ozkan-green21 filmi için kullanýcý yorumlarý

Vizyona girdiği ilk günden beri izlemeyi isteyip de bir türlü fırsat yakalayamayıp ertelemek mecburiyetinde kaldığım ve geçtiğimiz bir kaç gün içerisinde uzun bir hikayeye dayanan bir olay sonucunda seyir zevkini her dakika yaşayacağıma daha ilk dakikasından itibaren emin olduğumu düşündüğüm El Laberinto Del Fauno , başlangıç anından son saniyesine kadar kendine hayran bırakıyor insanı ve birden fazla öyküyü ...
Devamını oku

Filmi dün gece evimde izledim,film hakkında yapılan tüm yorumları okumuştum iyi ya da kötü olan daha önce,,ve benim için arşivime göre diyebilirim,iyiki de almışım,doğru kararmış.. Bir kaç şey söyleyeceğim,dehşet sahneleri çok fazla ürperticiydi ve biraz mide bulandırıcı..Bazı sahneler ise hala aklımda ve biran önce çıkmasını istiyorum açıkcası,beni biraz da olsa etkiledi çünkü..Bir de filmin sonunda ...
Devamını oku

''Hastalık derecesinde göz kamaştırıcı ve sarsacak kadar zeki'' -Fred Topal.. Geç olsa da izledim,az önce(yaklaşık bir 5-6 dk.önce)bitti..Çok fazla övmek istemiyorum,fakat diğer filmlerden nasıl da ayrılıyor ve bir iki basamak önde duruyor öyle değil mi...İnanılmaz ve aşırı zekice hazırlanmış bir film daha,,ilki gibi..Final olağanüstü fakat birincisi kadar şok etmediğini söyleyebilirim,ama yine de şu kelime ...
Devamını oku

Teknolojinin hızla geliştiği, doğal kaynakların iyiden iyiye azaldığı bir dönem... İnsanlar yaşadıkları yerlere kadar izlenmektedir, yiyeceklerden insanlara hizmet eden kişilere kadar herşey yapaydır. Bahçe bakımı, ev hizmeti, hatta arkadaşlık için bile bir robot vardır. Bir tek sevgi için yoktur... " Duygu ", robot evriminde tartışmalı bir konudur. Robotlar " gelişmiş gereçler " olarak görüldüklerinden ...
Devamını oku

Geçici bir bilinç kaybının ardından,Dr.Lawrence Gordon kendini kirli bir banyo küvetinin içinde bir boruya kilitlenmiş olarak bulur.Ve bulunduğu odada bir kişi daha vardır.Bu iki insan, kurbanlarına ustalıkla tuzaklar kurarak onların hayata bağlılıklarını sınayan bir seri katilin(jigsaw) son kurbanlarıdırlar.6 saat bir testere ve bir mermi ile Dr.Gordon özgürlüğe giden yolu kendi çabalarıyla keşfetmek ve rehin tutulan ...
Devamını oku

Çağan Irmak sonunda kim olduğunu bu filmde kanıtlamış olsa gerek,film hakkında insanların çok büyük bir bölümü,neredeyse hepsi,filmin Türk tarihindeki en iy filmlerden biri olduğunu söylüyor..Filmi izleyenlerin gözyaşları ile salonu terkedişi,uzun süre listelerin 1 numarasından inmemiş olması ve bunun gibi bir çok şey söylenebilmesi mümkün olan,filmin replütasyonunu bir anda göklere fırlatmıştı..Ve tabi ...
Devamını oku

The Day After Tomorrow'dan çıkıp,bir başka yapım olan Brokeback Mountain'ın setlerinde boy göstermek...Bir insan farklı karakterleri ancak bu kadar iyi oynayabilir dedirttiriyor kendisi için şu Jake..Bu kadar mı rolüne kendini verir ve bir başka adam olup çıkar,ve bunu da bu kadar mı iyi yapalır,onun örneğini gösteriyor Jake Gyllenhaal,bu filmde de çok farklı bir karakter canlandırıyor olmasına karşın,adapte olabilmiş ...
Devamını oku

Tam anlamıyla 'İŞTe BudUR' dedirten bir film,izleyiciye tüm istediğini veriyor,ee daha ne olsun değil mi ama?!...

