Alp T.
Filmler
Diziler
Programlar
Geri dön
4,0
6 Ocak 2018 tarihinde eklendi
Arif V 216, bu yılın en merakla beklediğim filmlerinden birisiydi. Çünkü G.O.R.A. ve A.R.O.G.'dan sonra bu serinin devam edeceği düşüncesi beni gerçekten heyecanlandırıyordu. Fakat aynı zamanda filmin bütçesi ve hikayesi hakkında endişelerim de vardı. Bunun bir benzer örneğini Düğün Dernek 2'de görmüştük mesela. O filmin o kadar yüksek bir bütçesi vardı ki, hikayesine odaklanmak yerine görsel efektlerle gösteriş yapmaya çalışıyordu. Hikayesi ise ilk filmle aynı olduğundan Düğün Dernek 2'yi özel kılan bir yan yoktu. Cem Yılmaz'ın son filmi Ali Baba ve 7 Cüceler'de de benzer bir durum vardı. Bu yüzden Arif V 216 benim için iki türlü sonuçlanabilirdi. Ya film G.O.R.A. serisine yeni bir tat getirip olabildiğince eğlenceli olacak, ya da diğer filmlerle aynı hikayeyi işlemekten başka hiçbir amacı olmayan, kısa sürede unutulabilir bir Türk filmi olacaktı. Eğer bu filme girmeden önce sizin de böyle bir endişeniz varsa sakın merak etmeyin, çünkü Arif V 216 beni her yanıyla şaşırttı. Hatta öyle ki, Arif V 216'nın G.O.R.A. üçlemesindeki en iyi film olduğunu düşünüyorum.

Peki neden Arif V 216'nın bu kadar iyi olduğunu düşünüyorum? Çünkü G.O.R.A. veya A.R.O.G.'daki gibi sadece yabancı filmlere gönderme yapan Türk usulü bir komedi filmi olmaktan ziyade Arif V 216, risk alan bir iş. Çünkü bu filmin merkezi yabancı filmler değil, bir neslin büyümüş olduğu kendi filmlerimiz ve sanatçılarımız. Ve Arif V 216, 1960'lı yılların atmosferini, o zamanda çekilen kült filmlere ve Zeki Müren, Ayhan Işık ve Cüneyt Arkın gibi "usta" kişileri hikayesinde öyle güzel kullanıyor ki, izlerken etkilenmemek elde değil.

Üstelik Arif V 216, sadece 2 saat boyunca her saniyesine güleceğiniz bir komedi filmi değil. Filmin kesinlikle komik bölümleri olsa da, hikayenin büyük bir bölümü Arif ile 216 arasındaki arkadaşlığa odaklanıyor. Ve bu sahneler öyle içten hazırlanmış ki, bir yerden sonra "Cem Yılmaz'ın yeni komedi filmi"ni izlediğimi unuttum ve gerçekten de bir film izler gibi hissettim. Hikaye nerelerde komik ve nerelerde yavaş ilerlemesi gerektiğini çok iyi dengelemiş. Bu sayede Arif V 216, sadece G.O.R.A.'nın ruhunu yakalamakla kalmıyor, aynı zamanda bu ana karakterleri hiç olmadığı kadar umursamanızı sağlıyor. 216'yı bu filmdeki kadar cana yakın ve gerçekçi bulmamıştım G.O.R.A.'da. Arif ise her zamanki gibi Arif olsa da, bu filmde sadece bir şaka mekanizması olmaktan çok daha fazlasıydı.

Bu arada dekorlar, setler, kostümler vb. şeyler bakımından Arif V 216, gördüğüm en emek harcanmış Türk filmlerinden birisiydi. 1960'lı yılların görünüşünden her bir sahnedeki kıyafet seçimlerine ve müziklerine kadar Arif V 216, bu konuda olabilecek en etkili nostalji deneyimini yaratmış. Ayrıca görsel efektler de bir Türk filmine göre oldukça başarılıydı. Eğer filmin son 10 dakikasını saymazsak, diğer efektler oldukça gerçekçiydi.

Filmdeki esprilerin neredeyse tamamı başarılıydı. Arif V 216 sırtını tamamen komediye yaslayan bir film olmadığı için, filmde yaşanan komik anların etkisi daha da büyük oluyor. Gerek filmde görünen ünlü oyuncular ve yerli-yabancı filmlere yapılan göndermeler olsun, şakalar tek kelimeyle harikaydı. Ayrıca filmin "iyi insan olmak" hakkındaki mesajını da çok başarılı buldum.

Film hakkındaki sorunlarım ise çok büyük değil ama yine de bahsedeyim; hikayenin ilerleyebilmesi için senaryo, Türk sinemasının bazı klişelerine başvuruyor. Filmin bu bölümlere yaklaşımı bir nevi saygı duruşu bakımında olsa da, hikayenin bazı bölümlerinin tahmin edilebilir olduğunu belirtmeliyim. Ayrıca filmin 126 dakikalık uzun bir süresi var ve izlerken bu sürenin uzunluğunu hissediyorsunuz da. Filmin sıkıcı olmamasına karşın G.O.R.A veya A.R.O.G. kadar hızlı ilerleyen bir film de değildi doğrusu.

Bu yazıyı biraz geçiştirmiş olduğumun farkındayım çünkü film hakkında gerçekten çok fazla detay vermek istemiyorum. Çünkü Arif V 216'nın yarattığı nostaljik atmosferi çok fazla bilgi sahibi olmadan izlemeniz daha etkili olur. Kısacası Arif V 216, sırtını tamamıyla komediye yaslamadığı için G.O.R.A. veya A.R.O.G. kadar sık sık izleyeceğim bir film olmasa da, hikayesinin genişliği ve eski Türk sinemasına yaptığı saygı duruşu hissinden dolayı, bu üçlemenin en doyurucu ve "film" gibi hissettiren filmiydi. Oyunculuklar, şakalar, yaratılan atmosfer harikaydı. Filmin ne kadar iyi olduğunu izledikten hemen sonra farkına varamasam da, üzerinde düşündükçe daha çok sevdiğim bir iş oldu. G.O.R.A. serisine yeni bir hayat soluyan ve önceki filmleri tekrar etmeyen bir iş olmuş.
Eğer Pek Yakında filmi Cem Yılmaz'ın sinemaya olan tutkusunun birazını gösteriyorsa, Arif V 216 ise bunun tamamını gösteriyor. Bu yüzden filmi izlemek çok keyifliydi. Eğer her saniyesine güleceğiniz bir komedi filmi değil de gerçekten kaliteli bir Türk filmi izlemek istiyorsanız, Arif V 216'yı mutlaka izlemelisiniz. Cem Yılmaz'a olan sevgim bu filmle daha da arttı. Sakın kaçırmayın.

FİLMİN İYİ YANLARI:

+ Göndermeler.

+ Yerine yapılan kaliteli şakalar.

+ Arif ve 216 arasındaki arkadaşlığın işlenişi.

+ Eski oyuncu kadrosunu yeniden bir arada görmek.

FİLMİN KÖTÜ YANLARI:

- Hikayedeki bazı gelişmelerin biraz fazla bilindik olması.

- Süresinin uzunluğunun hissediliyor olması.

TOPLAM PUAN: 8/10