Filmler
Diziler
Programlar
Guy Ritchie diyince akan sular durur benim için. Sıradan bir hikayeyi bile kurgusu, kamera açıları, çekim teknikleri ve Ritchie’ye özgü ayrıntı flashbackleriyle adeta bir baş yapıta çevirir. Her sahnesinde ufak süprizlerin, güzel ayrıntıların yakalandığı filmlerdir. Sherlock Holmes’u bize yeniden sevdiren adam, ajan filmlerinin de geçmişte bıraktığı güzel tatları U.N.C.L.E. ile yeninden sevdiriyor bize. NBC’nin 1964 yapımı filmle aynı adı taşıyan dizisinden uyarlanan film, İlk sahnesinden son sahnesine kadar komediyle, aksiyonu bolca harmanlıyor. U.N.C.L.E, hikaye olarak düşük kalsada yönetmenin başarısıyla 116 dakikalık kafa dağıtacak eğlenceli bir film izletiriyor bizlere. Filmin ilk yarısında devam eden yüksek tempo, finale yaklaştıkça aynı sıcaklık ne yazıkki korunamıyor, buda filmin güzelliğine dair düşüncelerimizi bir nebzede olsa düşürüyor.
Yeni Süpermen Henry Cavill, Amerikalı Ajan Solo karakteriyle komedi yeteneklerini de karizmatik bir biçimde sergilerken, bu filmle yıldızını parlatıcağını düşündüğüm Alicia Vikander’de Gaby karakterini çok yakışmış. Bir diğer başrol oyuncumuz Armie Hammer ise Amerikalı olmasına rağmen Rus aksanıyla İngilizce konuşmak için bir hayli uğraşmış. Oyuncu diğer iki oyuncaya göre düşük performansta kalsa da Amerikalı ve Rus Ajan atışmaları filmin en keyif veren unsurlarındandı. Sherlock Holmes’ta olduğu gibi film soundtrackleri, böyle aksiyon dolu bir film için çok başarılı seçilmiş. Filmin müziklerini yapan Daniel Pemberton gerçekten çok başarılı özellikle İtalya’da geçen sahnelerde geçen İtalyanca şarkılar o sahneleri daha da özel kılmış. Spoiler: Guy Ritchie filmlerinde karakterler filmin başında kendilerine özgü yetenekleriyle tanıtılır, Guy Ritchie’nin imzalarından biridir. Filmi izlerken eksiklik hissetsem de filmin bitiş yazılarıyla bu eksiklik tamamlandı ve Ritchie yine imzasını attı. Bir süpriz de filmin başında gerçekleşti, Ajan Solo, Rus Ajan Illya’ya tanıtılırken projeksiyonun başında fırça yiyenin David Beckham olduğunu sinemada bir ben farkettim sanırım. Yakın arkadaşı David Beckham’a da Ritchie filminde ufak bir yer vermiş.
Yeni Süpermen Henry Cavill, Amerikalı Ajan Solo karakteriyle komedi yeteneklerini de karizmatik bir biçimde sergilerken, bu filmle yıldızını parlatıcağını düşündüğüm Alicia Vikander’de Gaby karakterini çok yakışmış. Bir diğer başrol oyuncumuz Armie Hammer ise Amerikalı olmasına rağmen Rus aksanıyla İngilizce konuşmak için bir hayli uğraşmış. Oyuncu diğer iki oyuncaya göre düşük performansta kalsa da Amerikalı ve Rus Ajan atışmaları filmin en keyif veren unsurlarındandı. Sherlock Holmes’ta olduğu gibi film soundtrackleri, böyle aksiyon dolu bir film için çok başarılı seçilmiş. Filmin müziklerini yapan Daniel Pemberton gerçekten çok başarılı özellikle İtalya’da geçen sahnelerde geçen İtalyanca şarkılar o sahneleri daha da özel kılmış. Spoiler: Guy Ritchie filmlerinde karakterler filmin başında kendilerine özgü yetenekleriyle tanıtılır, Guy Ritchie’nin imzalarından biridir. Filmi izlerken eksiklik hissetsem de filmin bitiş yazılarıyla bu eksiklik tamamlandı ve Ritchie yine imzasını attı. Bir süpriz de filmin başında gerçekleşti, Ajan Solo, Rus Ajan Illya’ya tanıtılırken projeksiyonun başında fırça yiyenin David Beckham olduğunu sinemada bir ben farkettim sanırım. Yakın arkadaşı David Beckham’a da Ritchie filminde ufak bir yer vermiş.