Filmler
Diziler
Programlar
Post apokaliptik bilim kurgu romanlarında karşılaştığımız kodlar filmin karanlık havasında hissediliyor. Özellikle filmin ana temasında oluşan bu yaklaşım insanların sadece kendi hayat standartlarını korumak üzere göz yumacakları durumlar olabileceği, insanlık erdeminin ayaklar altına alınıp kendi varlığını sürdürebilmenin bazı zamanlar olabileceğinin içler acısı durumunu farklı bir dille anlatabilmiştir. Farklılık bu vahşiliğin, barbarlığın mizahi temeller üzere kurulu tuhaf, komik, karikatürümsü tiplemelerin eğlenceli hikâyesine dönüşmesidir. Bunda yönetmenlerin kendine has ama filmde eğreti de durmayan ama diğer filmleriyle karşılaştırıldığında çıkan yöntemleri fark edilebiliyor. Caro'nun tasarımcı, illüstratör yanını tekniksel anlamda atmosfer yaratmada kendini gösteriyor. Ta ki yönetmenin yapım tasarımcısı olarak filmde yer alması onun düşsel dünyasına hitap eden karelerin yakalanmasını sağlıyor. Jeunet ise özellikle karakterlere ve diyaloglara yüklediği anlamlar ve diğer filmlerinde olduğu gibi akıcı giden ritmik düzenlemelere katkısı ile ön plana çıktığı görülüyor. Bunda yönetmenin banliyölerde geçen çocukluğunun evlerinin altındaki bir kasaptan gelen sesle oluşan irkiltici anlarla çevresindeki kendisince tam mizahi tiplemeler olacak insanları iyi şekilde kodlayabilmesinin yattığı söylenebilinir. Film türünün benzeri yönetmenlerin (Tim Burton, Terry Gilliam vs.) filmlerinde görüldüğü gibi karanlık, kasvetli, soğuk atmosferine insancıl yönleri çıkarılmasıyla benzerlikler taşıyor. Özellikle filmin sonunda Louison ve Julia'nın apartmanın çatısında müziklerini icra edişleri sırasında onları taklit eden çocukların saflığı ve sıcaklığı ile dolu kareler fonda gökyüzünün açıklığında umudun her daim var olacağı mesajı ile bizlere sunuluyor.