Filmler
Diziler
Programlar
DİKKAT UYUMAK İSTİYEN VAR MI? HİTİTLER..
yine bir yerli proje ve ben yine ilk günden sinema
salonundayım... ama son zamanlarda alıştım nasıl olsa... bir türlü
yerli yapımlarda güzel projeler çıkmıyor.. HİTİTLER'e tarihe olan
sevgim ve türk filmlerine olan bağlılığım nedeniyle gittim.. ne
bileyim..yine her zamanki gibi güzel bir proje olsun diye daha
film başlarken içimden geçirmeye başladım...ama ilk on beş dakikada herşey belli oldu..beni nelerin beklediği ve x men e gitmemenin pişmanlığı birkez daha tüm benliğimi kapladı..
öncelikle şunu söyliyeyim... 24 yıllık yaşamım boyunca sinemada
gittiğim hiçbir filmde uyukladığımı hatırlamıyorum... bu film bana bir
ilki gerçekleştirtti..ilk defa bir filmi seyrederken uyudum...bunun
için HİTİTLER filmi benim için bitmiştir zati )
geçelim filmimizden daha doğrusu tarihi belgeselimizden
bahsetmeye..öncelikle bu filmi çekmek için nelerin gerekli olduğunu
söyliyelim..birincisi bir tarih kitabı..ikincisi boş bir ev..üçüncüsü
habire elinde kılıç sallayan 7-8 kişye..ha ..tabi birde ulan madem
filmini yapıcaz biri dış ses anlatsın diye düzgün konuşan birine...
işte bunlara sahip olursanız siz bile HİTİTLERİ çekebilirsiniz..
hatta iyi bir yapımcı şirket bulup filmi yurt dışında bile
gösterebilirsiniz..
filmimiz bir zamanlar ilk yazıyı getirdiğine inanılan HİTİTLER'in
bıyografisi.. ele geçirdikleri toprakların kültürlerinide bünyesine
katarak her geçen gün daha ileriye giden bir toplumun öyküsü.. ama bir konu bu kadar sıkıcı anlatılır..şimdi insan kadroda haluk
bilginer'i falan görünce iştahı kabarıyor.. filmi seyrettikten sonrada
boğazına kaçan bu lokmayı çıkarmaya çalışıyor..
tamamen aynı mekanda geçen çok sıkıcı anlatımlara sahip hiç bir
heyecanı bulunmayan basit bir belgesel HİTİTLER..tarihler 100 yıl
ilerliyor ama bizim dekorlar film boyu aynı..bree müslüman...madem 100 yıl ileri gittik en azından adamın sağında bulunan vazonun yerini değiştir.. kısacası film değilde biri bizi uyutmak için kitap okuyormuş gibi.. eeeeee öyle olmasa ben uyurmuydum hiç o filmde )
bu film hakkında duyduğum een şaşırtıcı şey bir iki festivalden
ödül almış olmasıydı.. diğer yarışma filmlerini görmek bile
istemiyorum..bundan daha kötülerse bu insana yapılacak en büyük
işgencedir.. şimdi film hakkında uzun uzadıya birşeyler anlatmak
isterdim..ama bu film o kadar sıkıcıydıki yazıcak birşeyler
bulamıyorum..belki bu sıkıntının kaynağı HİTİTLER değil..tamamen
yönetmenden kaynaklanıyor..çünkü alel acele çekilmiş olduğu belli
olan sahnelerde dıyaloglarla olsun dekorlarla olsun insana bir anda
afakanlar bastırıyor..belki tarih okuyan biri için çok eğlenceli bir
konuyu berbat anlatınca o kişinin bile filme hoş gözle bakacağını
sanmıyorum...
oyuncularda bu vasat filme ayak uydurmuşlar..haluk bilginer
gibi yetenekli bir usta bile felaketler zincirinde yer
alıyor..neyse..çokda fazla anlatılacak birşey yok zati..ama yinede
yönetmeni cesaretinden dolayı kutlamak lazım..türkiye gibi bir sinema
sektörü doğru düzgün olmayan bir ülkede böyle bir prodiksiyona imza atmak yürek istiyen bir iş.. belki bunun hatırına siz gidip
yinede bir göz atarsınız..böylece kendi yorumunuzu kendiniz
verirsini..bakmayın siz benim böyle abuk subuk konuştuğuma..varsa
paranız verin bilete ve girip film çıkışına saatinizi
kurun..bömylece en azından uyusanız bile kendinizi güvence altına
almış olursunuz..hepinize tatlı uykular
_________________
I Love Deniz
yine bir yerli proje ve ben yine ilk günden sinema
salonundayım... ama son zamanlarda alıştım nasıl olsa... bir türlü
yerli yapımlarda güzel projeler çıkmıyor.. HİTİTLER'e tarihe olan
sevgim ve türk filmlerine olan bağlılığım nedeniyle gittim.. ne
bileyim..yine her zamanki gibi güzel bir proje olsun diye daha
film başlarken içimden geçirmeye başladım...ama ilk on beş dakikada herşey belli oldu..beni nelerin beklediği ve x men e gitmemenin pişmanlığı birkez daha tüm benliğimi kapladı..
