Filmler
Diziler
Programlar
Çok kötü. Senaryo ayrı kötü oyuncu seçimi ayrı kötü oyunculuklar kötü bile değil. Böyle bi yönetmene yakışmayan bi film.
Çok kötü. Kötü olması yetmezmiş gibi Yılmaz Erdoğan'ın adını anıp durması daha da çekilmez kılmış filmi.
Filmi izlemedim ve o berbat fragmanlar tüm izleme isteğimi öldürdü. Filmin bende uyandırdığı intiba Şafak Sezer komedisi tarzında olduğu yönünde ki Şafak Sezer Türkiye'deki en berbat komedi filmlerinde oynayandır.
Gereksiz yere, sırf gişe için film çekilirse, işte ortaya böyle klip desem değil, film desem hiç değil bir şeyler çıkar.
Sıradışı. Savaşın insanları ne hale getirdiğini sade ve çarpıcı bir dille anlatıyor. Dünya Sinemasının iyi örnekleri arasında anılmalı.
Uzun zamandır izlediğim en güzel Türkiye filmi. Sade, heyecan verici ve anlamlı bir bütünlüğe sahip bir film. Kardeşlik nerede başlar ve nerede bitmez işte hepsi bu.
Berbat. Anlamlı bir konu ancak bu kadar berbat bir şekilde anlatılabilirdi. Nerden tutsan dökülüyor film. 3 perdelik yıl sonu müsameresi gibi bir senaryodan film çıkarmaya çalışmışlar haliyle çıkmamış. Ayrıca bu filmin senaryosunu 4. Antrakt uzun metraj senaryo yarışması birinciliği ödülüne layık görmüşler ya o jüriyi kimler değerlendirsin bilemedim. ilk bölümdeki melodram ile 2. Bölümdeki aşırı dram ve ...
Devamını oku
Devamını oku
Ne yazık ki tam bir fiyasko, tam bir hayal kırıklığı... Nerde Serseri Mayınlar naifliği nerde Şahane Misafir'in mizahı?..
Olmamış. Filmin her yerinden Yılmaz ERDOĞAN mizahı fırlıyor. Durmaksızın yinelenen kelime oyunları ve bundan espri çıkarma kaygısı. Yıllardır aynı mizah, artık sıktı ama ERDOĞAN anlamamakta ısrarcı her nedense.
Kötüydü. Çalgı Çengi'nin amatör ruhu ve mizahının yerine gişe kaygısı geçince daha farklı bir sonuç ortaya çıkmıyor ne yazık ki. Şafak Sezer komedisi gibi insanı sinir eden bir film demek istemiyorum ama çoğu yerde Şafak Sezer komedisine gönül indirmiş film.
Zorlama, sulu ve samimiyetten yoksun çok fazla sahne var. Mizah doğallık ve samimiyet üzerine kurulur.
Zorlama, sulu ve samimiyetten yoksun çok fazla sahne var. Mizah doğallık ve samimiyet üzerine kurulur.
Ne yazık ki çok kötü bir film olmuş. Emeğe saygısızlık etmek istemem ama emeğe yazık. İki filmi birden izlemiş biri olarak söyleyebilirim ki filmleri başarısız kılan nedenler ortak: Bir kere konu aynı; belediye başkanlığı yarışı ve iyiyle kötünün yarışından öteye götürülemeyen bir yarış halihazırdaki. İkincisi şive müthiş abartılı. İyiler katışıksız iyi ve öğretici, kötüler alabildiğine ...
Devamını oku
Devamını oku
OL - MA - MIŞ. Hem de hiç olmamış! Serinin 2. filmini izledikten sonra sormuştuk: 1.'nin tıpatıp benzeri bu filme ne gerek vardı? diye. 3.'sü için de aynı soru genişletilerek yeniden sorulabilir: '2 tane benzeri varken bu filme ne gerek vardı?' diye. Ata Demirer, 3 filmi de aynı şablon üzerine kurmuş: 9/8'lik ritimli şarkılar, iyi adamlar - kötü adamlar, iyi adamların galibiyeti. Ama artık yeter ve umarım Ata Demirer ...
Devamını oku
Devamını oku
Tamam olması dileğiyle gittiğim ve tamam olmadığını gördüğüm film. Üzgünüm ama tamam değil. Karanlıktakiler'i çekmiş bir Çağan Irmak böyle filmler çekmemeli. Bu öncelikle kendisine sonrasında seyircisine haksızlık...
Yılmaz ERDOĞAN'ın 'Kelebeğin Rüyası' hariç tüm filmlerini sevmiştim. Komedide fazlasıyla iyi olan ERDOĞAN, ne yazık ki 'Kelebeğin Rüyası'nda klasik bir gişe melodramının ötesine geçememiş. Fragmanını izlediğim günden itibaren sabırsızlık ve heyecanla beklediğim bir filmdi Kelebeğin Rüyası.
Kendilerini şiire hasretmiş iki şairin naif yaşamlarının anlatıldığı iddiasıyla gittiğim filmde gördüm ki film ...
Devamını oku
Devamını oku
Sıkılmadan izlenebilir bir film. Eleştirilebilecek yanı çok, o kadar masrafa gerek var mıydı denirlebilecek bir film ama dediğim gibi bunlara rağmen sıkılmadan izlenebilir.
Bir intikam alamama hikayesi. Konu olarak hiçbir orjinalliği yok. Oyunculuklar kötü. Bu film niye çekilmiş ki dedirdetecek kadar kötü bir film. Psikopat katili; ana, baba ve çocuğuna öldürttürme mantığı pardon mantıksızlığı ise gerilim olarak başlayan filmi komedi olarak bitiriyor.
Bir tane Babam ve Oglum yeterdi, ikincisine yani Dedemin Insanlarina çekilmis oldugu haliyle hiç gerek yoktu. Bu filmi ilk duydugumda ne kadar heyecanlamistim. Mübadeleye dair nihayet iyi bir film çekilecek diye düsünmüstüm. Yasadigim hayal kirikligi oldu. Filmde yok yoktu; aile basta olmak üzere, mübadele, darbe, iyi ve kötünün karsilasmasi... Bu bakimindan film beni çok yordu ve filmden bas agrisi ile ayrildim. Çagan IRMAK daha ...
Devamını oku
Devamını oku
GRAN TORINO; hayatimda izledigim en güzel filmlerden bir tanesi hatta en güzeli diyebilirim, hayatimin diger en güzel filmlerine ihanet ederek. Ama olsun bu hainligi göze aliyorum. 'Insan nedir sorusuna ancak bu kadar güzel bir cevap verilebilirdi. Tesekkürler sana güzel insan CLINT EASWOOD.
Mükemmel bir film olmuş... Yanlarında katille, ceseti arayan görevlilerin cesedi görev icabı aradıklarının, aslında cesedi umursamadıklarının içten ve sarsıcı bir anlatısı olmuş film. Otopsi esnasında sağlık teknisyeninin suratına kan sıçrayan doktora söylediği şu replik ise tam yerine oturmuş: 'Fazla yaklaşma sana da bulaşır...'