DthepYEK
Filmler
Diziler
Programlar
Geri dön
4,0
18 Şubat 2016 tarihinde eklendi
Good Bye Room...

Bu yıl izlediği dram filmleri arasında iyinin biraz üstünde yer alan bir film oldu benim için. Filmden önceki o büyük beklentimi karşıladı mı derseniz, maalesef hayır. Bunun bazı sebepleri var. Aslında ufak tefek ayrıntı gibi olan ama genel hikayeyi düşününce önemli noktalarda çok bariz mantık hataları. Ben bunları uzun uzun yazmayacağım. Gerçekten çok gereksiz olmuş. Böyle saf, duru bir filme hiç yakışmayan mantık hataları. Eğer ki o hatalar olmasaydı, film çok daha başka olabilirdi.

Film duygu anlamında sizi çok iyi yakalıyor. Dramatik ve etkileyici bir kaç sahne tüylerimi diken diken etti. Özellikle küçük Jack'in o masum ve saf yüzü, yaşadıklarıyla birleşince insanı bir hüzün kaplıyor. Gökyüzü, uzay, dünya, yapraklar, ağaçlar, yağmur, insanlar, hepsi farklı farklı, onları ilk defa gören gözler için hepsi inanılmaz şeyler. Dünya da çok fazla nesne var. Her gün yanından geçip gittiğimiz, bizim için sıradan olan, ancak ve ancak kaybettiğimizde kıymetini anladığımız. Onlar sürekli elimizin altında olunca bir kıymeti olmuyor. Ya küçük Jack, 5 yaşından sonra doğuyor adeta.

Film için en çok ön plana çıkan ise oyunculuklar. Brie Larson'ın ben daha filmi izlemeden önce de Oscar'ı alacağını düşünüyordum. Şu anda iyice pekişti bu düşüncelerim. Gerçekten çok duygu yüklü ve içten oynamış, sonuna kadar kak ediyor. Bir anne şefkatini çok net görüyorsunuz. Ödül için şimdiden tebrik edebiliriz. Jacob Tremblay ise o yaşını da düşünürsek Brie Larson dan daha iyi oynamış neredeyse. Ufacık çocuğun o mükemmel tepkileri, hareketleri, konuşması, her yönüyle çok iyi. Oscar'a aday olmaması yazık olmuş. Ama ilerisi çok parlak bu ufaklığın. Film en önemli 4 dalda aday olmuş. Yalnız en anlamsızı yönetmenlik dalında olması. Yönetmen ne yaptı ki şu filmde. Senaryo, oyunculuklar tamam da yönetmenin pek bir etkisi yok. Onun yerine koysalarmış Tarantino'yu. Yönetmenlik o dur. Bu değil. İyi seyirler... 7.7/10