Filmler
Diziler
Programlar
Bugün izlediğim ve beğendiğim dördüncü Türk filmi (Ateş Böceği, Süreyya, Turist Ömer Boğa Güreşçisi ve Yozgat Blues). Eskisiyle yenisiyle Türk sineması ne güzel birşey dostlar. Yozgat Blues için de Ercan Kesal takliti yaparak şunu diyeyim: "bazıları beğenmez, kokuyor der ama film de budur"
Onur Ünlü'nün Polis isimli filmini tam da zamanında izlemiş, pek de sevmemiş ve bir daha Onur Ünlü filmi lafını duyunca yanından geçmemiştim. Geçenlerde İtirazım Var filminin konusu oldu. Onur Ünlü'yü normalde sevmeyen bir hocamız bahsediyordu. Ben de bir bakayım dedim. İtirazım Var'ı bulamadım bunu izledim. Kötü film diyemiyorum, bir cinayet öyküsü olarak sonuna kadar bekledim doğrular ortaya çıkacak mı diye. ...
Devamını oku
Devamını oku
Film güzel aslında. Kıvanç Baruönü iyi yönetmiş (önü açık olsun); Tolga Çevik; Ezgi Mola çok iyi oynamışlar "kimyaları da tutmuş"; geri kalan herkesler de çok iyi oynamış (Allah ne muratları varsa versin), "keyifli bir seyirlik" olmuş, her bakımdan (biz yedik Allah artırsın, sofrayı kuran kaldırsın). Fakaat Yılmaz Erdoğan bunu mu yazmış yaza yaza... Uğraşmasaymış hiç. Bu film zaten en az üç-beş defa ...
Devamını oku
Devamını oku
Bu film kötü, ne olacağı belli, yapmacık, gerçekçi değil, kadınlara yönelik olmakla birlikte kadınları aşağılayan bir yanı da var. Peki hanım arkadaşlarım niye izliyoruz biz bu filmleri? Sorunumuz ne bizim? Peki biz kimiz? Biz belli ki Türk dizisi pek izlemiyoruz; herhalde çalışıyoruz falan kafamız dolu. Ev hanımı değiliz yaşımız da en fazla 40 olsun. Sanırım evimiz pek istediğimiz gibi değil, kötü de değil, ...
Devamını oku
Devamını oku
Bu filmi 1990'larda ilk kez sinemada izlemiş birisiyim. Sonra da cd'den (dvd henüz yoktu) o kadar çok izledim ki. Film çok iyi herhalde ondan seviyorum zannediyordum. Senaryo falan da çok güzel gelmişti. Geçenlerde yine izlemeye kalkıştım. Tüm sahneler, mimikler halen ezberimde. Film 1998'deki titiz izleyiciler tarafından en fazla "eğlenceli" olarak değerlendirilmişti. Bense başyapıt gözüyle baktım. Lopez&Cloone ikilisi ...
Devamını oku
Devamını oku
Mike Leigh, kendisi ile yapılan bir görüşmede, Marksist bir altyapısı olmadığını, çok genel olarak liberal-solcu sayılabileceğini söylüyor. "Aynı memleketten olduğum Ken Loach'un aksine filmlerimi çekerken belirgin bir politik gündemim yoktur" diyor. Bunu yazıyorum çünkü Leigh'den sınıfsal eleştiri bekleyenler, bunu bulamayınca beğenmeyenler olabiliyor. Leigh'in filmlerinde bazı meseleler toplumsal adaletsizliğe ...
Devamını oku
Devamını oku
X-Men filmlerini seviyorum. Hepsinde doğal olarak ilginç kahramanlar, buna bağlı olarak güzel "dövüş"ler ve düşünecek pek çok şey de var. Garip isimli, taytlı adamların olduğu popüler bir Amerikan filminden daha ne bekleyebiliriz? Tabi bu filmleri tek başıma oturup izlemem yanımda bana "hangi güce sahip olmak istersin?", "sence kim haklı?" "Wolverine şunu dövse yener mi?", "Senin görüntün de mutasyona uğrasa saklamak, ...
Devamını oku
Devamını oku
Öğle arasında yemek yerken ne yapayım diye düşündüm ve sevmediğim bir film hakkında yazmaya karar verdim. Aklıma ilk olarak bu film geldi. Çünkü yakın zamanda kitabı tekrar okudum ve BBC uyarlaması diziyi de tekrar izledim. Filmde diyaloglar komiklik derecesinde hızlı akıyor en büyük eleştirim bu. Sanki kimse birbirini duymuyormuş gibi bir anda lafı değiştiriyor, bir konu bitmeden başkasına başlıyorlar. Sanırım ...
Devamını oku
Devamını oku