Burak H.
Filmler
Diziler
Programlar
Geri dön
4,0
27 Ocak 2014 tarihinde eklendi
Allen, bugüne kadar sayısını hiçbir zaman net olarak bilebileceğimize inanmadığım kadar senaryo yazıp film yönetmiş, bunların önemli bir kısmında da rol almış ilham verici bir isim. Birçoğuna göre Hollywood’un hala hayatta olan en önemli iki yönetmeninden biri (diğeri Martin Scorsese). Bana kalırsa Scorsese ile tamamen farklı kulvarlarda seyretmelerine rağmen kendi sularından hiçbir şekilde ayrılmaması ve kendi yarattığı sinemayı filme dökmesi sebebiyle hemşehrisinden daha farklı bir noktaya oturuyor Allen. Üşenmeden, her sene yeni bir filmle karşımıza çıkması onun sinemasını sevenler için bir lütuf iken bu durumun bazı handikapları olduğunu kabul etmek de objektif bir bakış açısının gerekliliklerinden. Şahsen Allen’ın yaptığı her filmle mutlu olmayı başaran bir insan olmama rağmen özellikle son yıllardaki inişli çıkışlı performansından sıkılmış olduğumu belirtmem gerekiyor. Vicky Christina Barcelona ve Midnight in Paris gerçek anlamda kaliteli işler iken aralara serpiştirdiği bir takım eserleri, yalnızca yönetmenin isminden ötürü seyredilebilecek yapımlar olma özelliği taşıyor. Blue Jasmine ise, çok şükür ki, Barcelona ve Paris’in olduğu kategoriye dahil edebildiğim bir film.