Alp T.
Filmler
Diziler
Programlar
3,5
2 Eylül 2016 tarihinde eklendi
Red Eye, izlediğim en iyi "izle ve unut" türündeki filmlerden birisi. Yönetmen Wes Craven, dinamik ve gerilimli bir film ortaya çıkarmış (aynı zamanda yönetmenin de izlediğim ilk filmi). Film, uçuş sırasında yanında oturan kişi tarafından rehin alınan Lisa'nın (Rachel McAdams) durum içinden kurtulmaya çalışmasını anlatıyor. Red Eye, mükemmel bir film değil. Mantık hataları var. 85 dakikalık süresine rağmen ...
Devamını oku
3,0
2 Eylül 2016 tarihinde eklendi
Sonsuzluk Teorisi, Hintli matematikçi Srinivasa Ramanujan (Dev Patel) ve onun akıl hocası Professor G.H. Hardy'nin (Jeremy Irons) öyküsünü anlatıyor. Kitaptan uyarlanmış olan bu filmi Good Will Hunting'e benzetenler var açıkçası. Her ne kadar biraz benzese de, bu filmde farklı bir şeyler var. İyi ve kötü şeyler. Kötü yanlardan başlayalım. Film neredeyse 2 yerde geçiyor, belirli yerlerde. Bu yüzden seyirci, filmi ...
Devamını oku
2,0
2 Eylül 2016 tarihinde eklendi
Vacation, ilk filmden 32 yıl sonra geçiyor. Chevy Chase'in ailesindeki çocuğun büyüyüp kendi ailesiyle Walley World'e gidişini anlatıyor bu film. Bu filmi şöyle izah edeyeyim; Eğer ilk filmi izlemediyseniz, bu filmi izlerken eğlenir ve sonra unutursunuz. Eğer ilk filmi izlediyseniz, bu filmden nefret eder ve hemen kapatırsınız. Ben bu filmi izlerken ikisini de biraz yaşadım ama film genel itibariyle kötü olsa da o kadar ...
Devamını oku
4,0
2 Eylül 2016 tarihinde eklendi
Juno'yu izlemek için oldukça heyecanlıydım çünkü bu film zamanında çok konuşulmuş, Oscar'a aday gösterilmiş, ünlü oyunculara sahip bir film. İzledim ve pişman olmadığımı rahatlıkla söyleyebilirim. Juno, izlediğim en iyi gençlik filmlerinden birisi. Genç yaşta hamilelik konusunu melankolikleşmeden enerjik ve gerçekçi bir tarzda işliyor. Bu sayede de filmdeki bütün karakterlere yakınlaşıyorsunuz. Ellen Page, bu ...
Devamını oku
1,5
2 Eylül 2016 tarihinde eklendi
Bu film, 2 dalda Oscar'a aday gösterilmişti 2004 yılında. İlk önce, bunun kesinlikle abartıldığını düşünüyorum. Hatta, bu filmle ilgili her şeyin abartıldığını düşünüyorum çünkü bu film, kendisini gereksiz hissettiriyor. Neden mi? Closer, 2 çift arasında geçiyor. Bu 2 çift arasındaki ortak yönse, çiftlerin kendi aralarında gizli bir şekilde önceden sevgili olmuş olmaları. Yani 2 çift birbirini diğer ...
Devamını oku
1,0
2 Eylül 2016 tarihinde eklendi
Queen Of The Desert, ünlü yönetmen Werner Herzog'un yönettiği ve ünlü oyuncu Nicole Kidman'ın başrolünde olduğu, tarihi bir film. Osmanlı dahil olmak üzere tarihin önemli kısımlarına ve de daha çok Kidman'ın karakteri Gertrude Bell'e değiniyor. Bu fikir oldukça ilginç aslında. Ayrıca kadroda Robert Pattinson ve James Franco'da var. Bu filmin kötü olacağını pek düşünmüyordum açıkçası. Yanılmışım. Bu filmi ...
Devamını oku
0,5
2 Eylül 2016 tarihinde eklendi
Norm Of The North, ülkemizde 22 Ocak 2016'da 115 kopya ile vizyona girmiş, sadece 5 yaşından küçük çocuklar için yapılmış bir animasyon filmdir benim gözümde. Bu film, izlediğim en kötü animasyon filmlerden birisi. Filmin konusu şöyle: "Norm, kuzey kutbunda iPod'unu dinlerken twerk yapmayı seven bir kutup ayısıdır ve kuzey kutbuna ev inşa eden insanları gördüğü zaman New York'a gider ve bu evleri yok etmek için ...
