Filmler
Diziler
Programlar
DC ile yeniden, yeni bir film.. Bu adamın olduğu herhangi bir filmi izlememek zaten huzursuzluk veriyor artık.. Kalitesi tartışılmaz hiç bir zaman ama senaryo içeriğinden de kaynaklarak; bazen kendisi de, burada olduğu gibi ancak bir yere kadar getirebiliyor filmi.. Açık ve net.. Genel olarak düşünüldüğü zaman filmi "Amerikan Rüyası" başlığı altında topluyabiliriz.. Peki nedir bu özellik ? Filmden ve de bir kaç okuduğum yazıdan anladığı kadarıyla bir kaç kelime ile sonuna kadar gösteriş olduğunu söyleyebilirim.. Her ne kadar Nick'in yani Tobey Maguire'nin ağzından hikayenin ilerlediğini görsekte, anlatılsa da; baş karakterimizin yani Gatsby'nin de içinde bulunduğu aralıklı aşkın ön planda olduğunun aşınlanma çabası benim açımdan kesinlikle ikinci planda kaldı.. Ki partiler, New York'un bambaşka bir dünya gibi gösterilme çalışması bunların en büyük göstergesiydi.. Çok mu ayrıntıya girdim ne ama benim dikkatimi çok ama çok değiştirdi.. Ama şöyle de bir şey var; filmde sanat yönetmeni denen kavramı sonuna kadar geliştirmişler.. LDC'nin yanında filmin biraz daha yükselmesinde o dönemi acayip iyi bir şekilde yansıtmaları, bambaşka bir izlenim kazandırdı.. Örneğin; eski arabaların seçimi ve kullanımı gerçekten cezbediciydi.. Oyuncu seçimlerinde de filme yakışacak oyuncuları seçtiklerini söyleyebilirim. Leonardo'nun geçmiş karakterlerinde gördüğümüz muhteşemliği ve de filmlerin de ne kadar birinci karakter olsa da çoğunda sonda biraz argolaşarak, voltayı çekiyor olması birkaç şey düşünmeyi sağlayabiliyor.. Bir de Tobey Maguire denen nam-ı diyar Örümcek Adam'dan bahsetmek gerek.. Duruşu ve bazen anlayamadığım garip tebessümüyle birleşerek yine verilen rolünde pasif olarak (!) çok iyiydi.