Filmler
Diziler
Programlar
aşk cennet ya da cehennem arası geçişkenlik içinde bu iki yerin olabilirlik projesi değildir. cehennet içinde cinnettir aşk. ölürken mekanı cinnet olanların son arsusudur.varoluş çığlığında esrimenin en tepe noktasına nereden ulaşılır. bu filmden değil tabii.bu filmden bir yere çıkılmaz.
türkiye gerçeği küçük bir gemide tüm yalvaçlığıyla sergilenmiş.kapitalizmin üretim tüketim çarkında daha çok tüketerek kirli beyinler üreten cinsel açlıklarını vahşice doyuran ve kalabalığın yığınların üyesi olan boş insan müsveddeleri.....
yedi yıl önce izlemiştim tibette yediyıl'ı. dağ gezintileri benim hep çocukluk düşlerimdi.brad pittin yolculuğunda ona sormam gereken bir soru vardı :bir dağa nereden başlanır. bir dağın başlangıcı neresidir.
sine-haberden herkese iyi akşamlar. beyoğlundan aksaraya giden yolda çok basit beş hikayeyi yine çok basit bir biçimde birleştirme çalışmaları başarıyla sonuçlanmadı. geriye boynu bükük hüzünlü bir istanbul kaldı.enkaz kaldırma çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor
haberleri dinlediniz...
haberleri dinlediniz...
coolion çok güzel yorumlamış filmi
başka bir söze gerek yok.varsa da sabahattin dostumun şiiri var:"çocuklar çocuklar yangın yerlerinden öpün şehirleriki ayaklansın şarabın rengine aldanıpyıldızları reddeden sabır"
ya fazıl hüsnü dağlarcanın çocuk ve allahındaki şu dizeler karşılamıyor mu:"allahım bu çocuklar ne korkunç ve felaketçünkü sana ihtiyaçları yok" bu filmdeki çocukların hepsini evlatlık alacağımı bilsem kendimden bile vazgeçerim.
başka bir söze gerek yok.varsa da sabahattin dostumun şiiri var:"çocuklar çocuklar yangın yerlerinden öpün şehirleriki ayaklansın şarabın rengine aldanıpyıldızları reddeden sabır"
ya fazıl hüsnü dağlarcanın çocuk ve allahındaki şu dizeler karşılamıyor mu:"allahım bu çocuklar ne korkunç ve felaketçünkü sana ihtiyaçları yok" bu filmdeki çocukların hepsini evlatlık alacağımı bilsem kendimden bile vazgeçerim.
herşey paramparça...film üç öyküden paramparça.köpekler kavgalardan paramparça. insanlar aşklardan paramparça. aşklar yaşamaşklardan paramparça.ben filmden paramparça...
filmin çıkışında ben de on dakikalığına john malkovicin bilinçaltında yolculuğa çıkmak için küçücük bir kapı aradım.ama kapılar o kadar büyük ki.neresinden giirilse çıkılır.
oysa ne zaman içeri girsem beni hep kapı dışları destekler.john malkovich mutlaka olun.
oysa ne zaman içeri girsem beni hep kapı dışları destekler.john malkovich mutlaka olun.
andy kaufmannın ölümü bile rol icabı bir şaka olarak görülür hayranları tarafından.sonra birgün hiç ortaya çıkmadığında anlaşılır ölmüş olduğu.hala bunun bir şaka olduğuyla yaşayanlar bile var.anlattığım şey filmde yok sanki.ama gerçek.
karpuzcu çırağı recep ile berberci çırağı mehmet... varoluşun ve varolma savaşının şiir savaşçıları.bu çocuklar yangınları sevmişler. yangınlardan gelmişler.ve film şeritleri arasında dolaşan sokağın kedisi.hayatın olması gerektiğinin temsili.bize sanatın da şiirin de aşkın da yaşamın da dışarıda olduğunu söylüyor.
ve tenekeye takılmış kareler....yepyeni bir çocukluk...
