Alp T.
Filmler
Diziler
Programlar
Geri dön
4,5
1 Şubat 2015 tarihinde eklendi
Leyla ile Mecnun’un bitişinin ardından, o dizinin senaristi Burak Aksak bir sinema filmi çevirmeye karar vermişti. Bu yüzden Aksak’ın sıkı takipçileri bu filmi uzun zamandır bekliyorlar. Ben de uzun zaman olmasa bile merakla bekliyordum ben de bu işi. Neyse ki film sonunda vizyona girdi ve ben de izleme fırsatı bulabildim. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, Aksak yine yapacağını yapmış. Ortaya müthiş eğlenceli bir iş çıkarmış ve ekipteki bütün oyuncular da bunu desteklemiş.

Komedi zaten filmde üst düzeyde tahmin edebileceğiniz gibi. Üstelik de bel altı espriyle başvurmadan, çok yaratıcı ve gerçekten de komik espriler kullanılmış. Bu yüzden filmde bir çok kere gülme krizine girebiliyorsunuz. Ayrıca bazı dramatik sahneler de dozunda olmuş. Komedi ve dram öğeleri çok iyi harmanlanmış.

Bu arada oyuncu kadrosunda yok yok! Behzat Ç.’den hatırladığımız Fatih Artman, çok başarılı ve komik bir performans sergilemiş. Güneşi Beklerken dizisinden bildiğimiz Hande Doğandemir ise beni şaşırttı diyebilirim. Hande, bu filmde çok şirin ve eğlenceli bir karaktere imza atmış ve kendini izlettirmeyi başarmış. Bunların dışında Cengiz Bozkurt, Sadi Celil Cengiz, Devrim Yakut, Cihan Ercan, hatta Yılmaz Erdoğan ve daha adını sayamadığım bir sürü oyuncu enfes ve doğal bir şekilde oynamış. Aslında herkes oldukça doğal oynamış ve film de mahalle ortamının kalbini buradan almış.

Doğru ya, filmde ayrıca capcanlı bir mahalle havası var. Bu yüzden böyle bir havayı özleyenler bile filmi izleyebilirler.

Peki filmin hiç kötü tarafı yok muydu? Aslında bir tane var. O da filmin finaline doğru bazı hikayeler havada kalıyor ya da pek üstüne gidilmeden anlatılıyor. Mesela Gökçe Bahadır ile Gürkan Uygun’un arasındaki aşk hikayesi. Ya da spoiler:
zengin iş adamının finalde Suriçi’ni almaktan vaz mı geçti yoksa oraya bina dikmeyi düşünüyor mu bilemiyoruz tam olarak. Sadece yaptığı maketin camını kırarken görüyoruz, o kadar. spoiler:
Ama aslında bunlar da doğal yani. Çünkü Aksak, tek bir yerde geçen bir hikayeye oldukça ekleme yapmış. Şangay Beşlisi ile dövüşme sahnesi, mahalleliyi Suriçi’ni satmamak için ikna etme çabaları vesaire. Hepsi de dopdolu olduğu için böyle ufak olumsuzlukların çıkması normal. Zaten bu olumsuz taraflar filme fazla etki etmiyor diyebilirim. Yani salondan mutlu bir şekilde ayrılıyorsunuz ama kafanızda da küçük bir soru işareti olarak takılabilir bu minik etkenler.
Ama bunlar sorun değil çünkü film eğlendiriyor, bizi maceradan maceraya koşturuyor, aşağı yukarı tek bir alanda geçmesine rağmen seyirciye bunu yaşatmıyor. Eğer eğlenceli vakit geçirmek için kaliteli bir komedi filmi arıyorsanız, adresiniz Bana Masal Anlatma. İzlemenizi tavsiye ederim. İyi seyirler.