Bilgisayarımın bağlantısını kesmeye ve saklanmaya gerek yok,çünkü bana bulaşmadı:)
Diye bir giriş yapayım dedim,efendim,,filmle ilgili kararlarım değişti,artık bende filmi beğenmemiş olanlar arasındayım ne yazıkki...Oysaki film daha vizyona girmeden nasıl hayallerim vardı Pulse ile ilgili...
Çok üzgünüm Pulse,sana ihanet ettim galiba!....*

Kesinlikle kötü diyebileceğim ve bundan tereddüt dahi duymayacağım bir filmdir Cabin Fever...

ENter'esan,diğer animasyonlardan farklı,arabalar üzerine kurulu olduğundan orijinal bir hikaye,görüntü ve görsellik diğerlerinde de olduğu gibi göz kamaştırıyor, izlenimlerim doğrultusunda bir şeyler söyleyecek olursam eğer..

Çok merak ediyorum,başrolde Johnny Deep yerine başka bir oyuncu olsaydı bu film,tutulur muydu diye...

Cheepers Creepers'ın ilkini seyrettikten sonra bu ikincisini seyretmek istemeyebilirim.Fragmanında etkileyici idi yine ama,sadece ilkini izlemek,en karlısı olur.//

Robert Benigni'nin En İyi Erkek Oyuncu ve Nicola Piovani'nın En İyi Drama dalında kucakladığı Oscar Ödülüne, En İyi Yabancı Film dalında da bir ödül gelince,film, bunun yanında Cannes Film Festivali'nden Büyük Jüri Ödülü'nü de alınca,Roberto Benigni'nin La Vita E Bella'sı,uluslararası festivallerde 30 ödül almış oluşunun ve yüzyılın en büyük 100 filmi arasında gösterilmiş olmasınının hakkını fazlasıyla veriyor gibi..

Roman Polanski'nin önderliğinin, Adrian Brody'in unutulmaz performansıyla pekiştiği iki Bafta ve üç Oscar ödüllü bu unutulmayacak yapım,o kadar çok övgüyü hak ediyorki...

'Harry Potter'ın okuldaki ikinci yılını anlatan Harry Potter ve Sırlar Odası'nda J.K.Rowling,bildik öğrenci sorunlarını-kıskançlıklar,rekabetler,çekingenlikler-yer yer ürkütücü,yer yer komik düşsel öğelerle ustaca iç içe geçiriyor.Dizinin ilk kitabı Harry Potter ve Felsefe Taşı kadar sürükleyici olan bu ikinci kitabı heyecandan soluğunuzu tutarak okuyacaksınız' Diyor serinin ikinci kitabında..Ama aynı ...
Devamını oku

bu filme iyi deyen insanlara da şahit oluyorum ya,inanamıyorum,film baştan sonra bir iğrençlik abidesiydi.İzlemiş olduğum en kötü kurt adam filmi dememem,kendime bir ihanet olur...Ama tabi zevkleri tartışacak kadar da geri değilim,herkesin düşüncesi kendinedir ne de olsa.

Ben kesinlikle bayılıyorum şu animasyonlara,mutlaka çok eğlendirici oluyorlar,ve bunu herkes kabul etmeli..Çünkü bilgisayar teknolojisi öyle bir boyuta geldi ki artık,eskiden bir10,15yıl kadar önce önümüze örneğin bu filmi getirmiş olsalar,bazı insanlar gerçek bile sanabilirlermiş yani,o derece..Buna ek olarak da animasyonlar artık sinemanın vazgeçilmezlerinden oldu diyebiliriz...Onlarsız olmuyor çünkü:)

-Keşke,keşke,keşke Micky Torello,bundan iki gün önce, iş sırasında içki içmeseydi.... - 'Hayırrrrrrr,bu olamaz,bu olamaz..!!!' Ve cin, ait olduğu yere döner...Korkutucu bir paragrafla hikayesini açan Wishmaster,zaman zaman boğduğu sahnelerle de adından söz ettirmişti hatırlayacaksınız.Fakat değeri, devamlarının başarısızlığıyla bilindi..Eğer Tılsım'a geçer dersem,o da iki ayrı zamanlarda yapılan ...
Devamını oku

