Filmler
Diziler
Programlar
bir önceki filmin havası maalesef yok. ayrıca gariptir ortada bir bond kızı da yok. iyi olmuş denemez.
bazı yönetmenler vardır ki kötü film yapmaları olanaksızdır. kim ki dukta onlardan biri. sadece kareleri izlemiyorsunuz filmden ötesi var çünkü karşınızda.
aksiyon filmlerinde gerçekçi mantıklı bir senaryo beklemenin mantıksız olduğunu düşünenlerdenim. ama bu filme gelince yazacak laf yok gerçekten. bu kadar saçmalık üstüne saçmalığa pes doğrusu. rezalet bir şekilde zıplama hoplama araba uçak patlatmacanın ötesinde birşey yok. hele ki bazı sahnelerde gülmemek için kendinizi tutmanız gerekebilir.bu filmin 'gözüne çomak sokarak' yorumumu bitiriyorum.
de niro ve al pacino bu adamları bu yaşlarında al biraraya getir, buraya kadar helal olsun. ama çıka çıka bu film çıkmasına anlam veremem. iki efsaneden vasat bir film çıkarmayı başarmış avnet. 88 Minutesden fazlası yok neredeyse.
affleckin tarzı bana coenleri andırdı. filmde senaryo sorunları bazen izleyiciyinin canını sıksa da sonunun etkileyiciliği vurgulanmadan geçilmemeli. öyle ki tüm filmi baştan izliyoruz son sahnede. affleck belli ki yönetmen olarak sinema tarzı üzerine oldukça çalışıyor, tesadüfen böyle bir film çekilemeyeceği apaçık ama devamı nasıl gelir bilinmez.
Bekmambetovun, Rus yapımı ucubeleri 'Nöbet'lerinden sonra, arkasına Hollywoodun gücünü alması belki de yeteneklerini daha iyi sergilemesini sağlamış. Aksiyon filmi izlemeye gittik, sonuna kadar iyi bir aksiyon filmi izledik. Kodlar oldukça klişe ama o kadar güzel kullanılmış ki ortaya seyir zevki yüksek bir film çıkmış. Yönetmen belli ki hem sağlam bir film altyapısına sahip hem de iyi ders çalışmış. Angelina ise ...
Devamını oku
Devamını oku
tony gilroyun senaryoya dahil olması ve çok iyi çekilen akiyon sahneleri serinin en iyi filmini ortaya çıkarmış. ama temposu bu denli yüksek filmde hareketli kamera haddinden fazla kullanılmış ki burda biraz da hataları saklama amacı var diye düşünüyorum. kamera tekniği bu denli abartılı olmasa belki inandırıcılık düşebilir ama seyir zevki artacaktır.
gerçekçi bir anlatım tarzı ile bir konuyu anlatır gibi yapıyor bu film ama amaç bir döneme ışık tutmak. psikolojik altyapısı iyi oluşturulmuş sahneler var elbette ama derinden etkileyen hemen hiç sahne yok. öyle ki buna özen gösterilmiş gibi. görsellikten değil, anlatılandan iğren denmiş sanki seyirciye.
donnie darko gene sürü psikolojisi ile 'overrated' sınıfına girmiş bir film bana göre. yanlış anlaşılmasın çünkü filmi ben oldukça beğendim. ama bir yandan bu denli seyircinin bu filmin neresini sevdiğinin farkında olmadığını düşünüyorum. öyle ki yönetmen filmi filmle sınırlamamış ve de gelin görün ben neler anlatmak istiyorum demiş filmiyle.işte bu noktada filmin dendiği gibi neden bir 'başyapıt' ...
Devamını oku
Devamını oku
konusunun ilgi çekici olmasına karşın sinema adına hiç bir şey ortaya koyamayan filme, yazık olmuş demekten başka bir şey kalmıyor izleyene.
son zamanlarda izlediğim en iyi filmlerden birisi the mist. darabont senaryo kabiliyetini uyarlama filminde de mükemmel kullanmış. psikolojik bilimkurgu denilebilir bu filme belki de. öyle ki filmin bilimkurgu ve gerilim tarafı, psikolojinin ön planda tutulduğu izleyicinin yer yer sosyolojik saptamalara varabileceği sahnelerin gerisinde kalıyor, her ne kadar bazı yerlerde kör gözüne parmağım olsa da. darabont kendinden beklenen ...
Devamını oku
Devamını oku
iki filmi de izleyince bu adamların projeyi neden grindhouse adı altında tek bir seansta sunmak istedikleri daha net anlaşılıyor. bize gelene kadar maalesef böl parçala iki filme düşüyor ki abilerimiz daha bol para kazansın, olacak iş değil tabi bu. teker teker bakarsak filmlere, planet terror izleyene çok daha fazla seyir keyfi sunuyor. deathproof daha çok diyaloglarla ön plana çıkmıştı ama rodriguez’in filmi baştan ...