Devamını oku
4,5
2 Eylül 2016 tarihinde eklendi
Bu filmi şu ana kadar izlemediğime ben de şaşırıyorum. Bu yazı, benim gibi şu ana kadar filmi izlemeyenler için. The Pursuit Of Happyness, gerçek bir hikayeden uyarlanan, bir baba-oğulun zorluklar içindeki hikayesini anlatıyor. Bu filmin başrolünde de gerçek hayatta baba-oğul olan Will ve Jaden Smith var. Bu film beni gerçekten etkiledi. Will Smith'in film boyunca karşılaştığı zorlukları aşmaya çalışması, oğluyla ...
Devamını oku
4,5
2 Eylül 2016 tarihinde eklendi
Collateral, izleyediğim en özgün, en heyecanlı ve en etkileyici filmlerden birisi. Michael Mann'in 2005 yılında çevirdiği bu filmi daha yeni izledim, keşke daha önce izleseydim. Bu filmin neredeyse hiçbir eksi tarafı yok. Konu şöyle: "Max (Jamie Foxx), bir taksi şöförüdür. Bir gece arabasına binen kiralık katil Vincent (Tom Cruise), Max'i rehin alarak kendi hedeflerini öldürmesi için gideceği yerlere onu zorlar. Bu ...
Devamını oku
3,5
2 Eylül 2016 tarihinde eklendi
Blade, Marvel'ın ta 1998'de çevirdiği, çizgi roman filmleri arasında büyük bir adım sayılan, herkesin bildiği bir film. Blade, o yılların yetişkinlere hitap eden ilk çizgi roman uyarlamasıydı, bu yüzden bu filmin bir sürü potansiyali vardı. Blade, bu potasiyelin %90'ını kullanmayı başarmış. Öncelikle filmin konusunu buraya yazmayacağım, çünkü konuyu düşünürseniz size klişe gelebilir. Blade'in bu konudaki ...
Devamını oku
3,0
2 Eylül 2016 tarihinde eklendi
The Conjuring, ünlü korku yönetmeni James Wan'ın 3 yıl önce çevirdiği, ünlü korku filmi. Ed ve Lorraine Warren'ın dosyalarından uyarlanan bu film hakkında ne düşüneceğimi merak ediyordum. Pek fazla korku filmi izlemem, bu yüzden bu film hakkındaki yorumum biraz farklı olabilir. The Conjuring, James Wan sayesinde gerilimli bir atmosfer kuruyor. Mutlu aile, tek çekimlik sahneler, paranormal aktiviteler vesaire... Bunları ...
Devamını oku
0,5
2 Eylül 2016 tarihinde eklendi
Fifty Shades Of Grey, Twilight serisinin yeni bir versiyonu olarak beyazperdeye uyarlanan, hayran kitlesi büyük bir film. Öncelikle, Twilight serinin ne kadar kötü olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu filmse, Twilight'dan uyarlanmış yani kötü bir filmden daha da kötü bir film ortaya çıkmış. Fifty Shades Of Grey, hayatımda izlediğim en anlamsız, gereksiz ve kısacası, en kötü filmlerde ilk beşe girmeyi başardı. Konuyu pas ...
Devamını oku
1,0
2 Eylül 2016 tarihinde eklendi
Cell, ünlü yazar Stephen King'in yeni beyazperde uyarlaması. Ve King'in bir önceki 1408 filminde olduğu gibi başrolünde John Cusack ve Samuel L. Jackson var. Cell'in konusu oldukça enteresan aslında. Telefondan çıkan sinyaller bütün insanları zombi tarzında bir yaratığa dönüştürür ve hayatta kalanlar iletişim kuramadan yaşamaya çalışırlar. Öncelikle, filmin kurgusu, senaryosu, görsel efektleri, açılış sahnesi, ...
Devamını oku
3,5
2 Eylül 2016 tarihinde eklendi
Steven Spielberg'ün en son eğlenceli blockbuster filminin üzerinden tam 8 yıl geçti. The BFG, hem bu yönden hem de nostaljik açıdan beklenilen bir filmdi. Bense daha çok Mark Rylance ve görsel efektler için bekliyordum bu filmi. Size kısaca şunu söyleyeyim, bu filmi nasıl beklerseniz bekleyin, filmden tatmin olacaksınız. Konu şöyle: "Yetimhanede yaşayan Sophie, devlerin varlığına inanıp her gece gizlice onları ...