*Fatih Akın+Dram+Nurgül Yeşilçay'ın oyunculuğu,harika bir film olacağından kimsenin kuşkusu olmasın.Film hakkında tv.den bilgi almıştım,ve şunu da söyleyeyim,bu bir lezbiyen filmi değildir!-Ben çok merak ediyorum açıkcası...//*

Freddy'e bayılıyorum doğrusu,ama filmin sonunda kafasını Jason'ın ellerinde görmek üzmüştü beni..Acaba devamı gelir mi?Eğer gelirse BU kendisini görebileceğimiz 16. film olur herhalde:)Ya da 15,13,hatırlayamıyorum,ama ben izlemeye devam ederim heralde,korkunç olduğu için değil,çocukken korkardım,ama şu an biraz komik geliyor,ve ben bunu seviyorum....//

Seyir zevki yüksekti,keyifle izlemiştim..

Daha dün izledim bu filmi..Daha doğrusu izliyordum,fakat film başladıktan bir on beş dk. kadar geçtikten sonra babam sıkıldığını söyledi,ben biraz daha izleyip,daha filmin içine girmeden onu yargılamaması gerektiğini söyledim ve onu yalnız bıraktım..Film bitmiş olduğunda bana hak vermiş olacağından,suratında henüz anlam verememiş olduğum bir tebessümle şunları söylüyordu:Ya bu adam Robert De Niro mu?Bunun ...
Devamını oku

Garip bir rastlantı ama Leo'nun oynamış olduğu hiç bir filme kötü diyemiyorum. bu filmi ilk izlediğimde saat biraz geçti ve bir kaç yıl da oluyor aşağı yukarı..Dram filmlerini seviyorum,ilginç olan ve diğerlerinden farklı şeylerin denenmiş olanlarını daha da fazla, örneğini bu filmde görebilecek olduğumuz..The Beach'ın replütasyonu hakkında pek bir bilgim yok,zamanında nasıl karşılandığı hakkında ...
Devamını oku

Çok kısa;The Skeleton Key,izlenip,ardından başında geçirmiş olduğun zamanın boşuna kaybedilmiş olmadığının,olamayacağının bilinmesi gerektiğini düşündüğüm bir film,en azından diğer aynı türdeki yakın rakip filmlerinin aralarında ,kıyaslanabilecek kadar da olduğunu bir düşündükten sonra,hiç fena değildi'cümlesini bile kurabileceğim yapıda,ama eksikleri de vardı..(ve başta ummuş olduğum gibi de kısa yazamadım,ama ne yapabilirim?)(bir çok şey):)

Kasım'da aşk başkadır,çünkü o takvimdeki bir ay yaprağı değildir sadece.Yalnızlığını ve içinde kalmış hayal kırıklığını, rüzgarın eşliğinde uğurlayacağın ve kollarında yeni bir insan bulacağın aniden ve ve ummadığın bir anda çıkıveren,ve sen hiç düşünememişken,ve farkına varabilmek için çok geç iken onsuz yapamayacağının..Ama gitmen gerekirken,hiç bir şey söylemeden,bir elveda şarkısını ...
Devamını oku

Ta ki kendini kurtaracak şeyi,yazı yazmayı keşfedene kadar,yazı yazmayı keşfedene... Uzun zaman olmuştur bazı hayalleri tekrar kurmayalı,ve aklına gelir sen sırtını dayamışken bahçendeki en büyük ağaca..Ve birden o gelir gözlerine,ellerin,bırakamadığı sayfaları ve en değerli kaleminden uzak kesilir ve bir an onu düşünür.Günlük,yazılmaya devam edilirken,hayat ta bir o kadar çok satır şey doldurur ...
Devamını oku

EN öndeydim bu filmi izlerken salonda ve gözlerim çok etkilenmişlerdi,tabii bu filmin etkileyiciliğinden mi yoksa en önde oturmuş olmamdan mı ileri geliyordu,bilemem hala daha,belki ikisi de pay sahibidir bunda..Çok fazla da hatırlamıyorum zaten,fakat sanki film bir partiyle başlıyordu gemide.Ve birden,anlam veremediğiniz garip bir olay oluyordu,bir şey,bütün insanları,ikiye bölüyordu tam ortadan,ve her yer kana bulanıyordu..

