Filmler
Diziler
Programlar
Maya uygarliginin karanlik yüzünü yansitan bu film, Maya dönemi meraklilari için oldugu kadar her türden izleyicinin begenisini kazanacak türden. Etkileyici sahneler, gerilim, macera, dram, kisacasi bir çok türü de barindiriyor.
Western severim ama düzgün olsun, abartili olmasin diyorsaniz, size uygun bir film. Sadece filmin sonundaki kasaba arbedesi için bile izlemeye deger.
Filmin sonuna kadar herkesten süpheleniyorsunuz. Bu türden gençlik-gerilim filmlerini sevenler için tavsiye edilir.
John Cusack ve Samuel L. Jackson varliginin yani sira, görselligi, kurgusu ve atmosferi ile soluksuz izleniyor. Stephen King'in kitabindan bir uyarlama oldugu için, mantik aramayacaksiniz fazla.
Elisha Cuthbert'e Mumya Evi'nde oldugu gibi kapana kisilan kiz rolü yakisiyor. Burada da ilginç bir konu ve Stockholm sendromu yaratma çabalari var.
Klasik bir tema, farkli sekilde islenmis. Ama bir seyi yine anliyoruz ki, issiz yerlerde yasayan amerikalilar sapiktir ve bilmediginiz kestirme yollara girmeyin.
Birbirinden farkli üç hikaye birbiri ile harmanlanarak anlatilmak istenmis. Ilk ikisi kismen de olsa baglanmis ama üçüncüsü ile kopukluk var. Ve filmin mesaji da çok net degil. Ayrica bilimkurgu yerine fantastik yani agir basiyor.
Bu tür bir filmden heyecan duyabilmek için, film boyunca "acaba nerede ne kimildayacak" diye beklemeniz gerekiyor. Ilk filmdeki ile ayni olmasa da benzer bir heyecani yasatiyor.
Bir filmden ziyade bir belgesel tarzinda çekilmis izlenimi veriyor. Bir genç kiza musallat olan varligi görüntülemek için 20-25 günlügüne bir eve kapanan ve yatak odasinda gece görüslü el kamerasi ile çekim yapan bir çiftin yasadiklarini görüyoruz.
Ne oldugu bilinmeyen bu varlik her geçen gün isin dozunu biraz daha artiriyor, varligini biraz daha hissettiriyor. Filmin sonuna dogru ise nerdeyse sinir birakmiyor. Ben korkmam, ...
Devamını oku
Devamını oku
Filmin korkutma ve ürkütme potansiyeli ilk iki filme göre biraz daha zayif gibi görünse de içerdigi yeni sahneler ve efektlerle kendini heyecanla izletmeyi basariyor.
Senaryo olarak görüyoruz ki bütün bu olaylarin bir baslangiç nedeni varmis. Açikcasi 5 milyon dolar bütçe ile çekilip 200 milyon dolarin üzerinde hasilat birakan bir filmden sonra serinin devaminin gelmesini de beklemek pek yanlis olmaz. Nasil ki Testere serisi ...
Devamını oku
Devamını oku
Filmin çekimi tamamen bir omuz üstü kamera ile yapilmis hissi veriyor. Baslangiçta ucuz ve basit bir film havasi veriyor, ancak ayni Cloverfield filminde oldugu gibi sonradan bu hissiyat degisiyor.
Itfaiye ve tv ekibinin su gizemli binaya girmesi ile asil film basliyor. Ve o andan itibaren heyecan bitmek bilmiyor. Çekim teknigi sayesinde de kendinizi filmin içerisinde hissediyorsunuz. Belli bir süre sonra heyecan dozu ve gerçekçilik o ...
Devamını oku
Devamını oku
Film tümüyle tabutun içinde geçmesine ragmen sikmadan kendini izlettirmeyi ve heyecan yaratmayi basariyor. Gerilim filmlerinde konu tükendi derken böyle farkli bir yapima rastlamak gerçekten hos.
Özellikle döneminde yaygin bir durum olan sinif atlama mücadelesinin farkli bir örnegini gösteriyor.
Etkiliyeyici bir görselligi olan filmde çok az diyalog var ama buna ragmen biraz kapali görünen mesajlarini da vermeyi basariyor.
Kiyida kösede, gözden uzakta farkli hayatlar yasayan insanlarin dünyasini ancak bu türden filmlerle görebiliyoruz. Bu agirliktaki dram filmlerine kiyasla bence oldukça basarili.
Kiyida kösede, gözden uzakta farkli hayatlar yasayan insanlarin dünyasini ancak bu türden filmlerle görebiliyoruz. Bu agirliktaki dram filmlerine kiyasla bence oldukça basarili.
Avcı başladığı avda av olmak. İşte bubi tuzakları ile dolu bir eve girerseniz başınıza gelen bu olabilir. Film, içerdiği süpriz öğesi ile izlenmeye değer.
