Filmler
Diziler
Programlar
Greengrass’in, filmde gemiyi ele geçirme kısmını oluşturan ilk bölümü hayli iyi kotardığı bir gerçek. Gerilim ve aksiyon dozu iyi ayarlanmış, oyuncuların ikinci bölüme göre daha profesyonel performanslar sergilediği ve senaryo açısından da daha kabul edilebilir, bayatlık kokmayan ilk saatin ardından gelen bölüm ise tam anlamıyla fiyasko. Bülbül gibi İngilizce şakıyan Somalili korsanlar mı dersiniz, ABD deniz ve hava ordusunun yarısının bir kurtarma operasyonu için seferber edilmesi mi dersiniz, uzadıkça uzayan, asla bitmeyecekmiş hissi uyandıran bir rehin alma vakası mı dersiniz… Bunlar Hollywood yapım şirketlerinin pek sevdiği, filmlerde gözümüze gözümüze sokmaya bayıldığı birkaç olgu elbette. Bir de ABD’nin kendini övme ve eleştirme şovu var ki hiç sormayın gitsin. İngiltere’den Hollywood’a transfer olduktan sonra filmlerinde her zaman göze batan bir kahramana yer veren Greengrass, bu kahraman bir insan ya da ABD’nin ta kendisi olsun, ne yapıp edip seyirciyi boğacak bir yapı oluşturmayı başarıyor. Kaptan Phillips’te hiç de yüzeysel geçmediği, vıcık vıcık samimiyetsizlik kokan ve ne yazık ki yapımcısından oyuncusuna, yönetmeninden eleştirmenine Hollywood ahalisinin pek çok sevdiği long live the USA mottosunu filmine kazıyan yönetmen, Somalili korsanları kullanarak küçük de olsa bu ülkeyi eleştirerek “bakın aslında olaya objektif bakıyoruz” imajı vermeye çalışıyor. Filmin bu anlamda kilit noktası ise Phillips’in ağzından çıkan “balıkçılıktan ve adam kaçırmaktan başka işler de var” lafına karşılık Muse’nin dudaklarından dökülen “belki Amerika’da vardır” cümlesi. Olabilecek en düz mantıkla baktığımızda ekonomik seviyesi kötü ülkelerin içinde bulunduğu sömürü durumu açısından anlamlı, hoş görülür, yerinde bir diyalog olsa da filmin öne çıkardığı diğer mesajlar tüm bu göz boyama denemelerini ortadan kaldırıyor. Hele ki Phillips’in bir lütufmuş gibi dile getirdiği “biz size gıda yardımı yapıyoruz” minvalindeki sözleri senarist Billy Ray ile yönetmenin çok yanlış sularda gezindiğini, ancak kendi sektöründe lafı geçebilecek işlere imza attığını gösteriyor -en azından benim bakış açımda durum bu.