ve tenekeye takılmış kareler....yepyeni bir çocukluk...
klasik bir tekrar filmi. tekrarın tekrarı.hayatta en çok yaptığımız şey değil mi.ben aynının kahramanı değilim.
will smithin olup olmaması kimin hayatına ne raksediyor ki.üstelik devlet düşmanlığıyla pek bir bağı yok filmin.devletin korunması gereken mutlakiyet olarak algılamaktan başka.
amerikan eleştirisiyle amerikan yandaşlığı yapan bir film.devlete karşı devlet olma hayali gibi.nasıl beğenilir anlamış değilim.yoksa ben mi ne unuttuğumu unuttum.
"doğanın kalbindeki bu savaş neden"
şiirsel öğeler çok hoş.psikodinamik eksende varoluşsal korkuların savaşın tam ortasında sorgulanması.bir timsahın inceden çirkin bakışlarla doğaya haber getirmesi.mallick aslında iyi bir felsefe öğretisi açmış bize.
şiirsel öğeler çok hoş.psikodinamik eksende varoluşsal korkuların savaşın tam ortasında sorgulanması.bir timsahın inceden çirkin bakışlarla doğaya haber getirmesi.mallick aslında iyi bir felsefe öğretisi açmış bize.
ilk yarım saat şiddetin çarpıklığı ve devinimi savaşın doğurduğu parçalanmışlık ve kölelik tezahürü inanılmaz güzel verilmiş.senaryo başarılı değil.kurguyu da beğenmedim. ama savaşın çirkin suratını başarıyla işlemiş spielberg
"kafamızda uygarlık şapkası var
ruhlarımız taş devrinde" nizar kabbani
uygar olunan katımsı düşlerin tv aracılığıyla milyonların beynine aktarımı çok güzel dejenare edilmiş.senaryo kusursuz.biraz kurguda problem var.hepimiz bir gün truman gibi izlenebiliriz.gerçi bizi izleyen mekanizmalar yok değil.çünkü hala arşivlerdeyiz.ve rahatlıkla dosyalara sığabiliyoruz.
ruhlarımız taş devrinde" nizar kabbani
uygar olunan katımsı düşlerin tv aracılığıyla milyonların beynine aktarımı çok güzel dejenare edilmiş.senaryo kusursuz.biraz kurguda problem var.hepimiz bir gün truman gibi izlenebiliriz.gerçi bizi izleyen mekanizmalar yok değil.çünkü hala arşivlerdeyiz.ve rahatlıkla dosyalara sığabiliyoruz.
sınırların ötesinde çakışma var.
"özgürlük kurtuluşun kendisini reddetmektir.zincirler içerisindeyken bile o zincir düşüncesini kırabilmektir."
lars von trier sınırları çizerek tüm sınırları reddetmiş.görünen sınırla çizilen sınır ya da hayali sınırla geçilmiş sınır bir yerde çarpraşıyor.nicola kidmanın dudaklarında...finalde...
"özgürlük kurtuluşun kendisini reddetmektir.zincirler içerisindeyken bile o zincir düşüncesini kırabilmektir."
lars von trier sınırları çizerek tüm sınırları reddetmiş.görünen sınırla çizilen sınır ya da hayali sınırla geçilmiş sınır bir yerde çarpraşıyor.nicola kidmanın dudaklarında...finalde...
kalabalıklar daireyi oluşturur.gereksizdirler.işte o fasit daireyi döndürme aygıtıdır devlet. en büyük görevi bireyi o dairenin dışına çıkmasını engellemektir.
selma o dairenin dışına çıkıp varoluşun deviniminde esridiği için idam edilmiştir.
filmin sonuna gelince... kalbinde arıza olana izlettirmeyin.beyni camekan içinde boğulur kendi suyunda.
selma o dairenin dışına çıkıp varoluşun deviniminde esridiği için idam edilmiştir.
filmin sonuna gelince... kalbinde arıza olana izlettirmeyin.beyni camekan içinde boğulur kendi suyunda.