tamerercig
Filmler
Diziler
Programlar
Geri dön
3,0
14 Ağustos 2004 tarihinde eklendi
Heyecanla merakla beklediğim bir filmdi. Zeki Demirkubuz için daha önceleri bu forumlarda bir çok yazı yazdım. Kendisini ne kadar beyendiğimi bu forumları takip edenler bilirler. İki gün önce Ankara'da filmi seyretme olanağı buldum. Filme geçmeden önce şunu söylemek istşiyorum. Ankara'da iki sinemada bu filmi gördüm. Kızılırmak ve Metropol sinemaları..Metropol sinemasının küçük salonlarında film seyretmenin filmi adeta katlettiğini düşünüyordum. Bu yüzden Kızılırmak sinemasını tercih ettim. Salon 3 te oynuyor diye yazılıydı. Kızılırmak Sinemasının 3. salonu film seyretmeyi en çok sevdiğim salonlardan birisidir.Kırmızı bir salon. Mükemmel bir atmosfer. Ama filme bilet aldığımızda şunu gördüm. 3. salonun üstü çizilmiş 4. salon yazmışlar. En başta şaşırdım. Kızılırmak sinemasını bilenler vardır mutlaka. 3 salonlu bir sinemadır. Ama 4. bir salon açmışlar. Ankara'da gösterim şansı zarzor bulan filmler yani Hollywood dışından dünya sinemasının en iyi örnekleri bu sinemada oynar.Neyse beni enteresan eden şey şu. Salon dört diye açılan yeni salonun inanılmaz kötü oluşu. Kızılırmak gibi bir sinemaya yakışmayan bir salon. Tamam koltuklar güzel.Yerler halı falan.Ama inanılmaz bir rutubet ve havasız bir salon. Resmen evlerin bodrum katlarını andıran küçücük bir salon. Rutubet ise sinema salonundan çok bir kazan dairesi havası vermiş. Kısacası çok ama çok kötü bir salon. Neyse gelelim filme. Şimdi bunları neden bahsettin diye soruyorsunuzdur bana. Bende neden bahsettiğimi bilmiyorum ama birazdan film hakkında söyleyeceklerime belki bir kılıf olabilir diye düşünüyorum.

Çok acımasız olucak ama film bana göre Zeki Demirkubuz'un gelmiş geçmiş en kötü filmi.Kimileri çok beyenmiş olabilir. Ama ben hiç beyenmedim. Belki beklentilerin fazla olmasından dolayıdır. Öncelikle eski filmlerinin ortak noktalarına değinmek istiyorum. Bütün Zeki Demirkubuz filmlerinin ortak noktası oynayan oyuncuların mükemmel olmasıdır. Tanınmamış birisi bile o filmlerde parmak ısırtacak bir şekilde oynuyordu. Ama bu filmde oyunculuklar yerinde yeller esiyor. Zeki Demirkubuz başrolü kendisine vermiş. Ama görüyorum ki bu hiç doğru bir karar olmamış. Çok kötü bir oyunculuk sergiliyor. Ne konuşma dinamiği ne de vücud dili var. Onun yönetmenliğine sonsuz saygım var. Ama oyunculuk olarak Berhan Şimşek'ten bile kötü. Konu olarak ise diğer filmlerini göz önüne alırsak çok silik ve çok vasat. Kaldı ki bu bir yönetmenin ilk filmi olmuş olsaydı söyleyeceklerim yine bu olurdu. Ve bu yönetmenin bir sonraki filmini hiç merak etmezdim. Ama Zeki Demirkubuz gibi birinden böyle bir şey gelince insan ister istemez şaşırıyor. Filmde ki en iyi oyunculuk sadece 5 dakika görülen Serdar Orçin'den geliyor. Rol yapmadığı ortada. Kendisi gibi oynuyor. Tıpkı Yazgı filmindeki gibi. Onun dışında filmde görülen herkes okul müsamerelerinde oynayan amatör oyuncular gibi. Repliklerin ezberlendiği çok ortada. Sanki bir metinden okuyor gibi konuşuyorlar.

Görüntü Yönetmeni Zeki Demirkubuz ise yine bildiğimiz gibi. Çok hoş çekimler.Kimilerini sıkan ama benim her zaman tuttuğum uzun planlar. Kısacası işte benim bildiğim benim sevdiğim Zeki Demirkubuz. Ama bu bile filmle ilgili görüşlerimi değiştirmiyor. Yani çok kötü bir film olmuş. Yazımın başında sinema salonundan bahsetmiştim. Tabi konu Zeki Demirkubuz olunca böyle birşeyin arkasına sığınabilirim diye düşünüyorum. Yani sinema solundaki olumsuz koşullar filme olan ilgimi azaltmış olabilir. Bu yüzden filme İstanbul'da birkez daha gideceğim. Artık ondan sonra görüşlerim ne olur bilemiyorum ama sakın benim söylediklerime aldanıpta filme gitmemezlik yapmayın. Gidin sizlerde görün. İyi ki varsın Demirkubuz diyerek sözlerimi bağlıyayım