Ilk filmdeki heyecani bu filmde hissetmek tabi ki mümkün olmadi. Çünkü ilk filmde hersey belirsizdi, gizem-korku kismi agirliktaydi. Bu filmde ise ne ile karsilasilacagini bildigimiz için sadece aksiyon-gerilim kismindan zevk aliyorsunuz. Yine de ilk filmi begenenler bunu da izlemeli.
Bu genç yasta yüksek ünvanli biriyle evlenme temasi ile Marie-Antoinette filmini, erkek evlat beklentisi ile de The Tudors dizisini animsatan yapida bir film. Düses'i canlandiran Keira Knightley bence hayatinin rolünü oynamis. Bundan daha inandirici bir performans sergilenecegini sanmiyorum.
Beethoven gibi klasik müzigin efsane isimlerinden birinin o dönem yasadigi sartlari ve isitme kaybini gördügünüzde sasiriyorsunuz. Klasik müzik severler ve Beethoven hayranlarinin izlemesini özellikle tavsiye ederim.
Zodiac gerçekten de iyi bir film. 2,5 saatlik süresine ragmen sürükleyiciliginden bir sey kaybetmiyor. Özellikle ilk 1,5 saatlik bölüm oldukça tempolu. Daha sonra biraz temposu düsüyor gibi olsa da, sonuna kadar ilgiyle izletiyor. 1970'lerin ABD'si de iyi yansitilmis. Katili bulmak için verdikleri mücadeleyi ve kullandiklari yöntemleri de görüyoruz.
Bir çocuk filmi formatinda olmasina ragmen bence herkese hitap edebilecek bir film. Oyunculuklar inandirici, sicak bir atmosferi var. Sonu daha iyi bitebilirdi, hüzünlü kismini degistirseler daha iyi olurdu. Elestri adina söylenebilecek tek sey bu olsa gerek.
Prenses Diana'nin ölümü ve Tony Blair'in basbakan olarak göreve gelmesi, filmin ele alindigi periyotun konusu. Fena olmamis.
Resident Evil serisinin son filmi olan Resident Evil: Extinction, 45 milyon $ bütçesi ve Milla Jovovich'in artik role iyice oturmus olan oyunculugu ile izlenmeye deger bir fantastik-bilimkurgu-macera filmi. Ilk filmde yeraltindaki tesiste, ikinci filmde ise sehirdeydik. Simdi ise çöllesen ABD'nin genis düzlüklerindeyiz. Serinin takipçileri için kaçirilmamasi gereken bir film. Ilk iki filmi izlememis olanlar için de merakla izlenebilir.
Tarihlerindeki en ufak detaylari bile övmeyi seven amerikalilardan bir kahramanlik propagandasi daha.
Filmde 4 dil (Felemenkçe, İngilizce, Almanca, İbranice) konuşuluyor. Bu açıdan bakıldığında iyi bir harman yapılmış.
Arabaniza yabancilari almadan önce iki kere düsündürecek bir film. Ancak yine de konusu biraz abartilmis görünüyor. Sonlara dogru bunu iyice hissediyorsunuz.
Filme ilk basladiginizda, sok edici bir girisle karsilasiyorsunuz. Daha sonra ise merak ve gizem faktörü, giderek yerini hayal kirikligina birakiyor. Ancak filmin en sonunda öyle bir süpriz var ki, filmin konusunu tamamen degistirecek boyutta.
Bu süprizle beraber kafaniz karislabilir. Yani bu film, ya çok begenirsiniz, ya da hiç begenmezsiniz döngüsü arasinda gidip gelmeye müsait.
Bu süprizle beraber kafaniz karislabilir. Yani bu film, ya çok begenirsiniz, ya da hiç begenmezsiniz döngüsü arasinda gidip gelmeye müsait.
Harry Potter ve Yüzüklerin Efendisi karisimi, dev bütçeli (180 milyon $) bir fantastik macera filmi. Masalsi bir anlatim ve bir çocuk filmi atmosferinde geçse de, Yüzüklerin Efendisi filmlerini hatirlatan savas sahneleri dikkate deger.
Fantastik filmleri severim ama, gerçek dünya ile fantastik ögelerin kaynasmasi, her zaman beklenen etkiyi vermiyor. Özel efektler ve görsellik açisindan gayet iyi, ancak düsmanlarinin mutasyona ugramis kisiler degil de, gerçek hayatin içinden kisiler olmasini tercih ederdim. Serinin devaminda, çocuk-gençlik filmi havasindan, biraz daha bilimkurgu havasina yönelmesinde fayda var bence.
Farklı ütrde bir korku filmi olmuş. Başlangıcındaki eğlenceli havanın ardından, özellikle filmin ikincisi yarısından itibaren artan gerilimi beni epey bir geri. Filmin finalini de çok beğendim. Fakat bu filmi rahat izlemek için sinirlerininizin sağlam olması lazım. 8/10