Devamını oku
2,5
2 Eylül 2016 tarihinde eklendi
Öncelikle eğer The Purge'ün ilk 2 filmini izlemediyseniz, onlardan kısaca bahsedeyim. The Pruge, benim için büyük bir hayal kırıklığıydı çünkü yaratıcı fikrine rağmen basit bir ev istilası filmi olmaktan öteye gidemiyordu. İkinci filmi ortalama buldum ama ilkine göre çok daha iyi olduğu kesin. Çünkü ikinci film, içinde bulunduğu konunun hakkını vererek zayıf senaryosuna rağmen kaos ortamını yaşatmayı ...
Devamını oku
3,5
2 Eylül 2016 tarihinde eklendi
Green Room, Blue Ruin'in yönetmeni Jeremy Saulnier'in yeni filmi. Bu film her ne kadar korku türüne girmiş olsa da ben aksini düşünüyorum, eğer bu filmi korku filmi diye izlerseniz hayal kırıklığına uğrarsınız. Green Room, neredeyse tek mekanda geçen, gerilimi ve kanı bol olan bir hayatta kalma filmi. Filmin konusu şöyle: Neo-Nazi'lerin olduğu bir barda kısa bir konser alan bir rock grubu yanlışlıkla bir cinayete tanık ...
Devamını oku
3,5
2 Eylül 2016 tarihinde eklendi
Central Intelligence, bildiğimiz polis komedi filmlerini başka bir dilden anlatıyor. Bu filmde ünlü komedyen olarak tanıdığımız Kevin Hart, liseli yıllarda popüler birisiyken şimdi ise monoton, sıkıcı bir adamı canlandırıyor. Aksiyon filmlerindeki ciddi rollerinden ve WWE'den tanıdığımız Dwayne Johnson ise bu filmde, liseli yıllarda şişman ve günümüzde CIA ajanı olmuş, oldukça komik birisini canlandırıyor. ...
Devamını oku
4,0
2 Eylül 2016 tarihinde eklendi
İlk filminin büyük başarısından tam 13 yıl sonra, sonunda Kayıp Balık Nemo’ya bir devam filmi geldi. Bu film, ilk filmin sevilen karakteri Dori üzerine kurulmuş. Bu filmde Dori, bir ailesinin olduğunu hatırlıyor ve balık hafızası yüzünden her şeyi anında unutabileceği için Dori ve babası Marlin ile bir yolculuğa çıkıyorlar. Bu filmin, geçen yılki Minyonlar filmi gibi olacağını düşünmüştüm, sevilen yan ...
Devamını oku
4,0
2 Eylül 2016 tarihinde eklendi
Bu yılın Nisan ayında gelen Heidi filmini vizyondan kalkmadan hemen önce sinemada izleme fırsatı bulmuştum. Heidi'nin hikayesini bildiğiniz için bu filmi size kısaca özetleyeceğim: Bu film, orijinal Heidi'nin ruhunu yakalamayı başarmış. Özellikle de Alpler'in manzarası, hatta bütün manzaralar bir çocuk filmine göre nefes kesiciydi. Hatta film, genel itibariyle çok güzeldi. Çocuk oyuncular çok başarılıydı özellikle ...
Devamını oku
3,0
2 Eylül 2016 tarihinde eklendi
Demolition, karısı öldükten sonra hayata tutunmaya çalışan bir adamın hikayesini anlatıyor. Fakat bu konuya birden fazla şey eklemiş bu film. Ana karakterin (oynayan kişi, başarılı oyuncu Jake Gylenhaal bu arada) yaşadığı duygusal dönemleri oldukça iyi aktarmış bu film. Çılgın dönemlerini de, özellikle bu sahneleri izlerken oldukça keyif alıyorsunuz. Yönetmen Jean-Marc Vallée'nin önceki filmlerinden Dallas Buyers ...
Devamını oku
1,5
2 Eylül 2016 tarihinde eklendi
Borat, ünlü komedi oyuncusu Sacha Baron Cohen'in Oscar'a aday olmuş sahte belgesel filmi. Benim içinse bu film, Cohen'in diğer filmlerinden farksızdı. Fikir oldukça yaratıcı ve 1-2 tane komik şakası vardı. Ama genel anlamda, başarısız Amerikan komedilerinden birisi olmuş. Eğer Borat'ı 2 kelime ile anlatacak olsaydım: "sulu komedi" derdim. Her sahnesinde abartılmış komedi var ve bir süre sonra komik olmaktan vazgeçiyor. ...
Devamını oku
3,5
2 Eylül 2016 tarihinde eklendi
Hitchcock, ünlü yönetmen Alfred Hitchcock'un Sapık filmini çektiği süreyi anlatan bir biyografi filmi. Üstelik Anthony Hopkins, Helen Mirren ve Scarlett Johansson gibi müthiş bir kadroya da sahip. Bu yüzden bu film için çok heyecanlıydım. Hitchcock ile eğlenceli bir film ortaya çıkmış. Sapık'ı çekerken kamera arkasını ve kişileri izlemek oldukça eğlenceliydi. Özellikle de Hitchcock'un sinema salonunun arkasında, ...