öncelikle şunu söyliyeyim... 24 yıllık yaşamım boyunca sinemada
gittiğim hiçbir filmde uyukladığımı hatırlamıyorum... bu film bana bir
ilki gerçekleştirtti..ilk defa bir filmi seyrederken uyudum...bunun
için HİTİTLER filmi benim için bitmiştir zati )
geçelim filmimizden daha doğrusu tarihi belgeselimizden
bahsetmeye..öncelikle bu filmi çekmek için nelerin gerekli olduğunu
söyliyelim..birincisi bir tarih kitabı..ikincisi boş bir ev..üçüncüsü
habire elinde kılıç sallayan 7-8 kişye..ha ..tabi birde ulan madem
filmini yapıcaz biri dış ses anlatsın diye düzgün konuşan birine...
işte bunlara sahip olursanız siz bile HİTİTLERİ çekebilirsiniz..
hatta iyi bir yapımcı şirket bulup filmi yurt dışında bile
gösterebilirsiniz..
filmimiz bir zamanlar ilk yazıyı getirdiğine inanılan HİTİTLER'in
bıyografisi.. ele geçirdikleri toprakların kültürlerinide bünyesine
katarak her geçen gün daha ileriye giden bir toplumun öyküsü.. ama bir konu bu kadar sıkıcı anlatılır..şimdi insan kadroda haluk
bilginer'i falan görünce iştahı kabarıyor.. filmi seyrettikten sonrada
boğazına kaçan bu lokmayı çıkarmaya çalışıyor..
tamamen aynı mekanda geçen çok sıkıcı anlatımlara sahip hiç bir
heyecanı bulunmayan basit bir belgesel HİTİTLER..tarihler 100 yıl
ilerliyor ama bizim dekorlar film boyu aynı..bree müslüman...madem 100 yıl ileri gittik en azından adamın sağında bulunan vazonun yerini değiştir.. kısacası film değilde biri bizi uyutmak için kitap okuyormuş gibi.. eeeeee öyle olmasa ben uyurmuydum hiç o filmde )
bu film hakkında duyduğum een şaşırtıcı şey bir iki festivalden
ödül almış olmasıydı.. diğer yarışma filmlerini görmek bile
istemiyorum..bundan daha kötülerse bu insana yapılacak en büyük
işgencedir.. şimdi film hakkında uzun uzadıya birşeyler anlatmak
isterdim..ama bu film o kadar sıkıcıydıki yazıcak birşeyler
bulamıyorum..belki bu sıkıntının kaynağı HİTİTLER değil..tamamen
yönetmenden kaynaklanıyor..çünkü alel acele çekilmiş olduğu belli
olan sahnelerde dıyaloglarla olsun dekorlarla olsun insana bir anda
afakanlar bastırıyor..belki tarih okuyan biri için çok eğlenceli bir
konuyu berbat anlatınca o kişinin bile filme hoş gözle bakacağını
sanmıyorum...
oyuncularda bu vasat filme ayak uydurmuşlar..haluk bilginer
gibi yetenekli bir usta bile felaketler zincirinde yer
alıyor..neyse..çokda fazla anlatılacak birşey yok zati..ama yinede
yönetmeni cesaretinden dolayı kutlamak lazım..türkiye gibi bir sinema
sektörü doğru düzgün olmayan bir ülkede böyle bir prodiksiyona imza atmak yürek istiyen bir iş.. belki bunun hatırına siz gidip
yinede bir göz atarsınız..böylece kendi yorumunuzu kendiniz
verirsini..bakmayın siz benim böyle abuk subuk konuştuğuma..varsa
paranız verin bilete ve girip film çıkışına saatinizi
kurun..bömylece en azından uyusanız bile kendinizi güvence altına
almış olursunuz..hepinize tatlı uykular
_________________
I Love Deniz