İsa karaya ayal bastığında uzun bir süredir şeytanın ele geçirdiği bir adam karşıladı onu...Bir çok kez şeytan kıskıvrak yakalamıştı adamı ve zincirlerle bağlamıştı...fakat adam paramparça edecekti zincirleri...Ve İsa ona sordu,'Nedir senin adın?' Ve o cevap verdi. 'Lejyon...'
Şeytanın doğduğu yerde geçmiyordu günler ve takip eden geceler yanıbaşında..Çok geç olmadan,o geri gönderilmeliydi oralardan,ve Tanrı,,emretti...

Psikolojik epileptik bozukluğu olduğunu iddia ediyordu savcı Emily'in..Fakat Emily ne epileptikti,ne de agnostik..Ritüeller de doğruluyordu.Gerçek ise sadece şuydu;gerçek,aşırı hassas duyulara sahip Emily'in içine giren ve ona acı çektiren 'Belial' idi,Cain ile tanışmış,Nero'un rahat bırakmamış ve Yehuda'nın içine de girmiş olandı,ben Legion'um dedikten sonra kararını değiştiren kötü ruh...Ve Anneliesse Michel ...
Devamını oku

Bu animasyonlara oldum olası kötü diyememişimdir,o kadar iyi yapıyorlar ki,çünkü teknolojinin üstün nimetlerinden ilk onlar faydalanıyor,geriye de sadece iyi karakterler ve iyi hikaye yaratmak kalıyor,ee onu da becermiyorlar değil hani..

DÜnya üzerinde hiçbir şey Titanic'in destansı hikayesi ve nefeskesici ihtişamı geçemez.En iyi film dahil olmak üzere 11 Akademi Ödülü sahip olan bu aşk hikayesi,dünyadaki tüm sinema severlerin kalbine girdi ve tüm zamanların en popüler sinema filmi oldu. Uluslararası süperstar Leonardo DiCaprio ve Oscar adayı Kate Winslet ekranı,sosyal sınıfların ayırdığı ama kaderlerinde birbirlerine'batması mümkün ...
Devamını oku

Filmi ayrı zamanlarda iki defa seyrettim fakat ikisinde de ne yazıkki keyif alamadım.Korku ögeleri olmasına karşın açıkcası hiç de korkmadım,korkamadım.Bu bir yana,film en başta yapması gereken korkutmayı yapmıyor,ayrıca zevk de vermiyor.Ben alışgın birisiyim böyle vasat filmlere,ama çok kötüydü,hiç izlemeyin zaman kaybı falan demem(bir kere demişimdir o da 'dead evil'içindir),filmde beni düşündürecek garip ...
Devamını oku

İlkinde yakaladığım ve bulduğum heyecanı fazla bulamadım bu ikincisinde.Ama kötü de demiyorum,çünkü hiç fena değil aslında.Başka devam filmlerin hazin sonlarıyla kıyaslarsak,iyi bile bir grafik yakalamıştı.Heyecanlı sahnelere de sahipti,özellikle Rachel ve Aiden'in seyir halindeki arabalarına geyiklerin saldırdığı bir tane vardı,işte ona filmin en heyecan verici sahnesiydi diyebilirim,yani aniden olunca o olay ...
Devamını oku

Bu filmi izleyeli 5 yıl olmuş he,vay canına.Nichol Kidman'ın iyi denilebilecek yorumuyla renklendirdiği ve hala aklımdan çıkmayan unutulmaz finaliyle daima hatırlanacak bir film.Filmdeki Anna ve Nicholas karakterlerini canlandıran çocuk oyuncular da çok iyiydiler..Ve şahsi düşüncem,bu filmi diğerlerinden(başka fimlerden)ayrı tutmak gerekir.

Olağanüstü bilgisayar teknolojisiinn nimetlerinden yararlanılarak oluşturulmuş görselefekt şöleni, filmi ilk gördüğümde ağzımın açık kalmasına sebebiyet vermişti.Ve hala daha görsel efekt bazında görmüş olduğum en etkileyici film olduğunu düşünüyorum,Jack Gyllnenhaal'ın da en iyi performansını bu filmde sergilediinin farkına varamamak ta elde değil hani..Yani tam puan benden//