zaman-duser filmi için kullanýcý yorumlarý

bi süre işitme engelliler okulunda öğetmenlik yapotığımdan da olabilir çok yakın hissettim kendime bu filmi
mertcik de sinemeanın yeni gözde jönlerinden olmaya aday galiba
çok iyi oynamış ilk filmi olmasına rağmen
mutlaka gidin görün:))

müziğine bayıldım barcelona barcelona...:)

ben biraz konu olarak her şka bir belaya gün babenzettim orda da deneyden geçen bir adam vardı ve eşine dokunamıyordu çünkü onu öldürmekten korkuyordu

arkadaşlara katılıyorum çok fazla şey bekledik belki de o yüzden hayal kırıklığına uğradık

Görüntüler, danslar ve müzikler çok güzeldi.
Eski ile yeni güzelce işlenenbilmiş.
Dubey ne romantik ne güzel, çiçek yiyor ve çok güzel dans ediyor.
Nerde böyle aşklar...
Hem aşkı hem görücü usulünü işlemiş ama her ikisnde de mutlu olmuş insanlar.

bir çocuğun kendi kendine olana bitene anlam vermeye çalışması çok güzel anlatılmış
özellikle portakal soyma sahnesinde adamın çocuğun anlayabileceği dilden yaptığı açıklamala çok hoşuma gitti

Bir şeyleri anlatabilmek için illa ki de bas bas bağırmak gerekmiyor.
olağanüstü bir film...
Yönetmenin önünde saygıyla eğiliyorum.

Kadın başka bir erkekle sevişirken. Kapıda kocasını görürü ve b,irbirlerine gülümserler. Acaba kocası kadının artık başka birileriyle mutlu olabileceğini gördüğünden mi sevinmiştir, mutlu olmuştur?

Güzel olmuş, eğlencelik , komik...

erkan can'a gerçekten iyi oyuncu helal olsun
bir de film sonuna nazım hikmet şiiri koymak ... güzel bir ironi olmuş
allah aşkıyla kendinden geçen müritlerin görüntüsünden sonra rüya geçiş de ilginç olmuş...
allah aşkı ve dünyevi aşk

aslında kimin kime hayranlık duyuduğunu anlıyoruz.O yaştaki bir çocuk ergenlik zamanında olduğu için tabii ki de babasına hayranlık duyuyormuş gibi davranacaktır.Babasının entellektüel kişiliğini kullanıp kızlarla ilişki duymaya çalışacaktır.
Ama filmden şunu anlıyoruz her zaman en sevdiğimizin kötü davranışları bizi derinden yaralar.

Can sıkıntısnı gidermek;eğlenmek için iyi bir seçim.
Zavallı Edward Norton'ın oynadığı karakterin hayalleri ve kendine ait zevkleri bile yok.Kendisi aynı zamanda bir haz hırsızı...
Filmi izlerken bir de kendimi mini cooper reklamı izlermiş gibi hissettim:)

Sıcacık, insanın içini ısıtan durup dururken gülümsmesine sebep olan film. Müzikleri de ayrı güzel.
Kadıköy'de ne zaman akordeon çalan o çingeneyi duysam amelie'nin bir sahnesini yaşarım

İki farklı insanın farklı açılardan bir kadına duydukları aşkı nasıl yaşadığını ve bunu ne şekilde ifade ettiklerini gösteriyor Almodovar bize... İzlerken hep boğazımız düğüm düğüm .Bunları yaşayan bir çok insan var zaten.Yaşayıp da söylemeyeen ,ifade edemeyen .Filmden çıktıktan sonra konuş onunla diye haykırmak geliyor insanın içinden. Ayrıca Almadovo 'ın klasik öğesi yine tiyatroyla başlatmış ...
Devamını oku