beklentisi var. Bu romantik arkadaşlara sesleniyorum. Hayat sizin zannettiğiniz gibi hep mutlu sonla bitmez.
Bence bu film insanı çok yoğun düşüncelere sürükleyen bir film. Mutluluk kavramını yeniden tanımlamamızı gerektiriyor. Her şeyin yolunda olması her zaman mutluluk getirmeyebiliyor demek ki.
Oyunculara vs laf söz edecek yoktur herhalde zaten.