Burak H.
Filmler
Diziler
Programlar
Geri dön
4,0
26 Ocak 2014 tarihinde eklendi
Hollywood’un eleştirilecek yönü çok, bunu özellikle ödül sezonunun en yoğun yaşandığı dönemlerde dile getirmek ise oldukça doğal. Fakat bu lider sinema sektörünün dünyanın diğer köşelerinde çok sık rastlayamadığımız özel ve önemli bir yönü de var: Metot oyunculuğu. Amerikanlar ucuz ve basit sinemacılar yetiştirdiği kadar on yıllardır sanatın varlığını kutlayan yetenekli performans sanatçılarını da kültür tarihine katmış bulunmakta. Ülkenin doğusunda ve batısında, çok ince ve özenli eğitimler veren metot akademileri mevcut ve buralardan yolu geçmiş isimler çoğu zaman haksız/olumsuz eleştiriye açık olmayı gerektirmeyecek kadar değerli. O isimlerden biri de Joaquin Phoenix’in ta kendisi. Oyunculuğa verdiği aranın ardından geçtiğimiz sene Paul Thomas Anderson başyapıtı The Master’da küllerinden doğan Phoenix, arayı çok açmadan bir diğer güçlü yönetmen olan Spike Jonze’un türler arası yolculuk yapan son eseri Her’de karşımıza çıkıyor. Zehir gibi bir Phoenix ile en büyük başarısı Nicolas Cage’e Oscar adaylığı kazandırmak olan Spike Jonze’un (ironiyi anlamayan nesillere alışkın olmadığımızı hatırlatalım) bir araya gelmesinden doğacak işin herhangi bir filmden hallice olacağını düşünenler yanılıyor; fakat böyle birliktelikler her zaman tozpembe değildir.