Devamını oku
2,0
2 Eylül 2016 tarihinde eklendi
Ryan Gosling ve yönetmen Nicolas Winding Refn'in Drive'dan sonra çevirdiği 2. film, herkesi ikiye bölmüştü. Drive'da olduğu gibi bu filmin de altında oldukça derin bir anlam yatıyor (bunun için filmi izledikten sonra analiz videolarını kesinlikle izlemenizi tavsiye ederim). Drive'da olduğu gibi bu filmin de stilini ve tarzını beğendim. Gosling, yine başarılı bir oyunculuk çıkarmış. Fakat, her ne kadar bu film Drive ile ...
Devamını oku
3,0
2 Eylül 2016 tarihinde eklendi
Drive, oldukça kafa karıştıran bir film. Eğer Drive'ı, filmleri normal bir şekilde izleyip zevk almaya çalışan, sonra da salondan ayrılan bir seyirci gözüyle izlerseniz, bu filmi hiç sevmezseniz. Ama eğer filmleri analiz etmeyi seviyorsanız ve kameranın açıya aldığı her karenin farklı bir anlam taşıdığını düşünüyorsanız, bu filme bayılacaksınız. Ben şahsen, bu filmi ortalama buldum. Ne iyi ne de kötü. Ama ...
Devamını oku
3,5
2 Eylül 2016 tarihinde eklendi
Sweeney Todd, ünlü Broadway müzikalinden uyarlanmış, Tim Burton'ın yönetip Johnny Depp, Helena Bohnam Carter ve geçen aylarda kaybettiğimiz Alan Rickman'ın başrolünde olduğu bir intikam filmi. Filmin konusunu yazmaya gerek duymuyorum çünkü bu film, klasik bir intikam filminden ibaret temelinde. Ama bir fark var. Sweeney Todd, oldukça farklı bir film olduğunu her saniyesinde belli ediyor. Konsept, mekanlar ve kostümlerin hepsi ...
Devamını oku
3,5
2 Eylül 2016 tarihinde eklendi
Bu film için hiçbir beklentim yoktu çünkü fragmanları oldukça ortalama ve Wedding Crashers'ın bir çakması gibi gözüküyordu. Meğerse feci yanılmışım çünkü bu film, son zamanlarda izlediğim en komik film. Uzun zamandır bir filme bu kadar gülmemiştim. İşin en komik tarafı da, gerçek bir hikayeden uyarlanmış olması! Gerçekten. Filmin başında "Bir nevi gerçek hikayeden uyarlanmıştır" yazıyor. Konu şöyle: ...
Devamını oku
1,0
2 Eylül 2016 tarihinde eklendi
Equals, son dönemin parlak oyuncuları Kristen Stewart ve Nicholas Hoult'un başrolünde olduğu, neredeyse bütün klişe yasak aşk filmlerinden ve de The Giver'dan esinlenmiş, zayıf bir romantik film. Bu filmi ancak ve ancak böyle özetleyebilirim. Equals aslında değişik bir bakış içeriyor, gelecek dünyasına karşı. Filmin bütün atmosferini 2014 yapımı The Giver adlı filme çok benzettiğim için (o filme bayılmıştım bu ...
Devamını oku
0,5
2 Eylül 2016 tarihinde eklendi
Maggie's Plan, Greta Gerwig, Ethan Hawke ve Julianne Moore'un başrolünde olduğu modern bir romantik-komedi filmi. Son zamanlarda eleştirmenlerin gözdesi olan bu filmi 6 kişinin olduğu bir salonda izleme fırsatı buldum. Ve büyük bir hayal kırıklığına uğradım. Filmi izlerken salonun yarısı ayrıldı zaten, ben de ayrılmamak için kendimi zor tuttum. Dünya'da çekilmiş bir sürü film olduğunu biliyorum ama benim için ...
Devamını oku
4,0
2 Eylül 2016 tarihinde eklendi
Öncelikle şunu belirtmek istiyorum, bu film için hiç de heyecanlı değildim. Hatta 2012 yapımı Can Dostum filminin zayıf bir çakması olacağını düşünmüştüm. Fragmanları da benim için pek umut verici değildi, Aynı Yıldızın Altında'ya benzeyen bir iş yaptıklarını düşünmüştüm. Ve, feci yanıldığımı söyleyebilirim. Me Before You, romantik bir film olmaktan öte, arkadaşlığı ve dayanışmayı en güzel ...