Devamını oku
Devamını oku
komediyi at, belki biraz dram ama o da değil. gerçekçi bir film amaçlanan belli ki ama gerçek insanların duyguları, hareketleri yok. abartılı bir juno’nun donuk bir hikayesi.
türü için oldukça iyi bir film. kafa yorulmuş sahneleri, konusu ve teması oldukça klişe olan filmi kurtarıyor. virüslü elemanlar ise maalesef bilgisayar oyunu grafikleri gibi duruyor, en önemli eksik bu belki de.
filmle ilgili nereye dönsek babam ve oğlum’la kıyaslamadan geçilmiyor. çağan ırmak artık 'eehh, başlayacam artık babam ve oğlum’a' dese yeridir. adam sanki bir o filmi çekmiş ömrü boyunca, başka da sinema bilmez.ulak’a gelirsek taptaze bir anlatım, sağlam bir teknik görüyoruz. her ne kadar, en başta kurgusu, ortalama seyirciye yani gişeye giden yola uygun olmasa da hemen herkesin bu destandan alabileceği birşeyler ...
Devamını oku
Devamını oku
öncelikle belirtmeliyim ki yönetmen ve görüntü yönetmeni, filmin havasını oldukça iyi oluşturmuş. zimbardo deneyinden yola çıkılan film iyi senaryolaştırılmış, belki biraz eğreti duran duygusal ilişki ile de yer yer stilize nokta atışları yapmaya çalışılmış. eleştiriler bu aşkın filme uymadığı doğrultusunda yoğunlaşsa da ben katılmıyorum. filmin ağır ve şiddeti bol havasına contrast gösteren bu ...
Devamını oku
Devamını oku
sağlam bir ünlemle başlamak isterdim yoruma ama neyse diyeyim. bu nedir ya, böyle bir film nasıl bu ilgiyi görür anlayamadım. ne burda, ne başka sitelerde bu filmi neden sevmeliyim konusunda tek bir tatmin edici yoruma rastlamadım. atmosfer, ışık vesaire eee bu mudur?..filmin kendisi ne sunuyor; sıkıcı iki buçuk saat; filmde ben başka birşey görmedim. zorladım, görmeye çalıştım ama göremedim. kör gözüne parmağım, ...
Devamını oku
Devamını oku
bu puanı nasıl almış film akıl karı değil. son zamanlarda izlediğim en 'kötü' filmlerden biri. bu ikili ile belki de yapabilecekleri en kötü filmi yapmayı becermişler.
hebele!! david lynch tarzı değil demiş kimileri. anlamazsak david lynch anlarsak olmamış. :) david lynch’i biraz tahlil edebilmiş biri (biraz diyorum zaten daha fazlası pek mümkün değil) bu filmin yönetmenini bilmeden izlese, lynch gelir aklına. lost highway, blue velvet ve wild at heart. birbirlerini iyiden iyiye çağrıştırıyorlar. 'auteur', işte ne diyelim.
öncelikle hep seçici davranan ve yüzünü sürekli özlettiren şener şen’e yakışan bir film olmamış. zannedersem yavuz turgul kendi senaryolarını kendisi etkileyici bir havaya sokabiliyor. keşke bu filmi de kendisi çekseymiş. başta hangar sahnesi olmak üzere iyi sahneler olsa da bütün olarak ortalama bir film. şener şen’i zaten söylemeye gerek yok ama kenan imirzalıoğlu çok iyi bir oyunculuk sergilemiş. ismail ...
Devamını oku
Devamını oku
eli yüzü düzgün bir film. özellikle josh harnett oldukça iyi performans sergilemiş. ama nerden bakarsanız bakın çok da önemli birşey vaadetmiyor. aklımda kalan şeyse o hava şartlarında kimbilir ne zorluklarla çekilmiş olduğu.
kim ki duk filmleri için bir nebze de olsa geç kaldığımı biliyordum ama seyircinin favori filmleri arasına girmeyi pek de başaramamış samaria’yı izleyince bunu çok daha iyi anladım. en az samaria kadar iyi filmler izleyeceğimi bilmek, yönetmeni takip etmem için bir neden daha var artık.
film ajitasyon üzerine kurulu yapısıyla, her karesi ayrı güzel oyunculuklarıyla, çok iyi müzikleri ile ön plana çıkıyor. ama yönetmenin mahsun kırmızıgül olduğu da belli olmuyor değil. amatör görünen sahneler, sıkıntılı geçişler göze çarpıyor. senaryo da vasat. müthiş kadro, iyi müzikler ve duyarlı konusu ile hedefine ulaşıyor film. mahsun kırmızıgül’e popülerliğini böyle bir projede kullandığı için teşekkür etmek gerekir.
yumurta yeni dönem türk sinemasının yüz akı filmlerinden biridir desek yalan olmaz. her ne kadar semih kaplanoğlu’nun izlediğim ilk filmi olsa da, belli ki yönetmen kendine has karakteri olan ve belirli bir çizgide seyreden filmelere imza atacak. bu film de öyle. izleyicinin karşısına tarkovsky vari bir anlatımla çıkıyor. ve işte bu anlatım tarzını benimsemekle büyük bir işe kalkışıyor yönetmen, belli ki kendine ...
Devamını oku
Devamını oku
gerilim tarafı ağır basan psikolojik gerilim filmi diye tanımlamak doğru olur herhalde. filmde özellikle görüntü yönetmenliğini çok beğendim. renk seçimleri oldukça başarılı idi. genelinde ise etkileyici gerilim sahneleri olmasına rağmen 4 4’lük de denilemez. 7 kurukafa yeter!