Alp T.
Filmler
Diziler
Programlar
Geri dön
3,0
18 Ocak 2018 tarihinde eklendi
Insidious serisinin ana karakteri olan Elise'in geçmişine odaklanan The Last Key, şimdiki zamanda yaşanan bir perili ev vakasının aslında Elise'in çocukluk evinde yaşandığını gösteriyor. Burada yaşanan olayları incelemeye giden Elise, geçmişinde yaşadığı korkuların üzerinden gelmeye çalışıyor.

Daha önce Insidious filmlerinin hiçbirini izlememiş ama hikayesi ve karakterleri hakkında yeterince bilgi bilen birisi olarak, The Last Key'i izleyerek bu seriye bir şans vermek istedim. Ve korku filmlerinin en büyük hayranı olmayan birisi olarak, The Last Key'i izledikten sonra "Ben son 8 yıl boyunca neleri kaçırmışım?" gibi bir his doğmadı içimde. Ama eğer Insidious serisini şu ana kadar severek izlediyseniz, bu film de bir istisna olmayacak.

Öncelikle bu film hakkında iyi bulduğum bir sürü şey var. Mesela Lin Shaye'in performansına bayıldım. Daha önceden Ouija'da izleyip hoşuma giden Shaye, bu filmde gerçekten parlama fırsatı bulmuş. Üstelik oldukça popüler bir korku filmi serisinin başrolünde 74 yaşındaki bir kadının oluşu fikri gerçekten de hoşuma gitti. Çünkü bu film, sırf gençlere yapılmış ucuz bir jump-scare festivalinden ibaret değil. Mesela ana karakterler yetişkin sorunlarıyla uğraşıyor ve filmde jump-scare'in olduğu sahnelerse sırf seyircinin dikkatini dağıtmak için değil, gerçekten de ürkütücü sahneler.

Bunun dışında film çok da sıkıcı değildi, hikaye biraz yavaş başlasa da ortalara doğru atmosfer gerici bir hal almaya başlıyor. Genel olarak ben bunların tam olarak içine giremesem de, korku filmi hayranlarının oldukça eğlenceli bulacağına şüphem yok.

Filmin benim için en zayıf noktası senaryoydu. Çünkü senaryo, ana karakterler hakkındaki önemli gelişmeleri çok hızlı geçiştirmiş ve her şeyi filmin finaline saklamış. Ve her şey finale saklanmış olduğundan, bu bölüme kadarki karakterlerin bulunduğu sahneler sırf zaman öldürmek için varmış gibi hissettiriyor. Ayrıca Elise'in yardımcılarını canlandıran Tucker ile Specs karakterlerini, özellikle de yersiz espri anlayışlarını fazlasıyla gereksiz buldum. Onlar bu filmden çıkarılsaydı ortaya ne olmak istediğini çok iyi bilen, daha etkili bir korku filmi çıkabilirdi.

Bu yazının biraz kısa sürdüğünü biliyorum ama büyük bir korku filmi hayranı olmadığımdan, aklıma başka söyleyebileceğim bir şey gelmiyor. Insidious: The Last Key, türüne yeni bir şey kazandırmayan ama yine de zararsız, eğlenceli bir korku filmi olmuş. Ben şahsen yan karakterlerin bu hikayede daha önemli bir yere sahip olmasını ve esprilerin her sahneden ziyade daha uygun yerlerde yapılmasını isterdim. Insidious serisindeki materyallere ve filmlerin kalitelerine bakılacak olursa, The Last Key kesinlikle serinin en zayıf filmi. Ama bu The Last Key'i kötü bir film yapmıyor. Tıpkı bu hafta vizyona giren The Commuter gibi, The Last Key de türünün hayranlarının izlerken keyif alacağı ama film bittikten sonra hemen unutacağı bir iş. Sinemada kafanızı dağıtacağınız bir korku filmi arayanlara izlemenizi ama serinin hayranlarının beklentilerini biraz düşürmesini tavsiye ederim. İyi seyirler.

FİLMİN İYİ YANLARI:

+ Lin Shaye.

+ Yaratılan atmosfer.

+ Etkili jump-scare sahneleri.

FİLMİN KÖTÜ YANLARI:

- Zayıf senaryo, tahmin edilebilir olaylar.

- Yan karakterler.

- Kolayca unutulabilir olması.

TOPLAM PUAN: 6.2/10