Devamını oku
2,5
2 Eylül 2016 tarihinde eklendi
The Call Up, oldukça yaratıcı bir fikre sahip olan ancak bazı yönleriyle zayıf kalmış bir film. Bu film, 8 kişinin bir sanal gerçeklik oyununa katılmasını konu alıyor. Oyun 25. kattan başlıyor ve canlı kurtulmaları için 1. kata kadar inip binadaki hayali teröristleri yok etmeleri gerekiyor. Fakat şöyle bir durum da var, eğer oyunda vurulursan gerçek hayatta da vurulursun ve hatta ölebilirsin. Bu film gerçekten de ...
Devamını oku
3,5
2 Eylül 2016 tarihinde eklendi
Rams, aynı yerde yaşayan 2 kardeşin birbirine olan çatışmasını anlatıyor. "Gummi ve Kiddi adlı bu 2 kardeş, keçi büyütmeyi çok seviyorlar ve ard arda her yıl keçi yarışmasına katılıyorlar. Her yıl ikisinden birisi yarışmayı kazanıyor. Fakat en son yarışmadan sonra keçilerden birinde bulaşıcı bir virüs olduğu ortaya çıkar ve kasabadaki bütün keçiler toplatılmaya başlar. Gummi ile Kiddi arasındaki ...
Devamını oku
2,5
2 Eylül 2016 tarihinde eklendi
Robinson Crusoe, eğlenceli bir animasyon vaat ediyor. Aynı adlı ünlü kitabına oldukça değişik eklemeler yapıp hem çocukların hem de büyüklerin sevebileceği bir iş ortaya çıkmış gibi gözüküyor. Fakat durum biraz daha farklı. Filmin konusunu anlatmama gerek yok, Robinson Crusoe adlı bir gemici bir adada mahsur kalır ve hayatta kalmaya çalışır. Bu filmin farkı ise, konuşan hayvanların ve mantık hatalarının fazla ...
Devamını oku
2,5
2 Eylül 2016 tarihinde eklendi
Bu film, gerçek hikayeden uyarlanmış. Hitler'ın konuşma yaptığı binaya bomba yerleştiren, daha sonra da yakalanıp bombayı patlatamayan ve Naziler tarafından işkence gören Georg Elser'in hikayesini konu alıyor. Film bu konuda oldukça iyi çalışıyor aslında. Elser'in bomba tasarlama şeklini, yakalanışını ve esir tutulduğu sahneleri film, oldukça ilgi çekici bir şekilde anlatmış. Fakat, film benim için ortalamaydı. ...
Devamını oku
3,5
2 Eylül 2016 tarihinde eklendi
Mud ve Take Shelter ile tarzını ortaya koymuş yönetmen Jeff Nichols'un yeni filmi Midnight Special'ın oldukça ilginç bir konusu var. Bu filmi kısaca bir baba-oğul öyküsü olarak adlandırsak hiç de yanlış olmaz tabii ki ama, film bundan daha fazlasını yapıyor. Filmdeki baba, Roy'u oynayan Michael Shannon'ın oğlu Alton (Jaeden Lieberher), sıra dışı olaylar göstermektedir. Bilmediği dilleri anında söyleme, uydu ...
Devamını oku
1,5
2 Eylül 2016 tarihinde eklendi
Soygun, bir grup soyguncunun bir banka arabasını soyması ile açılıyor. Bu yıl Mart'da vizyona girmiş Triple 9'a benzeyen bu açılış sahnesinden sonra bu filmin temposu, tıpkı Triple 9'da olduğu gibi iyice düşüyor. Fakat bu film, senaryodan direk vazgeçiyor. Gerçekten. Triple 9'da hiç olmazsa birkaç kovalamaca sahnesi ve diyaloglar vardı. Bu filmde ise doğru düzgün bir karakter tanıtımı yok, ana karakterleri hiç ...
Devamını oku
1,0
2 Eylül 2016 tarihinde eklendi
I Am Not Salvador, bir İran komedisi. Bir ailenin Brazilya'ya bedava seyahat bileti kazanıp orada yaşadıkları maceraları anlatıyor. Aslında daha çok aile babası Naser'in yaşadıklarını görüyoruz. Bir kadının onu eski nişanlısı Salvador'a benzetip, Naser'den onun kılığına girip büyük annesini görmesini ister. Daha sonra da olaylar gelişir. I Am Not Salvador'un 88 dakikalık kısa bir süresi var. Bu filmi izlerken ...
Devamını oku